Benim Değil, Gecelerin Oyunu

Sözcüklerden anlam çıkarmaya çalışmak aptallık alametidir. Bu yanlıştan kendinizi sakınmalısınız. İnsanlar sözcüklerden, anlama değil, anlamdan sözcüklere gitmeyi denemeli. Siz bu söylediğimi farz edin bir oyun hatta buna anlam oyunu diyelim.

yazı resimYZ

Bir haftadır size ulaşmak için denemediğim yol kalmadı. Tam buldum derken bu sefer de sizi aramadığım yer kalmadı Tanıyanlar, geceleri İstanbulun sahillerinde gezip dolaştığınızı söylemişlerdi. Niçin gündüzleri değil de geceleri İstanbulu seyretmeye gidiyorsunuz?

Aslında cevabı basit bu sorunun. İstanbulu seyredenleri seyretmemek için.

Anladım. Kalabalığı sevmiyorsunuz. Onlardan bu yüzden kaçıyorsunuz.

Sadece anlamak yetmiyor, doğru anlamak da önemli. Çünkü şu an beni yanlış anlamışsınız.

İyi de gecenin bu saatinde bir insanın burada işi ne olabilir ki başka?

Siz bilmezsiniz geceler kafirdir, görülmemesi gerekenleri bağrında saklamayı iyi bilir.

Allah Allah İlk kez böyle bir şey duydum. O halde gündüzler de Müslüman mı oluyor! Lütfen hocam kelime oyunu yapıp ayarlarımla oynamayınız.

Sözcüklerden anlam çıkarmaya çalışmak aptallık alametidir. Bu yanlıştan kendinizi sakınmalısınız. İnsanlar sözcüklerden, anlama değil, anlamdan sözcüklere gitmeyi denemeli. Siz bu söylediğimi farz edin bir oyun hatta buna anlam oyunu diyelim.

Valla ben iki söz arasında bir fark göremedim. Sanıyorum yine bir kelime oyunu yapıyor olmalısınız.

Güzel kardeşim, ikilik varsa, fark vardır. Oyun sözcüğü burada iki farklı sözcükle nitelenmiyor mu?

Evet, nitelenmiş oluyor ama oyun yine oyun olarak kalıyor. Bu yüzden ikisinin arasında bir fark göremedim.

Sen bu bağrı yanmış, piri fani adamı hoş gör hanımefendi! Çünkü senin kadar bu hayatı süratli yaşayan biri değilim. Arzu edersen, ben sana sorayım, sen bana cevap ver; belki iletişimimiz daha sağlıklı olur. Zira başka türlü senin hızına yetişmem mümkün değil.

Ok. Bence uygun. Bir mahzuru yok.

Peki, sana basit bir soru sormak istiyorum. Biri kurşun kalem ve tükenmez kalem dediğinde, niteleyenler değiştiği halde, nitelenen, yani kalem sözcüğü değişmeden her iki durumda da aynı kalmıyor mu?

Evet nitelenen aynı kalıyor kalmasına da bunun konumuzla ne alakası ilgisi var onu anlayamadım.

Şöyle izah edeyim. Burada niteleyenlerin değişmesi, nitelenenin lafzını değilse bile niteliğini değiştiriyor. Doğru mu?

Evet, doğru söze ne denir!

O halde, niteliği değişince nitelenenin de bu değişiklikten etkilenmesi yani payını alması gerekmiyor mu?

Bilmem, belki gerekiyordur.

Gerekiyorsa, kurşun kalemin kalemi ile tükenmez kalemin kaleminin aynı kalem olduğunu söyleyebilir miyiz?

Söyleyemeyiz. Çünkü biri kurşun, diğeri tükenmez kalem.

Söyleyemezsek, kelime oyunu ile anlam oyunu tamlamalarındaki oyunun da mahiyet itibariyle aynı olamayacağını söylememiz gerekmez mi sence?

Eder herhalde.

O zaman lafza itibar etmeye gerek yok. Demek ki esas alınacak şey manadır. İkiliğin olduğu yerlerde farklılığın hemen yüzünü göstereceğinden kuşku duymamamız, hakikati istiyorsak eğer, bu bakış açısı daha sağlıklı bir seçim olacaktır diye düşünüyorum.

Mutlak öyledir. Ben yine de bunun bir oyun olduğu kuşku ve düşüncesinde takılı kaldım.

Yaşadığımız bu hayatın kendisi de bir oyun değil mi? İnsanların hepsi oyuncaklarla çevrili bir dünyada gözlerini açmıyorlar mı?

Valla kafam yandı. Tamam diyelim öyle oldu. E Nolmuş hocam?

Bir iletişimci olarak benim işim, olmuş olanı bilmek değil, olacak olanı bilmektir! Sana bu yaşlı adamdan bir tavsiye: oyuncaklarını sözcükler dünyasından değil, onların da varlık sebebi olan anlamlar dünyasından seç.

Valla hocam, daha ciddi şeyler konuşmak için gelmiştim yanınıza ama siz oyun, oyuncak, kalem, anlam ile beni oyalamayı tercih ediyorsunuz

Bu hayatta ciddiyet oyununu oynayacak en sağlam adamlardan biriyim. Beş kişiden biri yani.

Hem yaşlı hem de komikmişsiniz gerçekten. Şu oyundan uzak durup iki yetişkin gibi konuşmamızın mümkünü yok anladığım kadarıyla!

Bize oyunu terk ettirmezler. Bizi terk edecek olan, oyunun kendisidir! Şayet çok sıkıcı ve katlanılmaz buluyorsan o vakit oyundan atılmayı beklemen gerekecek.

Yani böyle bir imkân var mıydı?

Elbette neden olmasın? Sen ölümlü bir insan değil misin?

Söyler misiniz oyundan ne zaman atarlar beni?

Oyuncaklarını kaybettiğin zaman! O zaman oyunun sana ihtiyacı kalmaz.

Karamsar bir felsefeci olduğunuzu söylesem saygısızlık etmiş olmam herhalde. Ne ara laf dönüp dolaştı ölüme geldi bir anlam veremedim.

Sözü ölüme getirmek ne haddimize! Hangi insan, ölümü bir yere getirebilmiş? Ama bilmeni isterim ki ölüm tüm insanlığı kendisine getirebilir. Beri taraftan, ölüm hepimizi kendimize getirmiş de olur.

Aman Tanrım! Bu kasvete ve muhabbete dayanamayacağım. Ölmeden hiçbir şeyi yapamayacak mıyız?

İnan bana hepimiz bu hususta çaresiziz. Çünkü, olmak ölmektir biraz da.

Yani?

Yani: Gecenin hakkını ver güzel kadın; zira bu sana benim değil, gecelerin bir oyunu

Kalın sağlıcakla

Yorumlar

Başa Dön