Sevgiliye Özlem Uzak Şehirlerden...
dünya hayalime sığacak kadar büyük değil, / kim kırmış düşlerimin kanatlarını,
dünya hayalime sığacak kadar büyük değil, / kim kırmış düşlerimin kanatlarını,
Sinan köyde yaşayan yağız bir delikanlıdır . Daha hayat denilen denizin kıyılarında dolaşmakta hayat denizinin içine bir kez olsun girmemiştir. Hayata atılım yapmıştır. Annesi onun iyi bir eğitim almasından yanadır. Ama o köyde ava merakı olduğundan okuldan kaçmaları okul eğitiminden uzaklaşmasına neden olmuştur. Arkadaşlarıyla dolaşır onlarla sigara içer,
Çanakkale'm sana destan yazmaya geldim. / Bu kahbe düzenleri ben bozmaya geldim.
Yanar kalbimde ateş, / Doğmaz geceme güneş, / Bulunmaz gönlüme
Yıllar önce Turna denilen bir kent vardı. Bu kent ilime bilime öyle önem vermişler ki,astroloji,tıp,botanik vb bilimlerde çok ileri gitmişlerdi. Bu şehir kültür ve ticaret şehriydi. Ve sık sık savaşlar oluyor karışıklar çıkıyordu. Yine bir kış günù büyük bir orduyla gelerek Timur devleti taş üstünde taş,baş üstünde baş
Bir hüzün durağıydım ben.. / Çekilir köşelere yanlızlığın sesini dinlerdim, /
Edebiyat bir toplumun yaşayışını toplumun kültürünü toplumdaki olayları yazıldıgı dönemin askeri siyasi özelliklerinin bir yansımasıdır.Nitekim divan edebiyatı da bu bizim toplumumuzun birçok kültürünü içerisinde barındırmakla birlikte bizim toplumumuzun bir yansımasıdır.Bizim atalarımızın yaraatmış oldugu edebiyat şimdi svilmemekle birlikte arkasndan bir yıgın dedikodu yapılmaktadır.Lisedeki kitaplarda koca 600 yıllık bir geçmişimizi
Sinan, bıyıgı terlemiş genç yagız bir delikanlıdır. Köyde gece okullarına giderek okuma yazma ögrenmişti. Ailesinin maddi durumu iyi degildi. Sinan okula devam edemedi. Sinan evin en büyük ogludur. Babası gurbette çalışır,bayramlarda gelirdi. Evde görülen işleri yapar,işi olmayıncada keçı otlatırdı daglarda. Sinan sessiz pek konuşmayan biriydi.Akşam eve gelince annesinin
Ben düşler kurdum / yokluğunda... / Kimsenin bilmediği
Birgün cekip gittiğinde, / Aşkımızı ilk hamlede bitirdiginde. / Beni
Sanat bir toplumun kültürünü,örfünü adetini,inançları,gelişmişliğini eserler yardımıyla bizlere sunma işidir.Bir ülkede sanata verilen değer ne kadarsa o ülkenin gelişmişliği o derece gelişir.Sanat önemini kaybetmeyen hep kanını tazeleyen,insanların,duyguların dilidir. Sanat cesaret işidir ahlak işidir.Sanat güzelliklerin esere yansıtılmasıdır.
Şiir duyguların dilidir. Şair bu dili kullanan kişidir. Şiir yaşanılmış,hayalî,imge sembol,hayata ve insana dair ne varsa üzerinde barındırır.Şiir hayatın hikayesi,masalı, romanı,denemesidir.
Çünkü o yazın türlerde anlatmak istediklerini kısa öz bir şekilde karşıdaki kişiye anlatabiliyorsun.
Sözünü uzatmadan söyleyeceğini tam olarak söylüyorsun. Zaman kaybında cok az.
Sonbahar günleriydi,hava açık hafif bir rüzgar esiyordu. Torosların yamaçlarında kecı otlatan bir çoban... Elinde deyneği sırtında abası... Uzun boylu sert mizaclı biriydi. Ali okulundan yeni ayrılmıştı coban sinan. Köyde keçileri otlatan tek çobandı.Yılları keçi otlatacağı için üzülüyordu. Keçiler tek bir kişinin keçisi degildi belli bir ücret karşılığı tüm
Bellemedim bu hâli, / Nerede yâr mahali ? / Hamsi
gözlerindeki ben başkaymışım / boşuna senin için yanmışım / sen
Demet demet ciçekler getirdim sana / Ellerım tutmak ister koşmak ister ayaklarım sana
Zamansız geldin bu kalbe sen / Eyvallah deyip aldım kalbime ben
Sana şiirler yazmam şarkı söylemem / Yolumu degiştirip evinizin ordan gitmem
Git artık ben degilim senin dengin / Ben fakir adamım sen istersin zengin
Git artık ben degilim senin dengin / Ben fakir adamım sen istersin zengin
sinan ispenoglu
şair
serhat ertaş