"Yazmak, bir yazarın kendi cehenneminden geçerken okuyucularına cennet vaat etmesidir." – Charles Bukowski (kurgusal)"

Yuvası Acı Çocukları

Bakın duvarlara! yaptıkları rengarenk suluboyaları, karası, erguvanı, alı …evet kırmızı şapkasıyla ormanda kaybolan kız masalını anlatan masalcılarıyla uyumamışlar mıydı?

yazı resim

Evleri pür sıcaktı. Üstüne titreyen anaları!
doktorları, bakıcı ve müdür babaları.
Gördüğünüz görüntüler koca koca uyduruktan, kuyruklu yalandı. Daha geçen gün şefkatten baygınlık geçirmişti o minicik başları… görenler vardı.

Elleri!
yumuk yumuk ellerini tutmuş pedagoglarıyla, oyunlar oynamışlardı.
Zaten burası da bir yuvaydı. Çünkü kapılarına büyük büyük puntolarla ÇOCUK YUVASI yazmıştı üstten mühürlü bakanları!

Bakın duvarlara!
yaptıkları rengarenk suluboyaları, karası, erguvanı, alı …evet kırmızı şapkasıyla ormanda kaybolan kız masalını anlatan masalcılarıyla uyumamışlar mıydı?
Düşleri, yatakları, pembeden halıları, geleceğe açılan camları, en ince detayıyla düşünülmüş sırtlarını dayayacakları vatanları

Ayıptı!

Senaryosu bu kadar titizlikle yazılan ve iman gücüyle kötü kadın rollerini oynayan analara!
vurulan medya şamarı.
Hem hükmü hükümsüz kılan en muhkem şey değil miydi halkın kararları?

Çocuklar dövülmez, çocuklar bir gül goncası
Sevilesi yanları saf ve temiz bakışları …

Bilmiyorlar mı?
en dipten en zirveye koltuk altlarında büyüttükleri kıldan postların zamanda tek tek yolunacağını

Olmaz olmaz
olmaz olur
olur mu olur
demeyin

Hiç olur mu?
kırılası ellerin tutunacakları dalları böylesine kırdığını.

Burada Ağlayın şimdi.

Filmin En dramatik yanıydı başı başla yarılan Çocukların çığlıkları.

Ayşe Keskin /Trabzon- 2005

KİTAP İZLERİ

Dokuzuncu Hariciye Koğuşu

Peyami Safa

Acının ve Istırabın Edebiyatı Peyami Safa'nın "Dokuzuncu Har-iciye Koğuşu", hastalığın pençesindeki insan ruhunun zamana meydan okuyan bir keşfi olmaya devam ediyor. Edebiyatın en temel işlevlerinden
İncelemeyi Oku

Yorumlar

Başa Dön