Bir deliyle aramda tek bir ayrım var. Ben deli değilim. -Salvador Dali |
|
||||||||||
|
Kapıyı çekti ve son anda, anahtarlarının içeride kaldığını fark etti. Kapıya bir tekme savurdu ancak kapı daha hızlıydı. Kapandı. Kapının hızına paralel olarak sağlam bir küfür savurdu. Ofisine geldiğinde saat dokuzu kırk yedi geçiyordu. Eviyle ofisi arasında renklerden başka hiçbir ortak özellik yoktu. Bu iki yerde aynı insanın yaşadığına inanmak oldukça zordu. Ketılı çalıştırmak için ilerlerken gözü boy aynasına ilişti. Karşısında duran adama bakmaya başladı. Orta boylu, ince, çenesini seyrek bir biçimde kaplayan kirli sakallı, yüz hatları sert, çene kemikleri belirgin, mat siyah gözlü ve kumral saçlı bir adam. Sanki sorguladıkça boşluğa kayıp giden bu orta yaşlı erkek kendisi değildi. Mutlu görünüyordu. Bu mutluluğun sebebini merak ettiğinden kendi gözlerine takıldı kaldı gözleri. Yine mi kendisiyle kavga etmeye başlayacaktı? Saat ona beş kala gelmişti müşterisi. Sormadan bir kahve de ona koydu. Karşısında ufak tefek, kumral, suratı bir bebeğinki gibi yumuşak ve güzel görünen bir kadın vardı. Davasını almak istediği şirketin sekreteri olduğunu kadın söze başlayınca anladı. Yarım saat sonra davayı almış, elinde bir yığın dosyayla öylece oturuyordu ofisinde. Karnının acıktığını hissetti, her zamanki gittiği bir yer olmadığı için rastgele bir pastaneye girdi. Kahvaltısını yaptı. Ardından bir kahve daha söyleyip sigarasını yaktığında uçan dumana bakıp, beraberce uçup uçamayacaklarını sormak istiyordu. Fakat bu öylece olmazdı ki. Uzaklara uçup gidebilmesi için önce yanması gerekiyordu. Yaptığı çocukça felsefeye içten içe güldü ve eksik olan şey için bir gülümseme daha belirtti suratında. Acı gülümsemesiydi bu, kimileri öyle derdi. Ağlamak ? Ağlamak acısını hafifletebilirdi fakat acısının o yakıcı güneşi çoktan kurutmuştu gözlerindeki okyanusu. Yalnızca yakıcı tuzları kalmıştı ve gözlerini kızartıyordu. Karadan ve tuzdan ibaretti artık. Onu gördü. Gülümsedi. Acı bir gülümseyişti. İşte bugün pazardı. En sevdiği işi yapmak için can atıyordu. Olta takımını toparlamadı çünkü arabasının bagajından hiç indirmiyordu. Duşunu aldı ve hızlıca arabasına koştu. Saatine baktı, on birdi. Zamanın göreceli olduğu teoremine bir kez daha hak verdi ve nihayet gelmişti. Kayığını, sevgilisini okşayan genç bir delikanlının heyecanıyla okşadı.Kayığına bu zamana kadar neden bir ad koymamış olduğunu düşündü, yan taraftaki kayıkların ismini görünce. Hemen sol taraftaki kayığın ismi "ışık"tı. O kadar da estetik olmayan bu kelime onda hemen hemen büyük bir hayranlık uyandırdı. Kendi kayığına isim düşünmeye başladı. Nitekim "ses" isminde karar kıldı. Çünkü kendini en iyi duyabildiği yer burasıydı. Motoru çalıştırmadı. Kürek çekmeyi seviyordu. Açıldı, açıldı. Öğlene doğru kovasını iyice doldurmuştu. Sıcak bastırınca şemsiyesini arandı fakat kıyıda unuttuğu geldi aklına. Arabasının anahtarını kıyıya doğru savurdu. Başına gelecekleri sana anahtarlarım anlatsın diye haykırdı, şemsiyesine. Yaptığı espirivari şeye gülmedi, onun yerine -sara nöbeti geçirir gibi- bir anda düşüncelere daldı. Denize doğru bakıyordu. Dalmış gibiydi. Ses'in içinde hiçbir şey duyamıyordu. Donmuş kalmıştı öylece. Onu görüyordu, güneşin suya çarptığı yerde. Ayağa kalktı. Atlayacaktı. Fakat yüzme bilmiyordu. Atlamadı. Kendine hayatın sesini duymak için bir şans daha verdi. Bir martı seslendi kayığın yanı başından. Gülümseyerek cevap verdi. Atladı.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ekrem Naif Tek, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |