Tarih boyunca insanoğlu; güçlünün yanında durmayı doğruluğa tercih etmiştir. Güçlü derken; bu güce sahip olan mitolojiden titan ya da tanrı olabilir, tarihten firavun ya da kral olabilir, günümüzden siyasi lider ya da yönetici olabilir. Bu güce sahip olanlar, gücünü kötüye kullanıyor da olsa, insanlar ses çıkarmamayı, baş kaldırmaya tercih etmiştir.

İnsanların unuttuğu şey; güce sahip olanlar, onlara boyun eğildiği kadar güçlüdür. Bu mitolojide ve tarihte de böyle değil midir? Tüm titan ve tanrılar Kronos’a boyun eğerken Zeus baş kaldırmış ve Kronos ‘un hükmünü yok etmemiş midir? Zeus kibirlendiğinde, Prometheus insanlığa ilk ateşi ve bilmi yaymamış mıdır? Mitolojiyi inan bilmiyorum zar zor Subhaneke takılıyorum diyorsan, geçmişte firavun insanlara köle gibi davranırken Musa bu zulme son vermemiş midir?

Nitekim geçmişte ve de günümüzde çevremizde olan yanlışlara hep birlikte ses çıkarmak yerine, kendimizi garantiye almaya çalışıyor, yaşadığımız toplumun zamane kurallarına uyarak doğru birey olduğumuzu sanıyoruz. Yetmiyor, bu kurallara uymayanları güç sahibine kötüleyerek biraz daha güçlendiğimizi düşünüyoruz. Halbuki düşünmüyoruz. Ya yaratılan düzen tek taraflı ve güçlüleri korumaya yönelikse? Ya düzen ve kurallar bizleri özgürlüğümüzden ve doğruluğumuzdan mahkum ediyorsa? Buna ses çıkarmak bizi kötü biri mi yapar yoksa her şeye rağmen doğru biri mi?

Düşünsene… Ortalama hayatın 60-65 sene. Yaşadığın düzende de yine bu yaşlara kadar senden çalışman, daha sonra emekliliğe hak kazanman isteniyor. Buna zerre kadar ses çıkarmıyorsun. Her gün sana yaratılan sistemde haftanın beş ya da altı günü çalışıyor, diziydi filmdi, aşktı meşkti takılıyor, ölümlü yaşamından bir günü daha bitiriyor ve ertesi gün tekrar çalışmana devam ediyorsun. Bu modern kölelik seni hiç rahatsız etmiyor. Neden? Çünkü herkes böyle yaşadığı için farklı düşünemiyorsun. Çözüm yok diye düşünüyorsun. Gerçekten yok mu?

Hemen tırsma ama Dünya’ya bir kere geliyorsun. Bir daha geleceğinin garantisi de yok. Buralardan uzaklaşıp şöylece bir Dünya’yı gezmek istesen para birimi ayrı dert, pasaport masrafları ayrı problem, bazı ülkeleri ziyaret etmen için banka hesabında olması gereken para ayrı sorun. Niye bunlara ses çıkarmak yerine konfor alanından vazgeçmiyorsun? Niye herkes için daha iyi bir dünya yaratmaya destek olmuyorsun? Niye sana yaratılan sistemin sana mutluluk getirmeyeceğini bile bile buna inanıyorsun?

Bekliyorsun ki sanki İzmir işgal edilirken olduğu gibi bir Hasan Tahsin çıksın kıvılcımı ateşlesin, sonrası tufan olsun… Niye bu seviyeye kadar bekliyorsun? Niye gündelik yaşantında yanlışa boyun eğiyorsun? Niye ses çıkarmıyorsun?

Sanıyorum fazlaca bencil ve korkağız. Eğer değilsek bile kesin birbirimize çok uzağız ve birbirimize zerre kadar güvenimiz yok. Bunun değişmesi için ne olacak inan hiçbir fikrim yok fakat bu sessizliğe ve yılmışlığa insan gerçekten hayret ediyor.

Büyük resmi zerre kadar göremiyoruz. Tarihte onca zulüm yapıldı. Kötü titanlar hatırlanıyor, kaypakçıları bilinmiyor. Firavun istediği için emrindekiler kölelere kötü davrandı. Sadece Firavunlar biliniyor. Kötü krallar, şahlar, padişahlar hüküm sürdü; tarih onları yazıyor, onların dediklerini yapanlardan, onların düzeninde öylece yaşayanlardan ise hiç bahsetmiyor.

Unutmayalım! Tarih kötüler dışında tabi ki kahramanları da hatırlıyor… Gücü kötü kullananlara karşı başkaldıranları, kafa tutanları, belki başarısız girişimleri ve seçilen tarafları niye unutsun ki? Yine de demem o ki biraz daha iyi yaşamak için kendinizi daha kötü yapmayın. Kötülerin sisteminde ve de yanında yer almayın. Onlar kadar kötü ve güçlü olmaya çalışmanız zaten onlar tarafından izin verilmeyeceği için kalbinizden ve karakterinizden ödün vermeyin. Kahraman da olamayacaksanız bu dünyada hepimiz gibi unutulup gideceksiniz… Bu yüzden doğru birey olarak davranın ve doğru birey olarak yaşayın. Belki tarih boyunca bilinmeyeceksiniz ama tıpkı umut gibi iyilik de çoğalır. Sizin iyiliğiniz, başkalarına ışık olur ve böylelikle de kötülükler ve karanlıklar devrilir. Her şeyin ve de kendinizin güzel olması dileğiyle…