sessizliğime kondu düşkırıklığımın dalga dalga hırçınlığı
savrulan her lanet ardına aldı bitmemiş hikayelerimi
sonunu yazmadan bitti başlayamayan bestesi duruluğumun
yamanmış bir gelinlik bıraktı geceye hayat
kir pas içinde
kara bir büyü gibi çöktü çekip gitmelerin sızısında aşk
ağlamadım
ağlamayacağım
utançlarına uçurtmalar uçuracağım ayrılıkların
kuyruğunda sana yazdığım şiirler
suya çizilmedi mutluluğun resmi
gözlerine bırakmıştım yaşlarımı
bende hiç yaş kalmadı
"sana gitme demeyeceğim" demişti şair
Lavinia gitti
paylaşılmayan öyle çok şey var ki
ne çok şarkı biriktirdim sana söyleyeceğim
biletler aldım iki kişilik en son filmlere
gitmedim
hiçbirine
tüm öfkeleri tek başıma haykırdım yalnızlığa
olanca dinginliğimde kustum sessiz kalışlarımın çığlıklarını
dize dize
her sözcük sen oldun
bil(me)din!
dudağıma vurduğum kilidi açmaya çalışmadı gündüzün kanlı ışıkları
tümünü yaktım sırların bir ocağın başında
sen vardın
ben vardım
dualara kanat taktım ve bıraktım gökyüzüne
kahkahalar gönderdi üzerime Olympos'un tepesinden Zeus
şimşek şimşek çaktı oyunlarının kahreden sakinliği
korkmadım
yılmadan attım her adımımı her gün
her an
sana söz verdim içimde
delirsem de
zıvanadan çıksam da
kurtulsa da hayat zincirlerinden bensiz
bitmeyecek boşluklarla savaşım
dolana kadar aşk tepeleme
ve çalana kadar kapımı sonsuzluk
söz verdim
bırakmayacağım...