Konuş ki seni göreyim. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Şahsen beni ilgilendirmiyor çoğunluk… Umurumda da değil birilerinin bir yerlerde olması… Herkes pekala bir yerlerde olabilir… Fakat herkes pekala kah taraf değiştirebilir, kah tarafını da saklayabilir. Bunu mesela kimi kimi yerlerde bazı bazı güç sahipleri defalarca yapıyor… Rahatlıkla yapıyor hem de… Yaptıktan sonra da alkışlanıyor sanki daha önce diğer tarafta değilmiş gibi. İşin ilginci onların güce gelmesini sağlayan destekçiler ve seçmenler; bu kadar rahat olamıyor… Özgür davranamıyor… Ne onları eleştirebiliyor… Ne de kendileri taraf değiştirebiliyor. Bu yüzden korkakça ve sessizce kendilerine oto sansür uygulamayı tercih ediyor. O yüzden böylesine önemli konularda yani siyasi kararlarda hiç tartışılmaya açık olmadan direkt meritokrasi uygulanmalı… Özür dilerim ama haddim de olmayarak bana göre nerede olursa olsun herkes oy vermemeli… Amma velakin… Yine de herkes eşit haklara sahip olmalı… Belirli bir olgunluğa ve yaşa gelen herkes; oy verebilme sınavına tabii tutulmalı, sadece bu sınavları geçebilenler; devlet yönetimi hakkında karar sahibi olabilmeli… Öyle ya; nasıl ülkenin eğitim, askeri, ekonomi gibi alanlarında tüm millet olarak karar veremiyor; sadece seçtiklerimiz karar verebiliyorsa, oy verebilmede de seçilenleri de herkes seçememeli. Böyle oldu mu; hem herhangi bir ülkenin üniter yapısı hakkında doğru kararlar alınır, hem de liyakata uygun mantıklı kişiler mantık doğrultusunda şahsi tercihlerini yapar. Aksi takdirde Dünya’nın neresinde olursa olsun; bir bölgede birileri bol bol çoğalacak, onların borusu ötecek öyle mi? Mantıklı mı bu? Düşünün şimdi… İsviçre; insanlık ve İsa’lık namına sınırlarını açmış, Ukraynalı mülteciler oraya yerleşmiş ve İsviçre vatandaşlığı almış.. Eee? Nüfus onların çoğunluğunda şimdi… Onların dediği mi olacak? Ukraynalılar; bu bölge artık Ukrayna’nın dediğinde herkes saygı mı gösterecek? Tabi ki hayır…. Haliyle bu demokrasi değildir. Bu; güç için insan çöplüğü yaratmak, yiğitçe yenemediklerini sömürmek ve onları böyle sinsi yollarla yenerek kendini tanrı sanmadır… Acınasıdır, acizliktir ve bayağılıktır… Anlayana.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |