FUNDA BİLGİLİ

Sessizce, Sensizce...

Sarılmaya çalıştığım her ses birbirine benzer tınılara sahip oldu zaman içerisinde. Farklı sesler benzer seslere dönüştü önce. Sonra da benzer sesler aynı tona dönüştü acımasız bir monotonluk içinde. Peşine takılıp gittiğim sesin ufacık bir izi bile kalmadı. Kayıp seslerin peşinde, kayıp bir ruh silueti gördüğüm bugün. Tüm harfler

Hesapsız Aşkların Kadını

Suyun tadı su gibi değilse, şeker erimiyorsa artık dilinde, acı bir tat yapışıp kalmışsa düşlerinin en sınırsız çizgisine, kendini zincirliyorsan yalan öğretilerle; ihanet etmek bu apaçık hem aşka hem kendine. Denklemler yok aşkın matematiğinde. Hatta aşk ve matematik kavgalı kavramlar.

Kendine Yolculuğun Arifesindeki Kadın

Sana aidiyetimi hissedebilmek için mecburum başka aşklara ait olmadığımı kendime kanıtlamaya. Denemeli ve görmeliyim kendi yüreğimle. Seni yaşatabilmeliyim sensizliğinde. Pusulasız çıkabilmeliyim yani güvensiz, yani yönsüz. Uzun bir yolculukta mola verilecek durağım değilsin sen. Yolculuğumun başlangıç noktası olduğun gibi dönüş noktası da olmalısın. Bunu görebilmeli, bunu yaşayabilmeliyim.

Bahar Olabilsek...

İlk sahibinden aşklar peşinde koşmak yerine, son sahibi olabilmeyi istesek bir aşkın doğan günden . Gazete küpürlerinde okumak yerine dalıversek baharın tam göbeğine. Sıcacık günaydınlarla aydın olsa günümüz bir ormanın neşeli cümbüşünde. Bahar biz olsa, biz bahar olabilsek keşke…

14 Nisan Bir Ulusun Kendinin ve Gücünün Farkına Vardığını Gösterdiği Gün Olacak!

Ben orada olacağım; çocuklarımı ve eşimi de alarak yanıma. Çocuklarımın Türk olmanın gücünü şimdiden hissetmelerini ve görmelerini istiyorum. Bunu şimdiden çok iyi bilmeliler ki yarın aynı tuzaklarla karşılaştıklarında kendilerinin farkında olsunlar. Dün ve bugün yarını yaratacak. Yarın bir dönüm noktası olacak. Çünkü gücün, inancın ve farkındalıkların şekillendirdiği bir

İkame Aşklar Çağı

Aşkın gerçek anlamı değil mi, ikame edilemezliği sevginin? Yerine başkasını koyamadığın için değil mi anlamı sevgilinin? Bu kadar ucuzlarsa adına nasıl aşk diyebiliriz ki iki yüreğin arasında geçenlerin. Eğer tek bir tuş yetiyorsa başlatmaya ya da bitirmeye aşk adı verilen hikayeyi, anlatacak bir şey kalır mı ki dillerde?Bunun

Balköpüğünden Erkeğine...

Seni Seviyorum.” Bal köpüğüm” derken bal damladığı için dilinden, “Nisan Tomurcuğum” derken hayatıma adım attığın günü yaşattığın için yeniden. “Kadınım” derken hissettirdiğin için her hücreme kadınlığımı derinden. Bir masalın kahramanı gibi yaşattığın için aşkı en güzelinden. Seni Seviyorum kocam ben…

O Sezen Aksu... Çünkü...

Farklılığının farkında değilmişcesine köşesinden seyrediyor olup biteni. O biliyor ki fazla söze gerek yok. Sezen Aksu’nun başka bir şeyle, başka bir kimseyle doldurulamaz yeri. Adlandıramayacağım, konumlandıramayacağım, seslendiremeyeceğim ve ne yazık ki anlatmayı başaramayacağım bir yerlerde saklıyorum Sezen Aksu seni…

Kar Yağsa Bugün Tüm Aşklara...

Kar yağsa bugün tüm aşklara…Uçsuz bucaksızlığın sihirli alemine kapılan tüm aşıkların dilindeki kilitler çözülse. İçinde buz olmasa aşıkların hüzünleri kar olup yağsa sevdalılarının üzerine. Kapatsa gözlerini tüm sevenler kar yağarken ve kar ile özdeşleşse bembeyaz bir masumiyetle…Kar yağsa bugün tüm aşklara, lapa lapa, yıldız yıldız, bembeyaz düşlerle…Kar yağsa

Kaç Aşkın Bileşkesidir Bir Aşk?

Hep bitmemiş, bitirilememiş bir tablodur aşk. Bir köşesinde gözü tırmalayan bir boşluk vardır hep. Renksizdir ne kadar renk karıştırılmaya çalışılsa da içine. Boştur çünkü. Boş olacak, boş kalacaktır. Son Aşk’a ait olan yer işte tam burasıdır. Bir türlü içi doldurulamayan. Kıyısından köşesinden yaşanan yarım yamalak aşkların gölgesi düşse

Kıyılır Belki Aşklara Ama Aşıklara Asla...

Aşkın dev boyutları karşısında çok küçüksün sen daha. Bilmezsin bir yaprak gibi nasıl savrulacağını sağa sola. Aşk dilde değil yürekte yerleşmeli gülüm. Sen bakma herkesin ağzında dansettiğine. Dudaklarınla değil yüreğinle haykırmalısın aşkı gülüm. Bir zehir gibi dolaşır aşk damarlarında ince ince. Bilmezsin nasıl yayılacağını her bir anına; gününe

İmzamı Bıraktım Yüreğinin En Derin Yerinde

İmzamı bıraktım yüreğinin en derin yerinde...
Dokunduğun her tende parmaklarının uçlarında ateşler yanıyor biliyorum. Oysa yumuşacık, tutku vadeden bir aleme kapılmayı bekliyorsun. Olmuyor biliyorum. Olmayacak da sevgili. Çünkü ben imzamı bıraktım teninde…Binlerce parmak dokunsa da tenine, gül tenimin kokusunu silemeyecek. Benim dudaklarım hesapsız açıldı dudaklarına, başka

Fazla Geldim Kendime...

Senin yüzünden fazla geldim ben kendime. Kendime sığmayan kederim, kendime sığmayan sevgimle baş başa kaldım dar gelen hacimlerde. Taşıyamıyorum sevgili ne seni, ne kendimi ne sevgimi bu bedende. Hakkın yoktu beni benden etmeye. Seni terk ettiğim günden beri fazla geldim ben kendime…

Korkularına Yenildin Bekleme Beni...

Aşk kolay görünse de zor olandır. Hayatımızdaki en keskin virajlarda hiç beklenmedik bir dönemeçte karşımıza çıkan trafik ışıklarındaki kırmızıdır. Frene basabilmenin en zor olduğu yerde durabilmek; duramayacaksan uçurumun dibindekini de göze alıp gaza yeniden basabilecek gücü bulabilmektir.

Özgürlük

Özgürlüğün tanımı; onu yaşam alanınızda uygulamanızla paralellik gösterir. Herkes kendi özgürlük tanımını yapabilecek, özgürlük sınırlarını belirleyecek kadar özgürdür. Tanım da, seçim de size ait!

Acılar Asla Eskimiyor Annem...

Yazabildiklerim; yazamadıklarım ve yazamayacaklarımın yanında o kadar az ki... Cüce gibi görünüyor dev acımın yanındaki kelimeler...Ne anlatsam, ne söylesem boş... Güneşlerin doğduğu evrende seninle kavuşmaya dair umutlarım gri lekelerle dolu, loş... Rahat uyu canözüm annem, hayat katanım, ömrünü adayanım...Elle tutulur, gözle görülür olmasa da; kızının yüreğinde capcanlı yaşıyorsun

Aşk İki Kişilik Bir Oyundur - 2 -

Aşk iki kişinin hem başrollerini paylaştığı, hem de figüranı olduğu bir oyundur...Başrolde olduğunu zannederken insan, yan rollerden birinin kahramanı olduğunu fark ediverir keskin bir sızıyla. Terk eden rolünü çok iyi oynayan bir oyuncunun karşısında, elbette terk edilen olacaktır senaryonun acımasız tuzağında...

Başa Dön