Yine gel olur mu? Bir daha gidecek olsan bile gel… İster hatırla, istersen adımı sor yine…
Belki bir gece misafirim olursun, uzun uzun sohbet ederiz. Anlatırsın ne var yok, yeni tatlar keşfettiysen yediğini içtiğini de dinlerim üstelik… Kim bilir nerelere gittin, neler gördün bunca zaman. Ne çok şey birikmiştir bilmediğim, kaç kişiyi bırakmışsındır peşinden hayran hayran… Hayatın zorluklarından bahsedersin yine, sıkılmam dertlerinden, seni dinlemeyi öyle özledim ki…
Benden sonra dinlediğin şarkıları söylersin belki ya da keşfettiğin eski şarkılardan mırıldanırsın. Ben bol şekerli bir Türk kahvesi yaparım sesinde köpüklenen. Mutfak camından gelip geçenleri seyrederken, telvemizde geçmişe rastlarız bakarsın. Alınmam gülüp geçersen…
Ülkenin halini tartışırız istersen, ölen değerlerden dert yanarız beraber… Gözlemlerini anlatırsın, yeni pencereler açarsın ufkuma, belki kızarsın aynı fikirde olmayınca; ama kabul ederim seninkini de, sana yenik düşmeyi bile özlemişken, hangi partinin yenilgisi dokunur ki kanıma…
Beni sormazsan anlarım, yine bildiğin gibi olduğumu farz edebilirsin. Zira ne odamın matemi eksik kalıyor gecelerde, ne de akortsuz piyanomun yalnızlık senfonisi… Bir sen eklendin işte özlediklerime, onu da susar söylemem…
Uyuman için saçlarını okşarım yine, sonra kalkar giderim usulca. Evin heyecanına ortak olurum, olur ya şaşırıp da dile gelen bir duvarla konuşuruz senden. Sen bir daha geldikten sonra mümkündür ağlaması aynanın bile… Hiç değişmemiş der uyurum sonra senden kalmış bir yastığın artık sen kokmayan kılıfında…
Yine gel olur mu? Hiç değişmemiş ol… Biraz kokunu bırak, biraz neşenden bulaştır yokluğuna… Tek gecelik misafiri ol evinin, sabahına çekip gitsen de, belkiler bırak ardında, yine gelecek olmanın ihtimali yeter bu dört duvara…
]