İbrahim Kilik

Çaya Dair Kırk Yazı (16)

Bu yazı sabah akşam ünsiyetine tanıklık ettiğimiz iki dosta yazıldı. Çay ile bardağa yani.Çayın buğusu bardağın ışıltısı esin kaynağı oldu kaleme. Kâğıtsa düşlerimize koynunu açtı... İ.K

Çaya Dair Kırk Yazı (15)

Hangi perinin rüyası olduğunu bilmesek de özenle içeriz çayı. Güne merhaba derken yakamıza takılan gül misalidir o. Buğulu bakışlarına aşina olduğumuz iç ısıtan, göz ışıtan sevgili. Zarafetin damıtılmış hâli, berrak ışıl ışıl alımlı. Hayallere süzülmüş ıtır. Demliğin has gülü.

Çaya Dair Kırk Yazı (14)

Sade ve içten bir gülüş gibidir çayın ışıltısı bardakta. Günümüze düşen çiy damlası, Leylanın ikliminden gelen imbat. Nefes alıp vermenin güzelliğine düşülen buğulu şerh. Yaşama sevincimizi artıran iksir. Şeffaflığı sırrı faş değil, riyakârlığa, iki yüzlülüğe ve yapmacıklığa bir göndermedir bardaktaki çayın.

Çaya Dair Kırk Yazı (13)

Naz iner bulutlardan gülün yanaklarına.
Leyla'nın bakışları kara çaya remz olur.
Çayın adı yazılır hayalin taklarına.
Katre katre süzülen nazı dudaklar solur.
İ.K

Çaya Dair Kırk Yazı (12)

Buğulu besteler çalınırken kır kahvelerinde her sabah, güneş ayrı bir şevk ve heyecanla doğar çayın üstüne Çayın billur bakışlarına güneşin sarışın huzmeleri karışır. Hazan mevsiminde gül bahçesinin gül nihali düşer hatıra. Benzemez kimse sana tavrına hayran olayım./ Bakışından süzülen işvene kurban olayım. Şarkısını hafif hafif terennüm edersiniz.

Çaya Dair Kırk Yazı (11)

Huzur ve sükun bir mevsim olsaydı, o mevsimi en güzel ifade eden simge çay olurdu sanırım. Huzur sükun mevsiminde erguvanlar çayın hatırına çiçeğe dururdu. Sudan sadır olan güzellik, demlikten bardağa süzülürken görenler albenisine vurulurdu.

Çaya Dair Kırk Yazı (10)

Eylülü tarif et denilse, öyle mevsimlere değgin cilt cilt ansiklopedi devirmem. Eylül, yaz ile kış arasındaki hüzün renkli geçiş köprüsünün ete kemiğe bürünmüş hali./ Takvim yapraklarına yazılan misalidir. Cümlelerini kurarım. Devamında ağaçların ağır ağır suskunluğa bürünmesi, buruk bir merhabanın ardınca gelen elveda eylül

Çaya Dair Kırk Yazı (9)

Camdan sarayların efsane gelini midir çay onu görünce efsanelerin dili tutulur, lâl rengine bürünür hayal. Zamana ipek ilmekle nakış nakış işlenen buğulu bir tebessüm müdür yoksa. Ya da bir gül nihalin yanağından süzülen ıtır mıdır rayihası. Belki de Mecnunun Leylası

Çaya Dair Kırk Yazı (8)

Akıp giden hayatın içinden geçen billur bir ırmaktır çay. Tevazu merdivenin gümüşten basamaklarından inerken çıkılan huzur aşiyanı. Aşina olduktan sonra vazgeçilemeyen sevgili. Vefalı, mütevazı, asil. Busesi iz bırakır yıllarca. Camdan ışıl ışıl bakışı içten bir davettir. Çay, özünde huzur ve sükunu cem etmiştir. O günün her saatinde huzura

Çaya Dair Kırk Yazı (6)

Başımızın üstünden haz bulutları geçer, çay bardağını tutan ellerimize gülün yanağındaki çiy damlasının katreleri buse kondurur. Efsane bir peri ile hemdem olmanın ayrıcalığını ve mutluluğunu yaşarız. Bu kareleri kâğıt ve kalem ile paylaşmaksa çay gibi alışkanlığımız oldu. Onlar da bu uğraşımıza katkı sunmaktan şikayetçi değiller sanırım

Çaya Dair Kırk Yazı (5 )

Laf aramızda yalnızlığın merhemi çaydır. Çay bardağı bile yalnızlığınverdiği hüznü onun sımsıcak nefesiyle unutur. Biz de bu hususta çay bardağından geri kalmayız hani

Çaya Dair Kırk Yazı (4)

Bir gün çaya dair yazma itiyadımız kesintiye uğrarsa bilinsin ki bu cihandan göçmüşüzdür.
Artık harflerle kâğıt ve kalemle olan ünsiyetimiz son bulmuştur. Çay sevgimiz bizden sonraya kalan gönül ehli dostlarımıza emanet ettiğimizden gözümüz de arkada kalmaz. Yazımızın bu bölümü dostlarca vasiyet olarak telakki edilebilir. Ömrümüz vefa

Çaya Dair Kırk Yazı (2)

Daha nice güzel günlere uyanmak temennisi ile çayı dudaklarıma götürüp bir yudum alınca güneşin aydınlık yüzü çayla beraber içime doluverdi. Bu eşsiz nimet esin kaynağımdı artık. Sözcükleri içinden ipek kanatlı ibrişim suretlileri çağırdım birer birer. Sonra onları bir araya getirdim . Fesleğenin, bardağın, güneşin hayallerine ortak olmak için

"Yok Bu Şehr İçre Senin Vasfettiğin Dilber"

Zamana ibrişimle işlenmiş bir nakıştır bir bardak çay. Buğusu, naz yurdundan efsane bulutlar tarafından armağan olarak getirilmiştir gözlere. Berrak ve aydınlıktır çayın sureti. Tebessümü, gül misalin gamzesinden esintidir yaz günlerinde. Tevazu ikliminde albeninin ipek yumağıdır hâlleri çayın ki aşkın hâllerini çağrıştırır.

Başa Dön