..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Denemeler"de gördüğüm şeyi Montaigne'de değil, kendimde buluyorum. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > lütfi akarçay




19 Haziran 2022
Kelimeler Küser mi, Küsüyorlar İşte…  
lütfi akarçay
Fikirler, kadük/kısır kalır mı yahut kelimeler küser, senden kaçarlar mı ? “evet” demek içimden gelmese de demek zorundayım. ‘Dijital kölelik’ten bahsediliyor, son zamanlarda hepimizin ortak gündemi, tartışıyoruz.. Çocuklarımızı / yeni nesli ‘çağımızın vebası’ olarak adlandırdığımız İflah olmaz bu hastalığın kollarına teslim ettik. Ya Biz


:GDF:
Fikirler, kadük/kısır kalır mı
yahut kelimeler küser, senden kaçarlar mı ?
“evet” demek içimden gelmese de demek zorundayım.
‘Dijital kölelik’ten bahsediliyor,
son zamanlarda hepimizin ortak gündemi, tartışıyoruz..
Çocuklarımızı / yeni nesli ‘çağımızın vebası’ olarak adlandırdığımız
İflah olmaz bu hastalığın kollarına teslim ettik.
Ya Biz ?
Her ne kadar çocuklarımız için yeni bir ‘bağımlılık’ türü olsa da
Bizler de bu hastalığa düçar olmuş yetişkinleriz.
Belki tek ve en büyük farkımız mazimizde ‘dokunmak’ ,
sevmek ve özlemek gibi duyguları az ya da çok tatmış olmamız.
Bugünümüz ve dünümüz arasında çok sık ‘gel-gitler’ yaşamamız.
İçinden geçtiğimiz süreç ile geçmişi sorgulamamız,
muhakeme ve muhasebe yapabilmemiz.
Kimi zaman derin ‘ahh’lar
Kimi zaman ince sızılar olarak yüreğimize dokunup geçen özlemler,
Kimi zaman telafisi mümkün olmayan pişmanlıklar arasında
en çok da ‘kalabalıklarımız’ içinde kaybettiğimiz o sadakat
ve samimiyet kokulu sadeliğimizi arıyor insan.
Merhum Üstad Cemil Meriç’in şu serzenişi bizim içinden geçtiğimiz
hal-i pür melalimizin en güzel ifadesidir :
-“İnsanlar sevilmek için yaratıldılar, eşyalar ise kullanılmak için.
Dünyadaki kaosun nedeni ;
Eşyaların sevilmeleri, insanların kullanılmasıdır…”
Eşyalar ve dijital aparatların kalabalığı içinde kaybolmuş,
duygularını ve düşüncelerini o renkli kalabalığın atraksiyonuna
teksif etmiş bir ‘esir benlikler cumhuriyeti’nde yaşıyoruz.
İradesine hakim,
Duyguları ve düşünceleri arı ve berrak,
Eşyadan ve maddeden bağımsız ve âri bir birey miyim bugün ?
Gözleriyle dokunan,
Yüreğiyle okuyan,
kalemiyle yazan,
ruhuyla dolaşan insanların beyin dağarcığından sadır olur(du)
en güzel duygular, fikirler ve yazılar.
Şimdilerde suskun olmamız,
Derin bir sükuta gömülmemiz,
Lirik mısraların, yürek okşayan cümlelerin ve nadide fikirlerin,
hayat pınarı kelimelerin sanki bizimle vedalaşır gibi uzaklaşmaları,
yetim bir yalnızlığa çekilmeleri nedendir ?
Zengin vitrinlerin temaşasında kaybolmuş gözler,
Doyumsuz bir iştah,
ben-merkezci bir gösteriş budalalığında kaybolmuş kimlikler
olarak dolaşıyoruz.
Ceplerimiz ve kıyafetlerimiz ile zengin,
Ruhlarımız ile ‘fakir’ bireyler olarak o kadar çok kalabalığımız,
O kadar çok şifrelerimiz ve sayılarımız var ki,
Bu modern hengame içerisinde çoğunlukla kendimizi ve asli
ihtiyaçlarımızı dahi unutur hale geldik.
Nesneler arasında gezinti yapan, bir eşyadan diğerine atlayan,
Bir şifreden diğerine geçen ‘seyyah-i pür fakirleriz’ tam manasıyla.
Demans ve Alzaimer gibi gibi hastalıkların günümüzde bu kadar yaygın
olmasının altında yatan temel gerçeklik ‘sadelik’ten uzaklaşıp
‘kalabalıklarımız’ içinde kaybolmak ve tüm zihni faaliyetlerimizi de
bu kalabalıklarımıza teksif etmekten geçiyor.
Mazimizde neyimiz vardı ;
Yarı ahşap müstakil evlerimiz
Tahta sofralarımız
Organik toprak kokulu gıdalarımız
Siyah-beyaz filmlerimiz ve tek kanallı tvlerimiz
Renkli resimli kitaplarımız ve boyalarımız
Kokulu silgilerimiz ve kara kalemlerimiz
Nisan yağmurlarımız ve beyaz karlarımız
Örgülü kazaklarımız ve kömür sobalarımız
Çokça da
Gülen gözleri
Nasırlı elleri olan insanlarımız vardı.
Sadeydik..
Azını çoğaltan,
Çoğunu paylaşan,
Çıkarsız sevgi ve dostlukların keyfini cömert sofralarda ve sıcak çaylarda
kutlayan gönüller vardı.
Biz sadeydik,
Biz fakirdik ama
Kelimelerimiz zengindi
Şiirlerimiz zengindi
Fikirlerimiz zengindi.
Şimdi anlıyorum
‘KELİMELER’ nasıl küsermiş,
‘FİKİRLER ve ŞİİRLER’ sessizce aramızdan nasıl hicret edermiş…
Bazen nadir de olsa yakalıyorum o güzel kelimeleri,
O nadide fikir ve duyguları.
Nasıl mı ?
Ancak maziye gittiğimde,
o gidişlerde içimin sızladığı anlarda..
Veya TOPRAK’a dokunduğum zamanlarda,
Vesselam….





