"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Yok Gibi

Acımasız silahşörün son kurşunu / Şimdi senin göğsünde

yazı resim

Aklıma düştü kayıp kentin saklı hazineleri;
Yok gibi!
Var olsun isterken,
Hep olsun isterken,
Kaybedilen!
Aklıma düştün sen;
Kaç asır geçmiş üstünden?
Yüzünde zamanın silik izleri...
Kimler almış eline bu fotoğrafı?
Kim bilir?
Bir tarafım melek,
Şeytan diğer yanım.
Bir tarafımda sevgi,
Şehvet sereserpe uzanmış diğer yanımda.
Seyre dalmışım geçen gemileri;
İçinde her birinin,
Kayıp bir yolcu!
Hep isterken,
Hiçlere gömülen.
Sanki artık yok gibi!
Acımasız silahşörün son kurşunu
Şimdi senin göğsünde.
Her dalgada yüreğime vuran binlerce damla,
Göğsünden damlayan kan tadında.
Kelimeler kilit altında,
Dillere tembellik çökmüş.
Saklanan hazineler şimdi nerede?
Nerede ince dokunuşları ellerin?
Utanmaz ıslaklığı şehvetimin,
Koynumdaki bu kayganlık da ne?
Nedir bu dağınıklığı yatağımın?
Vahşetin dansında kıvrılan bedenim
Hep isterken,
Hep beklerken,
Bir gemi daha...
Kayıp kentin saklı hazinleri düştü aklıma,
Sen çıkageldin!
Yitik anlardan,
Yitik bir fotoğraf;
Sanki yok gibi!

KİTAP İZLERİ

Nohut Oda

Melisa Kesmez

Melisa Kesmez’in ‘Nohut Oda’sı: Eşyaların Hafızası ve Kalanların Kırılgan Yuvası Melisa Kesmez, üçüncü öykü kitabı "Nohut Oda"nın başında, Gaston Bachelard'dan çarpıcı bir alıntıya yer veriyor:
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön