Dünyayı isteyen bilime sarılsın, ahireti isteyen bilime sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen yine bilime sarılsın" -Hz. Muhammed |
|
||||||||||
|
Kokusu var ya yeninin hah, işte o koku, “Tamam, başka bir alanın zamanındayım.” dedirtir bana. Çoktandır duymadığımı fark ediyorum “yeni” kokusunu… Belki bir yeni ev, yeni koltuklar daha olmadı boya-badana mı?... Sanki bunlar da eskisi gibi “yeni” kokmuyor; çünkü DÜNYA ESKİDİ, o kadar eskidi ki handiyse çürük kokacak kenar bucak. O ezberler, o yargılar, o zanlar, o sanılar, her biri bin kuyruklu solucan gibi yayılmış zemine basacak yer yok, dalına sığınılacak bir ağaç bulsan, bir nacak dalın peşinde. Hani şişirdiğin balon patlar da içinin dışından daha parlak olduğuna şaşarsın, bu da böyle bir şey olsa gerek; içi, dışından daha parlak ne var ki şişkinliğin pişkinliği hesaplanamaz biçimsizliğe varıp aniden karnını boşaltmak istercesine sıfırladığında hacmini, balonun ne şaşkınlığı vardır ne acısı ne de pişmanlığı. Hem olsa ne yazar, geri dönüşü olmayan bir sonda “bütün” den ayırdığını sandığı havayı iade etmek zorunda kalmıştır canı pahasına… Oysa hava, bütünden hiç ayrılmamıştı, balon kendini ayrı bilip ayırdım sanmıştı… Haa! “Balonun sandığı bir şey yok, balonun sandığını sanarak sanan sensin.” derseniz: “Sandığımı, sanarak sanırım sanıya varıyorsunuz 😊” YENİ. Yeni, evet ama YEPYENİ! Her şeyiyle, tümüyle, baştan aşağı yeni olması kaydıyla evet. Öyle de olacak, oldu bile! Bu yeni yaşamda ben kimim, sen kimsin, kim kim, bir önemi yok, önemli olan kokumuz; “insan” mı kokuyorsun, yoksa … Hiçbir şarkı o güne değin böyle içten söylenmemiş, hiçbir yavru o güne değin böyle sevilmemiş, hiçbir nefes o güne değin böyle içlenmemiş, hiçbir el o güne değin böyle birleşmemiş, hiçbir göz o güne değin böyle aşkla gülmemiş, hiçbir renk o güne değin kendini bu denli bilmemiş, hiçbir barış o güne değin bu denli barışık olmamıştır. Aşksa yağmur gibi, bereketse bağ bağ, neşe balya balya, kahkaha tonlarca… Şimdi ben sanmaya(!), sen de (y)anmaya devam et ya da ver elini beraber (kan)maya niyet, ışık içelim, (B)AŞK’ olalım. Funda Paktan 14. 11. 2023
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Funda PAKTAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |