Terapistin Olmadığı Yerde
(Muna Genç) 14 Mart 2007 |
Karakterler Üzerine |
| |
Sabahları yorgun ve mutsuz uyanmanıza, günlük birikimler içinde neye dayandığınızı kelimeye bile dökemiyor olmanıza, sadece gitmeye odaklansanız bile bir köşe bulup kıvrılmanıza inat! Sizde oluşan, ama size ait olmayana inat... |
|
Bugün Bile Henüz Bugün...
(Muna Genç) 6 Şubat 2008 |
Parça |
| |
Sözlerim...
Bütün insanların geçiş durumlarına bağlı.
Sözlerimi büyütebilirim de; "bütün insanlığın geçimine bağlı" gibi...
Bir bir yaşıyoruz... Birilerini seviyor, birilerine inanıyoruz, bir şeye inat ediyor, bir yerde kirleniyoruz...
"Yok" deyip kalkıyor, zira "evet" diyene gülümsüyoruz, yolda yürürken olanları aklımız almıyor ama hesap verirken "dünya kuş çeşitleri"ni bile sayabiliyoruz. Çocukları korumak isterken, büyükleri üstümüze düşmekle itham ediyoruz. Kitap okumayıp köşe okuyunca ancak gişelerden geçiyoruz. Sokağa çıkınca "hava, dükkanlar, güneş, ah canım simitçim bugün ne de sıcak" diyor fakat eve girer girmez her şeyi dışarıda bırakıp "şu ayakkabıların haline bak, tabi o sokağın daha yapılacağı yok" deyip surat asarak sofraya oturuyoruz. "Kasaba dolusu insan gibiyim mübarek" şeklinde yaşıyor ama henüz içimizden eleştirilere geleni tanımıyoruz. Tartıyoruz ama hep bir eksik söylüyoruz. Gidiyoruz ama götürmüyoruz. Kalıyoruz ama dinlemiyoruz. Bilmiyor ama ezberliyoruz. Geçmişi daha da ilerlemek için değil; yerimiz için, çıkarımız için kolluyoruz! "Görünüşe göre" duruyor, "ama niye canım" diyerek, göreceli olanı kenara iteliyoruz.
Bir adım; Ya şüpheyle yaklaşıyoruz ya da fıstık atar gibi...
"Nasıl olsa içindeki ben değilim" diye...
Oysa burası bilmediğimiz bir yer değil. Bir devirdir dünya!
Ve zaten-vaat edilmeyen "o" bahçeleri de vejetaryen!
Bi' dünya kıpırdamıyor ama! "Nasıl olsa içindeki benim" diye mi?
M.G.T.
|
|
Terapistin Olmadığı Yerde VII
(Muna Genç) 24 Eylül 2008 |
Karakterler Üzerine |
| |
Bir şeyler yaparken, başarılı bulundun başkalarınca,
eğrisiyle doğrusuyla yol aldın, gerçeğe yaklaştığını hissettin.
Bu muymuş, dedin sonra.
Birini mi kaybetmek üzereydin, Tanrı sakladı sizi?
ya da başına bir şey geldi diye çok korkuttun herkesi…
|
|
|
Bu yazıların bir kenara bıraktığı çıkarımlar, adab-ı bağlılığı sonuna kadar; zira bir iddiam varsa da, siz ortaya çıkarana kadar rahatsızlık taşıyordur. Elinizden gelen her şey için Teşekkür ederim... tekrar.
|
16.04.2007 00:09:14
|
Pazar Pazar |
| |
Neden bu kadar koştuk... |
|
04.04.2007 12:42:44
|
Kitapları üst üste koyamadığın mutfaktayım, yan yana koymak için |
| |
Bugün ayın 4'ü... 4 Nisan (yemeği) geçirdim içimden yani, 4 kere Nisan'a girdik Bahar diye... Pazar'a da çıktım, yok bu "pazar" başka! Cumartesi'leri kurulan "sebze ve meyve geleneği"... "Sofranı buradan kur ablaa" nidasında bakış-bilir pazarcılarım ile karar verdik haftaya fotoğraflarını çekeceğim. Tabii o taptaze kokan meyve ve sebzelerin! Hava da açacak muhtemelen, yağmurlu aksamı photoshop da biliyor. "Bağlantılar"daki bütün linklerim onların fotoğrafları ve yorumları ile dolar herhalde, ah evet bir de "Nike sabah insanları"nın fOtOları da olacak artık.
Onay bekleyen yazılar arifesinde, buraya birkaç şiir değil, deneme değil, ama "ne kaçamak" yazıları koyarım diye düşünürken baktım "mantarlar"ın son kullanma tarihi yarın; üzgünüm şu an gerçekten o vişneli şarabı da katıp vermicelli'li + soya filiz'li düş bir yemek hazırlayacağım. Fotoğrafla görüşürüz...
|
|
21.03.2007 16:38:53
|
Pazar Pazar |
| |
14 hafta sürecek bir iz bırakacağım Pazar'ları. Final, emeklesen de 17 Haziran diye bir tarihte bitecek. Çift dikiş olacağım o haftasonu herhalde :) Tabiki emeklemeyi düşünen yok, Cumartesi artık bir "off-night club"tır benim için.
-----
Forumumuz açılsa da... "Haftanın günlerini meşgul edelim" kampanyası sürsek buradan, neye iyi gelirdi ilk? -Meraka. -Peki motivasyona? -En son endişemiz o. -
------
Şimdi aklıma geldi, Haziran da tam düğün ayı. Benim bildiğim-sevdiğim-malum gideceğim olanları hep şehrimin dışında... Neyse ki, o iki şehrin de Pazar'lara girişi, yabancı olmadığım "elmalı kapı"larda.
|
|
|