Türkiye'de üniversite tercih süreci, milyonlarca öğrencinin geleceklerini şekillendiren kritik bir dönemdir. Bu süreçte öğrencilere rehberlik etmek amacıyla ortaya çıkan "tercih danışmanlığı" sektörü, ne yazık ki bilimsel temelden yoksun, metodolojik açıdan kusurlu ve teknolojik gelişmelere kapalı bir yapı sergilemektedir. Türkiye'de Tercih Danışmanlığının Mevcut Durumu
Eğitim Eksikliği ve Metodolojik Yetersizlikler
Türkiye'de gerçek anlamda tercih danışmanlığı konusunda sistematik bir eğitim programı bulunmamaktadır. Ne kurs olarak ne de üniversitede tercih danışmanlığı eğitimi verilmez. Çünkü bu alan, temelde istatistik, veri madenciliği, psikometri, öğrenci profili analizi ve bölüm risk sıralaması hesaplaması gibi ciddi disiplinleri gerektirmesine rağmen, bu konularda uzmanlaşmış eğitim kurumları veya sertifikasyon programları mevcut değildir. Bu sebeple sektör büyük ölçüde amatör yaklaşımlarla işletilmektedir.
"Falcılık" Yaklaşımının Yaygınlığı
Mevcut tercih danışmanlığı hizmetleri, bilimsel analiz yerine sezgisel ve spekülatif yaklaşımları benimser. Bu durum, sektörün "falcılık, tarotçuluk, sayısal loto bayisi yaklaşımı" olarak nitelendirilebilecek bir karaktere bürünmesine neden olmaktadır. Danışmanlar, kulaktan dolma bilgilerle ve geçmişten gelen alışkanlıklarla hareket ederek, öğrencilere "yazı tura atan stratejistlik" düzeyinde rehberlik sunmaktadır.
Geçen Yıl Paradigmasının Hâkimiyeti
Türkiye'de tercih danışmanlığının en büyük yanılgısı, "geçen yıl şu sıralamayla aldı, bu yıl da alır" mantığının ana yöntem olarak benimsenmesidir. Bu yaklaşım, eğitim sisteminin dinamik yapısını ve yıllık değişimleri göz ardı etmesi bakımından %100 hatalıdır. Oysa gerçek bir danışmanlık hizmeti, en az 5-10 yıllık veri seti üzerinde çalışmalı ve trend analizleri yapmalıdır.
Sistemsel Kırılmalar ve Değişkenler
Kontenjan Değişimleri ve Hesaplama Yöntemleri
Üniversite sistemi sürekli değişim halindedir. Kontenjan değişimleri, başarı sırası hesaplama değişiklikleri, sınav zorluk düzeyi farklılıkları, tercih davranışı değişimleri gibi faktörler, geçmiş yıl verilerinin güvenilirliğini ciddi şekilde sarsar. Özellikle son yıllarda yaşanan ikinci öğretimlerin kapatılması, Öğretmen Akademisi'nin kurulması ve barajların kaldırılması gibi sistemsel kırılmalar, geleneksel yaklaşımları tamamen geçersiz kılmaktadır.
Sosyal Medya ve Popülerlik Etkisi
Sosyal medyada öğrenciler ve öğretmenler tarafından bilinçsizce tavsiye edilen bölümlerin ani popülerlik kazanması, tercih davranışlarını öngörülemez şekilde etkilemektedir. Bu durum, statik veri analizlerinin yetersizliğini bir kez daha ortaya koymaktadır.
Nicel Veri Analizi ve Programlama Eksikliği
Python ve R'nin Göz Ardı Edilmesi
Modern veri biliminin temel araçları olan Python ve R programlama dilleri, Türkiye'de tercih danışmanlığı eğitimlerinde hiçbir zaman ele alınmamaktadır. Bu durum, sektörün 21. yüzyılın teknolojik imkânlarından yararlanmasını engellemektedir. Oysa regresyon analizleri, veri analizi, güven aralıkları, trend analizleri, varyans ve volatilite analizleri gibi temel veri bilimsel yöntemler, doğru bir tercih danışmanlığının vazgeçilmez unsurlarıdır.
İstatistiksel Metodolojinin Yokluğu
Türkiye'de tercih danışmanlığı, istatistiksel metodolojiden tamamen yoksundur. 5-10 yıllık verilerle çalışmak, trend ve sapmaları analiz etmek, belirsizlik aralıklarıyla olasılık tahminleri yapmak gibi temel istatistiksel yaklaşımlar uygulanmamaktadır. Bu durum, danışmanlık hizmetlerinin bilimsel güvenilirliğini ciddi şekilde zedelemektedir.
Tercih Robotlarının Yazılımsal Sorunları
Algoritma Yetersizlikleri
Piyasada yaygın olarak kullanılan tercih robotları, ek tercih sürecinde ciddi yazılımsal ve algoritma sorunları içermektedir. Bu sistemler:
- Bölümler arası yatay etkileşimi dikkate almamaktadır
- Yığılma etkisi ve oynaklık faktörlerini hesaba katmamaktadır
- Kullanıcının risk seviyesi ve stratejik planını modelleyememektedir
- Çok boyutlu veri analizinden yoksundur
Yanıltıcı Pazarlama
Tercih robotları, "bu robot zaten doğru çıkarıyor" algısıyla pazarlanmakta, yazılımsal ve istatistiksel zaafları konuşulmamaktadır. Bu durum, öğrencilerin ve ailelerin yanlış güven içinde kritik kararlar almasına neden olmaktadır.
