Bir arkadaþým yaklaþýk dört ay önce; “kadýn – erkek” iliþkileri üzerine bir grupta tartýþtýklarý tüm yazýþmalarý bana gönderip fikirlerimi merak ettiðini ve konu hakkýnda ne düþündüðümü sormuþtu.

Ben de yazmak yerine telefonla arayarak fikirlerimi paylaþtým. Fakat arkadaþ yerinde sorular sorunca konu da derinleþmeye baþladý. Telefonu kapatýr kapatmaz evliliklerde “ihanet” üzerine yaptýðýmýz konuþmalardan kendime not almýþtým. Yaklaþýk 2 saat boyunca konuþma sonrasý aldýðým bu notlar belki birinin iþine yarar düþüncesi ile sizlerle paylaþmak istedim...

Efendim, zamanýnda anlatýlan olaylara taraf olduðum, ama o zaman bu kadar tarafsýz bakamadýðým mevzunun konusu: “kendisini aldatan kocaya karþý dünya kadýnlarýnýn verdiði cevaplar” üzerineydi.

Yani dünya kadýnlarýna; “Kocanýz sizi baþka bir kadýnla aldatsa ne yaparsýnýz?” diye sormuþlar.
Kadýnlarda: “boþarým”, “eski sevgilime giderim”, “kocamý vururum”, “kocamý zehirlerim”, “o kadýný öldürürüm” gibi cevaplar vermiþler.

Fakat Türk kadýnlarý: “- Benim kocam aldatmaz!” demiþ…

Aslýnda iþin komik yaný bir tarafa mevzu üzerine oturup düþününce konunun aslýnda ne kadar önemli ve hassas olduðunu anlýyorsunuz. Kendisini aldatan kocasýný “çeþitli sebeplerle” suçsuz görmek, cürmü inkâr etmek, toplumumuzda bakýldýðýnda yaygýn bir davranýþ olarak karþýmýza çýktýðýný söyleyebilirim.

Türk toplumunda kendisini aldattýðý þüphesi, hatta söylentisi bile çýksa erkeklerin elini kana bulayacak kadar ileri gittiklerini, kadýnlarýn ise niye erkekler gibi davranmadýðý üzerine düþünmeye baþladým. Bir arkadaþým: “yalnýz baþýna yaþamanýn ekonomik olarak zorluðundandýr” demiþti ama ben bu kadar basit olduðunu düþünmüyorum.
Neden?
Çünkü gelir skalasý çok yüksek olan kadýnlarýn bile böyle davranmadýðýný biliyorum. Yani burada aldatýldýðýný öðrenmekle, bunu kabul etmek arasýndaki farký düþünmek gerek. Zira olay kabul edilmedikçe; suç da bir suç gibi durmuyor doðrusu. Üstüne üstlük bir de gururun incinip incinmemesi hadisesi var ki o da ayrý bir yazým konusu…

Gerçekten de kadýnlar niye, bu gerçeði reddetme eðilimi içindedirler? Ýþte esas sorumuz bence bu.

Ben bunu gördüðüm, duyduðum, edindiðim deneyimlerle 5 madde de sizlerle paylaþmak istiyorum. (Tabii ki bu gözlemlerim beni baðlar.)

Edindiðim izlenimleri kýsaca sýralayacak olursam:

1. Aldatýlan kadýn, eþinin kendisini aldatma sebebinin kendisi olduðunu bilir ama yine de kendisi ile ilgili herhangi bir deðiþim yoluna gitmez. Böyle bir þey ortaya çýkmadýðý sürece kendisini de deðiþtirmesi gerekmez. Bakýmsýz ve çirkin olduðu, þiþmanladýðý, kocasýna yatakta ilgi göstermediði gerçeði yüzüne vurulmamýþ olur ve bir süre daha böyle idare eder…

2. Bu toplumda kadýna her zaman erdemli olmasý ve kocasýna zor günlerinde sahip çýkmasý gerektiði kodlanmýþtýr. Kadýn bu öðretiler yüzünden etraftaki kötü kadýnlarýn attýðý iftiralara karþý kimin yanýnda olmalýdýr ki? Hem dýþarýdaki kadýnlarýn aðýr tahriki yok mudur? Suç, aðýr tahrik altýnda islendiðinde hukukta bile ceza indirimi uygulanmaktadýr, üstelik kimin kocasý yapmýyordur ki…
3. Aldatýldýðýný kabul eden kadýnýn tepkisi toplum tarafýndan her zaman merak edilir. Gidip taraflardan birini vursan hapse girer hayatýný zehir edersin. Dolayýsýyla hapislerde çürümeye, katil olmaya ne gerek vardýr ki? Bilmeyiverirsin, inanmayýverirsin söylenenlere iþin içinden çýkar gidersin. Hem zaten olan olmuþ iþte! Gerekeni yapsan da neyi deðiþtirebileceksindir ki? Hem bu adamý boþasan, baþka adamla evlensen o da aynýsýný yapmayacak mý? Erkek bunlar! Kanlarýnda (genlerinde) öteki kadýnýn kodlarýný taþýmýyorlar mý! düþüncesi…
4. Varsa çocuklarý babasýz büyümesin diye, mutlu aile tablosu bozulmasýn diye katlanýlýr, yok sayýlýr aldattýðý. Çocuklarýn babasý için “annesini aldatmýþtý” dedirtmemek için çocuklarý aleyhine ilerde söz söylenemesin diye durum tamamen inkâr edilip, üstü örtülür.
5. Kadýn eðer aldatýldýðýný öðrenir ve kabul ederse, mutlaka bir þey yapmasý gereklidir.

