Bizim Evin Halleri…4
Saate göre bugün bayram, pencereden baktığımda ise yarın…
Saat tam 02:44…
Sevmiyorum artık bayramları…
Birer birer eksilenlerden dolayı mı, tam da ayırtında değilim şu an…
Saate göre bugün bayram, pencereden baktığımda ise yarın…
Saat tam 02:44…
Sevmiyorum artık bayramları…
Birer birer eksilenlerden dolayı mı, tam da ayırtında değilim şu an…
Oğlumun arkadaşlarına söyledim dün akşam, ara sıra sizlerden söz edebilirim diye, gülüştüler…
Oooo Gülgün Teyze, ünlü mü yapacaksın bizi diye…
Okullar başladığından beri bizde pek yatmaz oldular. Yoksa genelde Oğulcan’ın, ki kendisi oğlum olur, dışında en az bir, iki genç vardır evde kalan.
Eylül,22/07 / Seyret gönlüm / Bak bu demlerde geçer
Alt komşu akşam yemeğini hazırlıyor, kokulara bakılırsa da oldukça lezzetli yemekler yapıyor, hep… Maia da kokulara dayanamıyor… Bana da verirler mi diye mi düşünüyor da, kokulara habire havlayıp duruyor, canı çekiyor zahar… (Ah işte bu zahar da kız kardeşimle dilimize bir şekilde plesenk olmuş ve literatürümüzde yerini çoktan
Dün akşam Özlem buradaydı… Hakan… Hülya… Üçüne de sordum ayrı ayrı, kullanayım mı diye gerçek adlarınızı… Üçü de evetledi ayrı ayrı… Amannn, benim dostlarıma da budur işte yakışanı!...
Her evin kokusu… Tadı… Duruşu farklıdır…
Herkesin oluşturduğu, ya da oluşturmak istediği bir doku vardır…
Düzen konusu pek içime sinmese de, ki genç köpek kızımız ve delikanlı oğlumuzdan kaynaklanmaktadır, yine de evimin dokusu ruhum ile paralel olabilmiştir son yıllarda…
Evet… Nerede kalmıştık?
“Arkası yarın”a benzedi bu yazı, hatırlayan kaç kişi kaldıysak? Zaman sular gibi akıp gidiyormuş gerçekten, vallaha bunlardan söz edeceğimi hiç zannetmezdim!
Evliliklerde de böyle oluyor…Hiç benzemeyiz sanıyoruz, hani şu restoranlarda gördüğümüz doğru dürüst iki laf etmeden oturan, etiketi üstünde eski evlilere,
Maia ille de oyun oynamak istemişti ve saygı konusunda kalakalmıştım.
İzninizle biraz daha bu konuya değinmek istiyorum.
Kişiliklere gösterilen saygı eksikliğinin kişilerde oluşturduğu hayal kırıklıklarından söz etmek istiyorum biraz da…
Saygı…
Ne çok boşalttık içini…
Her fazla söylenen ve olduk olmadık yerde sarf edilen, söylenilip de uygulanmayan her söz, her kavram gibi…
Haberi kendim okumadım, yalancı durumuna düşmeyeyim, eğer doğruysa Alman bir bakan evliliklerin 7 yıllık bir süreç olması ve sonrasında tamam yada devam diye gözden geçirilmesini önermiş.
Kınıyorum!
Eylül,22/07 / Seyret gönlüm / Bak bu demlerde geçer
Aug,31/07 / Issız bir yoldu seninki / Uzundu,
Aug,06/07 / Söyle üstat / Sonsuz bir okul mu hayat
Aug,14/07 / Çekiştire çekiştire bir hal oldum / Hangi yarayı
Jul,27/07 / Serkeşte besteler de yazılabilirdi, / Ki, yazılmıştır mutlaka.
Jul,28/07 / Aheste beste mahur eserler / Nihaventler…
Maia... Güzel prenses... Işıl ışıl parlayan iri gözleri... Rus kızlarını kıskandıracak kadar güzel sütun bacakları... Ahhh... Hele o pembecik karnı... Taze dişi Maia!
Güzel kızım... Prenses kızım... Biraz daha olgunlaştığında, sokağın sevgilisi olmaya aday kızım!...
Bebecikken, boynumda, koynumda uyuttuğum kızım, bir de kızdırmasan şu
Jun,30/07 / Ne gecenin rengi / Ne de Sezen'in şarkıları
14.06.07 / Gözünün feri sönmüş / Canım... /
1963 İzmir doğumluyum.
Şiir yazmak gibi bir kaygım olmadı hiç... Bir şeyler yazarken form değişiverdi aniden, farkına bile varmadan ben...
Eğitim aldığım meslek İngilizce öğretmenliği ancak uyguladığım meslek İhracat müdürlüğüdür... Aslında tiyatro sanatçısı olmak isterdim... Bu isteğin ne denli güçlü olduğunu anladığım yıl ise 39 yaşındaydım... Güzel mi güzel bir oğula sahibim,elbet sahibi ben değilim,ifade öyle gerektirdi.Güzel bir anne, güzel bir baba tarafından yetiştirildim,onlara teşekkür ederim...
Karşıyaka / İzmir
Serbest
Nazım Hikmet Ran (Öyle diyorlar,onların yalancısıyım:))