"Her yeni gün, yaşamın sayfasını senin en güzel kelimelerinle doldurma fırsatıdır."

Bayram Kaya

Düet 1

"Dış dünyanın baskı ve basıncıyla özne arasına"; en az durumuyla yalıtımlı bir vücut girmişti. Yalıtımlı bir en az dış dünya bağıntısı olan sosyo toplum girmişti. Bunlar dış dünyanın baskı ve basıncına supaptılar. Bu supap durumlar nedeniyle artık kişi interdi, üniversaldır.

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 17

Öyleyse fakir kişi içselinde zenginlik belirim verememekle bir boşluk devinmesidir. Zengin kişide de fakirlik belirim verememekle etkin bir boşluk alan devinmesidir. Fakirliğin kendi zenginliğiyle bir arada olması demek diğerinin belirim veremeyen varlığı ile bir diğerine boşluk devinmesi gibi davranır olmasıdır.

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 16

Üreten yapı içinde üretenler fakir ve köle durumuyla iyonize olan pasif aktifi iliklerdir. Kişi sahipler de zenginlik ile dıştaki pasif aktifi olan iyonlara karşı aktiftirler. Bu durumda zıtlar kendi üzerlerinde nötr bir belirme gibi iken zıtlar daha çok dışta olan iki ve daha fazla şeyler arasında bağıntıyla beliren

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 15

İşte oligarşin teokratik iradesiyle üretimden gelen güce sahip olmanın kısmi iradesi; yöneten egemen iliğe kısmi sahipti. Üretimden gelen gücün egemenliği kısmi olduğu kadar paylaşmakla, yöneten irade cumhur olan halkın cumhuriyet iradesine dönüşmüştü. Halk perdeleyen söylemdi. “Üreten emek sahipli kısmi iradeyi sürece referans yapmayı gizliyordu”.

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 14

İhtiyaçlarını karşılama eğiliminde olan fakir ihtiyaçlarının çalışma nesnesini (enerji kaynağını)elinde tutanlara doğru çalışmak için eğimledir. Bu eğim kendisinde beliremeyene zenginliğe göre beliren fakirlikle aktiflikti. Bu aktiflik dıştaki zengine göre pasiflik olmakla sığınma ve teslimiyettir.

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 13

El mantığı her seferinde size kaybettiren süreçlerle olması üzerinde, günümüze gelmişti. Bencillik üzerindeki hoşlanışı dümenlerle ortak mirasa sahip çıkmış; mülk hakkı diye size çalışmalarınızı ve emek gücünüzü kaybettirmişti. Günümüzde de aynen sürmektedir. Müteşebbis hakkı, yatırımcı hakkı. Girişimci ve ticaret kâr payı. Hizmet kâr payı. Aracı komisyonu. Amortisman gibi

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 11

Bu nedenle sahipliği olmayan kölelerin çalışmasının zıttı olan yansımadan ötürü efendilerin de çalışmama eğilimi vardı. Köledeki "çalışma eğilimi" efendi de çalışma olarak beliremeyen bir yansımaydı. Her şey zıtların varlığı ve birliğiyle olasıydı.

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 10

Genelde bir hayat türü çalışma, üretmeyi köleleştiren asalak olmak dışında, kendi kendisinin asalağı olmamaktadır. Bir hayat olan insan da kendi yeteneği kadar payla toplumun kendisi ve toplumun inşacısıdır. İnsan, insan olmanın tarih bilinciyle, inşa bilinciyle asalak olabilse de ahlaken (mana en) toplumun asalağı olmamalıdır.

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 18

Sosyo toplumsa ruh ile bencillik arasındaki farka rağmen sosyo toplumsa ruh, bencil zekayı da içerir. Sosyo toplumsa ruhun inşacısı bencillikti. Ama bencillik sosyo toplumsa ruh tarafından içeriliyordu. Sosyo toplum esasen benciliğe özgü durumla üreten inşa iken sosyo toplum bencillikten çok fazla bir şeydir.
Bencillik sosyo tolumun

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 8

İlahi dönemli kişilerin yüz yüze görüşmelerinden algı olan somut meşruiyet ilik; İbrahim’in kendi El’i ile görüşmesini İbrahim’in söylüyor olmasına tanıklık etmeye dönüşecekti. Söyleyen de söylenende somut değildi ama “söyleneni söyleyen aracı İbrahimler” somuttu, bu da iknaa olmanıza yeterdi! Yetmezse açlık, işsizlik ve zorbalık belirecekti. Tarihsel hafızayı kaybeden tarihsel

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 7

El manalı inşa sistemi içinde toplum kolektif olarak üretimini yapar. Kolektif olarak üreten toplum bu kes de üreten yetenek ve ihtiyacına göre pay alamaz. Üretenlerin üreten yetenek ve ihtiyacına göre pay alamamasıyla sistem El manalı anlayış içine sıçrar. Çalışanların payı, ölmeyip te yarın yeniden çalışacak durumda olabilmenin en

Groteski İlikten El'e Kadar Olan Aitlik 1

El mana anlayışı; kolektif üreten ilişki çevrimi içinde, bu çevrimi "mülk sahibi olana biat etme imanı üzerinde sahiplerin paylaştırma yapmasına razı olmaktı (tevekküldü). Üreten yapı üzerinde kimi bencil bilincin, yeniden aitlik bilinciydi. Kolektif üretmenin tarih bilinci olmasa, El anlayışı ortaya konamazdı.

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 5

Kişi ister zengin olsun ister fakir olsun bu iki belirimle birlikte yansıyordu. Kişinin sahipliği varsa zıt belirimin birisi zenginlik olarak tümselirken diğer zıt belirimle olan fakir uç fakir olma belirimi verememekle beliremiyordu. Oyuk devimli boşluk alan etkisine dönüşüyordu. Zengin ve fakir oluş durumu bir kişi üzerinde aynı anda

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 6

Köleci yapı ile insan vahşete düşmüştü. Erdemliler erdemsizler bir tarafa çekilmiş; ahlaksızlık gemi azıya almıştı. Düşene bakan yoktu. Kulaklar çığlıklara kapanmıştı. Olup biten karşısındaki baskı ve yılgılar içindeki insanda ağızları bıçak açmıyordu. Tedirginlikte hiç hız kesmiyordu. Bu ahval üzerine insanlar iman üzerinde ahlaka çağrılıyordu.

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 4

Açlığı beliren kişinin tokluğu yok olur (kaybolur). Tok olan kişi de açlığı hissetmez. Yani tok kişinin de açlığı yoktur. Çelişki şu; beliren açlık karşısında tokluk belirimi oluşamaz. Açlık tokluğun; tokluk ta açlığın üzerine bir eğimdir. Ve açlık tokluğun; tokluk ta açlığın üzerine bir akış olmanın baskı ve basıncıdırlar.

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 3

Yoksunluğa karşı (mahrumiyet iliğe karşı), yokluğun (fukaralığın) varlığa (zengine) karşı olan eğimini sömürerek kullanıyordu. Fakire vermiyordu ama zengine mirasçı (muhtaç köle) yapıyordu! “Fakirler zenginin mirasçısıdırlar”. Veya “fakirin zengin üzerinde bir hakkı (rızkı) var” diyerek yoksunu kişisi sahipliği olan iradenin tahakkümü altına veriyordu.

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 2

Yani eksen merkezi ile çevresi içinde tümselen grupların merkezden çevreye doğru karmaşıklaşmakla artan iç hacimli itmeleri nedenle sosyo toplumsa yüzey gerilimi oluşmaktadır. Açıkçası toplumun üreten iç hacimli büyümesi ile toplumun bir önceki hacme göre olan eski yöneten ilişkileri arasındaki yüzey gerilimi (yöneten sınırlama gerilimi) farkı çelişmektedir.

Osmanlıda Kısmi Bir Etkin Hafıza 1

Hâlbuki ki tarihin hiçbir döneminde biat kavramı sosyo toplumun inşa temeli olmamıştır. Ve köleci sistem ortaya çıkana kadar da biat kavramı yoktur. Biat, üretim yapan gücün kendisini boyun eğmeğe zorlayan zorba güce boyun eğip, emperyalist bir güce teslim olmasıydı.

Elde Var Bir ve Bir Elde 3

Osmanlının yakasını kaptırdığı egemenlik, galata bankerleri de denen para sahipliği; buydu. Egemenlikte buydu. Osmanlı borç batağı altında siyaseten kontrol ediliyordu. Günümüzdeki Sarraf hikayesi bununla bire bir benzeşir gibidir.

Başa Dön