Dünya hayal gücünün tuvalinden başka birşey değildir. -Henri David Thoreau |
|
||||||||||
|
Sonraları birisi ona değdi mi diyordu. Şarkıcının sesini duyduğunda meleklerin sesini duymuş gibi olduğunu söylüyordu. Tutku böyle birşey olmalı derim zaman zaman kendime. Tutkunun elinden bir kez tuttunmu, seni nerelere sürükleyeceğini bilemezsin. Durduramazsın. Yön veremezsin. Bazen müzisyenlerin dinledikleri şarkının etkisiyle parmaklarını hayali bir enstruman çalar gibi kıpırdattıklarını görürüm. Onları ne kadar kıskandığımı tarif edemem. Ağızlarından fışkıracak bir volkanın onları nasıl kıvrandırdığını gördükçe, gıptayla gördükleri parlak hayallerin etkisiyle, yüzlerinin gözlerinin nasıl soluklaştığını, bu dünyanın dışında bir yerlerden aldıkları o nefeslerin onları nasıl boğduğunu anlarım. Tutku böyle birşeydir çünkü. Ayakların yeryüzü gerçekliğine dokunurken bedenin ve hayallerin başka bir hayal dünyasında yer alır. Ne o hayal dünyasında nefes alabilirsin, ne de gerçek dünyaya dönebilirsin. Bu trans hali bitsin diye dua edersin, ama gerçek dünyaya döndüğünde hayat o kadar yavan ve basit gelirki...Yine pervane gibi dönmek istersin ateşin etrafında, yine nefes alamadığın o gezegene dönmek istersin. Bu öyle bir acıdırki ne gerçek hayatta yaşamana izin verir, nede o hayal dünyasında ilelebet varolmana. Göğsünden gökyüzüne doğru uçurduğun özgürlüğün sesi ancak bir anı varedebilir. Daha fazlasını değil. Ama öyle bir anki, maddeyi yakıp kül eder ve sen o yangınla tükenirken ve yeniden kendini yaratırken, hayretle hayallerin yeniden yarattığı kendine bakarsın kendin gibi kırık aynaların yüzlerinde. Sadece bir an için sana verilen özgürlüğü etrafındakilere duyurmak için çırpınırsın. Ellerini ayaklarını bağlayan zincirleri tutup savurmak istersin. Ne yazıkki yapamazsın. Sana verilen sadece bir andır çünkü. O kadar! Sanat bir yanılsama mıdır sizce? Belki sadece durduğumuzu sandığımız bir yerde olduğumuzu hayal ediyor olabiliriz. Ama sorarım size elimizde algılardan başka ne varki? Hissedebildiğimiz kadar insan değil miyiz? Sorulardan başka neyimiz varki? Kelimelerden başka nereye sığınabiliriz. Salonumda Van Gogh'un Yıldızlı Bir Gece tablosunun kopyası var. Bazen uzun uzun bakıp sanatçının çektiği ızdırabı düşünüyorum. Hissetmenin bedeli çok ağır değil mi? Yinede insan kalmanın tek yolu bu. Umutsuz kalmayın. İnsan kalın.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Gökhan, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |