..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın." -Victor Hugo
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yazar Portresi - Umut Kazan
Umut Kazan - Dudağında bükülen hüzünleri de öptüm sonunda...
Site İçi Arama:


Ana Sayfa
  Çırılçıkmaz (Umut Kazan) 10 Temmuz 2023 Aşk ve Romantizm 


  Sil Baştan Teknolojisi (Umut Kazan) 18 Temmuz 2018 Bireysel 


  İnsanın Diyalektiği ve İntihar (Umut Kazan) 18 Temmuz 2018 Toplum 

İnsanın köleleşmesi çarka dahil olmakla başlar.

  Fiş... (Umut Kazan) 21 Aralık 2017 Toplumcu 


  Çöp... (Umut Kazan) 1 Aralık 2017 Bireysel 


  Titiz Şiir (Umut Kazan) 30 Kasım 2017 Lirik 


  Tık Tık Tık (Umut Kazan) 29 Kasım 2017 Yaşam 


  Bir Omuz Hikayesi (Umut Kazan) 28 Kasım 2017 Bireysel 


  Menüde Yalnızlık Var (Umut Kazan) 26 Kasım 2017 Bireysel 


  Alzaymır (Umut Kazan) 25 Kasım 2017 Bireysel 


  Şey... (Umut Kazan) 1 Eylül 2015 Bireysel 


  Tabakları Ben Yıkarım (Umut Kazan) 14 Ocak 2015 Aşk ve Romantizm 


  Aşk Kardeş (Umut Kazan) 9 Ocak 2015 Aşk ve Romantizm 


  Selvi Boylum Al Yazmalım (Umut Kazan) 10 Nisan 2014 Aşk ve Romantizm 


  Ulan Aşk Sen Kimin Adamısın (Umut Kazan) 28 Mart 2014 Aşk ve Romantizm 


  İmla Kuralları Destanı (Umut Kazan) 24 Mart 2014 Toplumcu 


  Leş Para Etmez Hikaye (Umut Kazan) 10 Mart 2014 Bireysel 


  Pembe Panjurlu Kapan (Umut Kazan) 6 Mart 2014 Anı 


  Lambanın Cini (Umut Kazan) 23 Aralık 2013 Toplumcu 


  Trajik Kazası (Umut Kazan) 26 Eylül 2013 Bireysel 


 

 



Çekmecenin içine sığdıramadım duygularımı , paylaşmak istedim sadece.


  14.04.2012 04:53:53 Günlük 05 Nisan 2012 

İlk oyun oynamaya ne zaman başladım bilmiyorum. Ama oyunların devam ettiğini sadece oyuncakların değiştiğini biliyorum. Öyle böyle değil olgunların oynadığı oyunlar ve bu oyunları oynamak için seçtiği oyuncaklar. Aslında burdaki olgunluk sadece büyümenin verdiği bir yaşlılık durumu.

Bir anımı paylaşarak devam etmek istiyorum; belki dört belki beş yaşımdaydım. Annemim yün yumaklarıyla oynuyordum. Malum bizim zamanımızda oyuncaklar, kaynaklar açısından kısıtlı ama yaratıcılık açısından sınırsızdı. Tabi annemde pek hoşnut değil onun yün yumaklarıyla oynamamdan. Arasıra terliğinden ve çimdirmelerinden nasibimi alsam da vazgeçmiyorum o yumakları birbirine karıştırmaktan. Annem çok kızmış olmalı ki bayağı bir haşladı beni bu sefer, ben de aldım yumağı ona doğru fırlattım. Gözüne geldi ve numaradan gözünü kapatıp ağlamaya başladı. Nihayetinde, numaradan ağlamak pek tanımlı değil yaş itibariyle bünyemde.Yün yumak durduğu gibi yumaşak değildi demek. Yakmıştı ilk aşkımın canını. O günkü üzüntümü hala unutamam. 

Oysa bu yaşımda insanların kalbini daha rahat kırıyorum. Ama daha zor üzülüyorum. Masumiyet terk edince bünyeyi kirlenme bir virüs gibi yayılıyor insanın yüreğine. Şiir de kurtarmıyor, öykü de. Sadece geride bir masal kalıyor, bir varmış bir yokmuş diye... 


  05.04.2012 01:34:30 Günlük 05 Nisan 2012 

Bu masa ne büyür ne de küçülür. Ekrana bakan gözlerim yorgun olsalar bile dertleşmek istiyorlar bu gece. Onsekiz yaşımdaki zamanları hatırlıyorum; yalnız kalmak için kendimle yarışırdım adeta. Dünyayı kurtaracaktım ya, onun için bir başıma kalırdım sanki. Herşeyden ve herkesten uzak olmak gizemli ve mistik gelirdi. Elimdeki kalem tüm gece dans ederdi beyaz kağıtların üzerinde. Annemin sesiyle birkaç kez sarsılırdı İlham Beyin otoriter duygusallığı ama...

O zamanların teknolojisinde kasetlerim vardı bir de gazete kuponlarıyla biriktirip edindiğim küçük bir müzik setim. Gece el ayak çekilince odamın sessizliğini o kaset koleksiyonumla bölerdim. Sezen Aksu, Bülent Ortaçgil,Zülfü Livaneli,Fikret Kızılok,Moğollar aileden biri gibiydi benim için. O gün sorsanız çok büyük sıkıntılarım vardı, ama bugün sorsanız o sıkıntıları tekrar edinmek için nelerden vazgeçebileceğimi hiçbir kağıda sığdıramam. Mutlu insanla mutsuz insan arasındaki fark bu olmalı; mutlu insan yarını, mutsuz insan ise dünü satın almaya çalışıyor sanırım.

Soyut kavramlar hayatımın klavuzu oldular. Karşılığı bir nesne olan şeyleri sadece hatırası varsa sahiplendim. Ama duygular her zaman elimle uzanıp tutacak kadar bana aitlerdi. Belki de bu yüzden, pişmanlık, içimde hiçbir sokağa uğramadan hep teğet geçti. Önümde hüzün varsa onu, önümde aşk varsa onu, önümde yalan söylemek varsa onu,önümde yalnızlık varsa onu... Yani daima önümden yedim diyebilirim.



 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Umut Kazan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.

 

Bu dosyanın son güncelleme tarihi: 21.11.2024 17:52:54