Yapay Zekânın Potansiyeli ve Kaçırılan Fırsatlar
Çok Boyutlu Tahmin Modelleri
Doğru veriyle eğitilmiş yapay zeka modelleri, tercih danışmanlığında devrim oluşturabilecek potansiyele sahiptir. Bu modeller:
- Yığılma tahmini yapabilir
- Bölüm kapanma olasılığını hesaplayabilir
- Adayların olası tercih davranışlarını modelleyebilir
- Çok boyutlu risk analizleri gerçekleştirebilir
Eğitim Eksikliği
Ne yazık ki, ne öğretmenlere ne de öğrencilere yapay zeka araçlarının tercih sürecinde nasıl kullanılabileceği konusunda herhangi bir yönlendirme yapılmamaktadır. Bu durum, teknolojik imkânların değerlendirilememesine neden olmaktadır.
Motivasyonel Konuşmacılık vs. Bilimsel Danışmanlık
Kişiselleştirilmiş Analiz Eksikliği
Mevcut tercih danışmanlığı hizmetleri, "bölüm seviyorsan git, başarı sırasına 5K üst 5K alt yaz" gibi evrensel geçerli gibi sunulan, ancak kişisel riski ve hedefi analiz etmeyen yaklaşımlarla yürütülmektedir. Bu durum, danışmanlığın motivasyonel konuşmacılığa dönüşmesine neden olmaktadır.
Psikometrik Değerlendirme Eksikliği
Gerçek bir tercih danışmanlığı, öğrencinin kişilik özelliklerini, yeteneklerini, ilgi alanlarını ve kariyer hedeflerini bilimsel yöntemlerle analiz etmelidir. Psikometrik testler, kişilik envanteri ve yetenek analizleri gibi araçlar kullanılarak öğrenciye özel öneriler geliştirilmelidir. Türkiye'de tercih danışmanlığı sektörü, bilimsel temelden yoksun, metodolojik açıdan kusurlu ve teknolojik gelişmelere kapalı bir yapı sergilemektedir. Bu durum, kritik eğitim kararlarının yanlış bilgilerle alınmasına neden olmaktadır.
Acil Reformlar
- Eğitim ve Sertifikasyon Reformu
- Zorunlu Veri Bilimi Dersleri: Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık (PDR) bölümlerine Python/R programlama, istatistik ve veri madenciliği dersleri eklenmelidir.
- Mevcut Danışmanlar İçin Hizmet İçi Eğitim: MEB ve YÖK işbirliğiyle, atanmış PDR mezunlarına 5-10 yıllık veri setleri üzerinden trend analizi eğitimleri verilmelidir. - Teknolojik Altyapının Geliştirilmesi
- Yapay Zeka Destekli Tercih Platformları: YÖK tarafından geliştirilecek açık kaynaklı bir platformda:
- Kontenjan değişimleri, sosyal medya etkileri ve sistemsel kırılmaların simülasyonu yapılmalı,
- Monte Carlo simülasyonları ile risk analizi sunulmalıdır.
- API Entegrasyonu: Üniversitelerin tercih robotları, gerçek zamanlı veri çekebilen API'lerle donatılmalıdır. - Bilimsel Metodoloji Standartları
- En Az 5 Yıllık Veri Analizi: Danışmanlık süreçlerinde, basit lineer regresyon yerine ARIMA (Zaman Serisi) modelleri zorunlu kılınmalı.
- Psikometrik Değerlendirme Zorunluluğı: Tüm adaylara Holland Mesleki Tercih Envanteri veya Benzeri testler uygulanmalı tercih listeleri bu sonuçlarla eşleştirilmeli . - Sektörel Düzenleme ve Denetim
- Sertifikasyon Sistemi: YÖK veya MEB onaylı "Tercih Danışmanlığı Sertifikası" zorunlu hale getirilmeli. Sınav içeriği: Veri Analizi (%40), Psikometri (%30), Eğitim Politikaları (%30).
- Kalite Standartları: Tercih robotları için şu kriterler getirilmeli:
- Varyans hesabı yapabilme,
- Güven aralığı sunma,
- Risk toleransına göre strateji önerebilme. - Disiplinlerarası İşbirliği
- Veri Bilimciler-PDR İşbirliği: Üniversitelerin İstatistik/Bilgisayar Mühendisliği bölümleri ile PDR bölümleri ortak projeler yürütmeli.
- Tercih danışmanlığı diğer alanlara kapalı olmamalıdır . - Şeffaflık ve Farkındalık Kampanyaları
- "Yanıltıcı Robot" Uyarıları: MEB, tercih robotlarının istatistiksel sınırlarını açıklayan rehberler yayınlamalı.
- Aile-Öğrenci Eğitimleri: RAM'ler aracılığıyla velilere, "bilimsel tercih danışmanlığı kriterleri" anlatılmalıdır.
Türkiye'de tercih danışmanlığı, öğrencilerin geleceğini şekillendiren kritik bir süreç olmasına rağmen, bilimsel metodolojiden uzak, teknolojiye kapalı ve denetimsiz yapısıyla adeta bir "kumarhaneye" dönüşmüştür. Acil reformlar yapılmazsa, milyonlarca gencin kariyeri kulaktan dolma bilgilerle belirlenmeye devam edecektir. Çözüm; veri bilimini merkeze alan, psikometrik değerlendirmeyi entegre eden ve yapay zekânın gücünden yararlanan ulusal bir tercih danışmanlığı protokolü geliştirmekten geçmektedir. Bu dönüşüm, Türkiye'nin insan kapitalini doğru yönlendirmesi için bir zorunluluktur. Tercih danışmanlığı, geleceğin meslek profesyonellerinin yetiştirilmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, sektörün bilimsel temellere dayalı, teknolojik araçları etkin kullanan ve öğrenci merkezli bir yaklaşımla yeniden yapılandırılması kaçınılmazdır. Ancak bu şekilde, Türkiye'de tercih danışmanlığı gerçek anlamda bir uzmanlık alanı haline gelebilir.