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
İçimdeki Med - Cezir...
Mevlana ve Biz...
Fenerbahçe Mi,sigara Mı?..

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kızım ve Ben... Ya da Zamanda Yolculuğumuza Alegorik Bir Yaklaşım...
Kûtül Amare'yi Anarken...
Çanakkale...
Kaht-i Ricalin Tam da Zirvesindeyiz...
Dua...
"Tek Adam"... Şark Dünyası'nın "Mitolojik İkonu"
Işid,nusra,öso ve Diğerleri... Neo - Liberalizm’in "Küresel Tetikçileri"
"Siyasi Ahlak" ve "İdeal Devlet" Üzerine Tarihsel Bir Analiz...
Gül ve Bülbül Üzerine Bir "Serenad"...
Algı Operasyonları... Ya da "Malumatçı Baba Tahir'den Günümüz Medyasına"

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ne Öğrendin Dersen Ey Yâr... [Şiir]
Yaşayarak Öğreneceksin Çocuk... [Şiir]
Bizden Gidenlerin Adını Zaman Koymuşlar... [Şiir]
Uyansın Umutlarım Güneş Gözlerinde... [Şiir]
Leyla'ya Mektuplar - II - [Şiir]
Muna (Li) Sa’ya… [Şiir]
Düşmelerim Hep Senin Yüzünden... [Şiir]
Ağlasam Yağmurlarda... [Şiir]
Gelecek mi O Kervan... [Şiir]
Acımı Kaybettim Despina... [Şiir]


lütfi akarçay kimdir?

yazılmamış en son şiiri,söylenmemiş en son türküyü yüreğinde arayan adam. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Mevlana,Yunus Emre,M.A.Ersoy,Nazım Hikmet,Necip Fazıl,Yahya Kemal,Sezai Karakoç, vs...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © lütfi akarçay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.