Bu arada beþinci maddeyi biraz daha irdeleyelim;

Burada kadýn ya evliliði bitirecek,
Ya da bile bile kocasý ile ayný evde yaþamaya devam edip onun ýslah olmasýný bekleyecektir.
Þöyle ki:

Evliliði bitirmek kararý, ülkemizdeki pek çok kadýn için çok zor bir durum. Bunun birçok nedeni var. Bilirsiniz evliliklerde genel bakýþ açýsý gelinlik kefeni simgeler. Dolayasýyla evlenen kadýn o evden çýkýþý ancak kefenle özdeþleþtirilir. Peki bu ne kadar doðru? Bu görüþ özü itibariyle yuvanýn yýkýlmamasý için elhak doðru, fakat ya gerçekten geçinilmiyorsa ne olacak?
Allah’ýn en sevmediði mevzu deyip yuvanýn yýkýlmasýný dillerine dolayanlarda sonuna kadar haklý… Ama bu iþin, fakatý var lakini var gerçekten amasý varsa ne olacak… Diðer taraftan daha konu zihinlerde bile düþünülünce kadýnýn baþta çekirdek ailesinin vereceði tepki, onlarýn üzülecek olmasý, çocuk veya çocuklarýn babasýz büyüyecek olmasý, kadýnýn “dul” yani sahipsiz kalma düþüncesi, dul bir kadýna toplumun bakýþ açýsý, verilecek bu kararý büyük bir oranda etkileyecek nedenler arasýnda sýralanabilir. Ýþte bu durum kadýnýn alacaðý kararý zora sokabilir. Yine boþanmanýn getireceði yükü tek baþýna kadýnýn üstlenmesi, çocuklarýn durumunu ve yalnýz kalmanýn zorluklarýna göðüs germe de bonusudur. Hususiyle büyük þehir dýþýnda (bazen orda bile) boþanan kadýn, genelde baba evine dönmek zorunda býrakýlýr. Bu da bir kadýn için kat ettiði bütün yolu kaybetmek hayata tekrar sýfýrdan baþlamayý gerektirir. Elbette bu kararý alan kadýn sayýsý son dönemlerde artmýþtýr. Fakat bundan 10 sene önce bu kararý alacak kadýn sayýsý bir elin parmaklarýný geçmeyecek kadar azdý diyebilirim. Takdir edildiklerinden olmasa da parmakla gösterilirler desem yeridir…

Diðer taraftan, ikinci yöntemi seçen kadýnlar ise kocasýný affetmiþ gibi görünüp gerek kendisi için, gerek çocuklarý için ve sevdikleri için kendini adamaya baþlayacaktýr. Bunu yaparken kocasýnýn bu yaptýðýný ise asla unutmayacaktýr. Bir kadýn bu durumu her zaman bir koz gibi kullanacak karþýsýna çýkacak her fýrsatta onun yüzüne vurup, kendisine de kocasýna da hayatý zehir edecektir. Ne demiþ atalar; “Fil unutur ama kadýn unutmaz” çok yerinde bir tespit bu!

Gördüðünüz gibi, 5 numaralý seçenekte yazanlar öyle kolay meseleler deðildir. Oysaki diðer seçeneklerde örneðin: okulunu kocasý için yarým býrakmýþ olmasý veya mezun olsa da evlendikten ve çocuk sahibi olduktan sonra çalýþmaktan vazgeçmiþ ve özgüvenini kaybetmiþ kadýnlar için doðru ve risksiz seçenek gibi gözüküyorlar. Ýstisnalar hariç elbette çünkü korkularýnýn bedelini gururlarýndan yiyerek ödeyenleri görmezden gelemeyiz.

Evet, burada kadýnýn düþtüðü zavallýlýk biz erkek milletindeki koruma içgüdüsünden önce þiddet eðilimini okþayýp, daha da beterini yapma, onu üzme, mahvetme gibi tüm sadist duygularý da harekete geçireceðini unutmamak gerek. Haberlerde eski eþlerin ne salakça þeyler yaptýðýný çoðumuz seyredip okuyoruz…

Aslýnda bir erkeðin kendisine yapacaðý en büyük kötülük, kendi tercihi olduðu için deðil de, baþka seçeneði olmadýðý için kendisiyle beraber olan bir kadýn ile ömür sürdürmeye çalýþmasýdýr… Yani; atsan atamazsýn, satsan satamazsýn. Bir de aldatsan da senden ayrýlmayacak kadýn profili veya sadakati bizim Türk erkeklerine fazla geliyor diyebilirim. Aldattýðý ortaya çýkmýþ erkekse, kendini terk etmeyen, topluma karþý destek olan karýsýna minnet mi duysun kýzsýn mý bir türlü bu durumda ne yapacaðýna bir türlü karar veremez. Ama terk edilenlerse, o an fark etmeseler de daha sonra olayý ve yorumunu bir yerlere yazdýklarýnda, bedel ödemenin mutluluðunu yaþarlar elbette!

Her ne ise, aldatmanýn cezasýný biz taraflarýn vicdanlarýna býrakalým…

Selamlar.