Anasayfa
Son
Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar
Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri
26 Ekim 2003
Prenses ve Ejderha..! 3. Bölüm
Esin Yardýmlý
Yarattýðý karizmayý çizdirmemek için kýlýcýný çýkarýp þatoya cool cool bakmýþ XVI. Prens Kurbaða. Kahramanlarla dolu filmlerdeki gibi sýrtýný çarpýtýp kambur durmuþ. Kafasýný da önüne atýnca yeterince kahraman göründüðüne karar verip bir adým atmýþ...
‘Syntia’nýn þatosu bu mu?’ demiþ XVI. Prens Kurbaða. ‘Evet..’ demiþ Ejderia. Sonra dalgýn dalgýn þatoya doðru yürüyen ejderhayý eliyle durdurmuþ. ‘Buradan sonra seni yalnýz býrakmamýz gerekecek. Biz daha ileri gidemiyoruz...’ ‘Niye ki?’ diye sormuþ XVI. Prens Kurbaða. ‘Cadý Syntia prenseslerini kaçýrmaya çalýþan ejderhalar yüzünden þatosunun çevresine bir kalkan yaptý. Kalkaný geçen ejderhalar suya girmiþ gibi oluyor...’ ‘Ölüyor mu?’ demiþ XVI. Prens Kurbaða ejderha boynuzu gibi dikilmiþ mavi saçlarýyla oynarken. Endiþelenmiþ... Bütün bu coolluðuna raðmen hala merak ettiði bir sorun varmýþ aslýnda... XVI. Prens Kurbaða büyük büyük büyük büyük büyük dedesinin yaþadýðý olayý duyduðundan beri (büyük büyük büyük büyük büyük dedesi Kurbaða Prens’miþ çünkü...) cadýlara yaklaþmamanýn en iyisi olduðuna karar vermiþmiþ. Bütün bu sert görünümüne raðmen biraz alerjik bir tipmiþ zaten... Cadýnýn önüne gelince dizlerindeki baðýn kopacaðýndan, gözlerinden yaþlarýn boþalacaðýndan, ya da en kötüsü hemen bir kurbaðaya çevrileceðinden çok korkuyormuþ yani... Ama yarattýðý karizmayý çizdirmemek için kýlýcýný kýnýndan çýkardýðý gibi þatoya doðru cool cool bakmýþ. Kahramanlarla dolu filmlerde gördüðü gibi sýrtýný biraz çarpýtýp kambur durmuþ. Kafasýný da önüne atýnca yeterince kahraman gibi göründüðüne karar verip bir adým atmýþ. ‘Bol þanslar!’ diye mýrýldanmýþ Ejderia XVI. Prens Kurbaða’nýn omzuna pençesini koyarak. XVI. Prens Kurbaða biraz ürkek bir þekilde elini sallamýþ ve yürümeye baþlamýþ. Saliseler, saniyeler, dakikalar, saatler boyunca yürümüþ XVI. Prens Kurbaða. Cadýnýn kim bilir hangi iksiri için yetiþtirdiði çiçeklere, bitkilere, böceklere bilerek basa basa yürümüþ. Her adýmda kurbaðaya dönüþmenin o kadar da kötü bir þey olmayacaðýný hatýrlatýyormuþ kendi kendine... XXI. Prenses Pamuk’un Kurbaða Prens masalýný duymuþ olmasýný umuyormuþ. Böylece klasik masallardakilerin aksine, bir prenses bir prensi kurtaracakmýþ yine.. Týpký büyük büyük büyük büyük büyük babasýnýn sonradan evlendiði prenses gibi... O sýrada ‘Yoo...’ demiþ kuzeydeki krallýktaki Kral, Kraliçenin yanýnda. (Kaçýncý kral olduðunu hep unuturmuþ, kimse de hatýrlamaya pek meraklý deðilmiþ) ‘Benim kýzýmýn, Pamuk Prenses gibi cici bir insanýn büyük büyük büyük büyük büyük torununun bir prensi kurtarmasý kabul edilemez! Kafasýný uçurun!’ ‘Ne?!’ demiþ cellatlar þaþkýnlýkla. ‘Kafasýný uçurun iþte!’ demiþ Kral bir kez daha. ‘Ama kocacýðým... O laf Alis’deki Kupa Kraliçesi’nin lafýydý..!’ diye mýrýldanmýþ Kraliçe sýkkýn sýkkýn. Fazla oluyormuþ bu adam artýk... ‘Prensin mi kafasýný uçuralým yani..?!’ diye baðýrmýþ cellatlardan biri öfkeyle. ‘Ben böyle bir þeyi yapmam..!’ demiþ diðer cellat kafasýný hýzla sallayarak. ‘O XXI. Prenses Pamuk’un hayatýný kurtarmaya gidiyor be!’ ‘O zaman... O zaman...’ demiþ Kral. Ama uçurulacak bir þey bulamadýðý için yine susmuþ. ‘Sence baþaracak mý?’ diye sormuþ Ejderia Ejder’e. Sonra da aklýna gelen bir planý anlatmaya baþlamýþ. Ama ejderha o sýrada Ejderia’nýn dediklerini pek dinlemiyormuþ. Aklýndan geçen tek þey Ejderia’nýn bir içimlik su gibi gözüktüðüymüþ. Ne?! Bir içimlik su mu? Tanrý korusun!!! Ejderia olsa olsa bir yakýmlýk ateþ gibi gözükürmüþ yani..! ‘Ha, efendim?’ ‘Ejder, dinliyor musun beni?’ ‘Evet, þey... Hayýr...’ ‘Ya neyi düþünüyordun?’ ‘Senin bir yakýmlýk a...’ diye konuþmaya baþlamýþ Ejder. Ama bir anda büyük bir itirafta bulunacaðýnýn anlayýp susmuþ hemen. ‘Efendim?!’ diye sormuþ Ejderia þaþkýn þaþkýn. Senin bir yakýmlýk a... mý? Bir yakýmlýk a... mý?! Bu ne olabilirmiþ ki? Olsa olsa bir yakýmlýk ateþ olabilir... Ne?!! Bir yakýmlýk ateþ mi? Vay canýna... Ejderia daha da bir sevgiyle bakmaya baþlamýþ ejderhaya. Ama sesini çýkarmamýþ. Ejder’in uygun anda bunu kendisine söyleyeceðini düþünüyormuþ çünkü.. Býyýk altýndan gülümsemiþ... ‘Y... Yok bir þey!’ demiþ Ejder. ‘Sadece... Bir ateþ yaksak mý... yani demek istediðim... hava soðudu, zaten... demek istediðim...’ ‘Ben de seni..!’ demiþ Ejderia gülerek. ‘Ne? Ha... Tamam...’ demiþ Ejder çekinerek. Sonra kolunu Ejderia’nýn omzuna atmýþ. Ve XXI. Prenses Pamuk’un kapatýldýðý kuleye doðru bakýp konuþmaya baþlamýþlar... XVI. Prens Kurbaða’ya yardým etmek istiyorlarmýþ sonuçta... Þato kapýsýnýn önünde küçük bir peri duruyormuþ. Boynundan upuzuun bir zincirle kapýya baðlanmýþ bir peri. Muhtemelen cadýnýn kapý görevlisiymiþ yani... ‘Buyrun... Ne istemiþtiniz?’ demiþ peri kibar kibar. Ýpincecik ve çok güzel bir sesi varmýþ. Sesi kadar da güzelmiþ hani.. ‘Ben... Prensesimi kaçýrmak için gelmiþtim de..’ demiþ XVI. Prens Kurbaða kibar bir sesle. ‘Acaba cadý Syntia boþlar mý?’ ‘Tabii tabii... Ona gidip haber vermemi istemezsin ama, deðil mi?’ ‘Hayýr!’ demiþ XVI. Prens Kurbaða. ‘O zaman... Þuna ne dersin?’ demiþ peri. ‘Sen içeri gir, ben cadýma haber vermeye kalkmayayim, sen de çýkarken beni kurtar... Olur mu?’ ‘Seni þimdi de kurtarabilirim.’ demiþ XVI. Prens Kurbaða. Ve taþýmaktan yorulduðu için kýnýna sokmuþ olduðu kýlýcýný çýkarýp perinin boynuna baðlý olan zinciri koparmýþ. ‘Saol..!’ demiþ peri gülümseyerek. ‘Ýyilik yapan iyilik bulurmuþ, biliyor musun? Bir masalda duymuþtum...’ ‘Olabilir...’ diye mýrýldanmýþ XVI. Prens Kurbaða dalgýn dalgýn. Þu anda kafasýný masallardan daha önemli þeyler kurcalýyormuþ... Peri XVI. Prens Kurbaða’nýn omzuna konmuþ. ‘Beraber girelim. Sana cadýnýn nerede olduðunu gösteririm... ‘Pekala..’ demiþ XVI. Prens Kurbaða ve kolu yorulmasýn diye kýlýcýný yine kýnýna sokup perinin yönlendirmesiyle yürümeye baþlamýþ. Neyse... Az gitmiþler, uz gitmiþler, koridor, salon düz gitmiþler... Bir arkalarýna bakmýþlar ki, bir kazan boyu yol gitmiþler... Ama zaten cadýnýn XXI. Prenses Pamuk’u tuttuðu oda þatonun kapýsýna pek bi’ yakýn olduðu için bu durum büyük bir sorun olmamýþ. Kapýyý kýrýp içeri girmiþ XVI. Prens Kurbaða. Bir yandan da þimdiye kadar kurbaðaya dönüþmediði için þanslý sayýyormuþ kendini. Öbür türlü kapýyý nasýl kýrabilirmiþ ki? Ýçeri bakmýþ XVI. Prens Kurbaða. Odada sadece bir yatak varmýþ. Yataðýn üzerinde de eskimiþ mavi saten (ya da ipekten, pek emin deðilmiþ XVI. Prens Kurbaða...) bir elbisesi olan, saçlarýndaki sarý boya artýk tamamen akmýþ olduðu için kahverengi ve ayaklarýný da geçecek kadar uzun saçlarý olan bir prenses yatýyormuþ. Ellerine ve ayaklarýna da zincirler vuruluymuþ. Gözlerini tavana dikmiþmiþ... Bu prensesin biraz kalkýk bir burnu varmýþ Yüzü de biraz çilliymiþ... Laf aramýzda güzel de bir prensesmiþ yani..! Ama üzgünmüþ XXI. Prenses Pamuk. Yataðýna yatmýþ, kýsýk gözlerle kapýya doðru bakýyormuþ. Aðlýyormuþ. ‘Kimsin sen?’ demiþ XXI. Prenses Pamuk üzgün üzgün.. ‘Ben... XVI. Prens Kurbaða’yým..’ demiþ XVI. Prens Kurbaða. ‘Seni kurtarmaya geldim.’ ‘Öyle mi? Ne güzel!’ demiþ XXI. Prenses Pamuk gülümseyerek. ‘Ben de buradan canlý çýkamayacaðýmý düþünmeye baþlamýþtým artýk...’ ‘N’oldu, niye ki?’ diye sormuþ XVI. Prens Kurbaða. ‘Demek istediðim.. Cadý Syntia beni kurbaðaya çevirmeyi düþünüyor da...’ ‘Ciddi misin? Nerden biliyorsun bunu?’ ‘Az önce kendisi söyledi. Birazdan da iksirle yanýma gelecek... Onu içersem kurbaða olacaðým, içmezsem de öldürecek beni!’ ‘Hemen kalk da gidelim o zaman..!’ diye telaþla baðýrmýþ XVI. Prens Kurbaða. Kabuslarý gerçeðe dönüþüyormuþ sanki! Birazdan cadý Syntia gelecekti ve onu kurbaðaya çevirecekmiþ belki de..!’ ‘Zincirler sihirli ve cadý Syntia az önce uyku büyüsü yaptý bana... Müthiþ uykum var, ama geceler boyunca chat yapmaktan alýþtýðým için çok uykum gelse de uyumamayý baþarýyorum... Yine de yataðýmdan kalkamayacak kadar yorgunum yani...’ ‘Harika...’ diye mýrýldanmýþ XVI. Prens Kurbaða sinirli sinirli. Mavi ve ejderha boynuzu gibi olan saçlarýyla oynamaya baþlayarak düþünmeye baþlamýþ. ‘Saçlarýn çok güzelmiþ...’ diye mýrýldanmýþ XXI. Prenses Pamuk. ‘Saol..’ diye cevap vermiþ XVI. Prens Pamuk. ‘Siz prensesler de saçlarýnýzý boyamasanýz daha iyi oluyormuþ hani... Zincirleri açmayý nasýl baþarabilirim?’ ‘Kýlýcýn bir iþe yaramaz.’ diye araya girmiþ peri kibar kibar. ‘Olsa olsa cadý Syntia’nýn yanýndaki anahtarlar açar o zincirin kilidini...’ ‘Onlarý almak için yanýna uçamaz mýsýn?’ diye sormuþ XXI. Prenses Pamuk. ‘Yapamam þekerim...’ diye mýrýldanmýþ peri umutsuz bir þekilde. ‘Cadý Syntia onlarý elbisesinin gizli bir cebinde taþýyor. Almam mümkün deðil yani...’ ‘Hey, peri..! Kiminle konuþuyorsun?!’ diye seslenmiþ cadý Syntia koridordan. ‘Olamaz, cadý Syntia geliyor..!’ diye fýsýldamýþ XXI. Prenses Pamuk. Odada üzerine uzandýðý yataktan baþka mobilya yokmuþ, yataðýn da altý tamamen tahtalarla kaplý olduðu için XVI. Prens Kurbaða yataðýn altýna da giremezmiþ yani... ‘Kurbaða, yanýma gel! Yataðýn öbür yanýna saklan..!’ ‘Pekala...’ diye mýrýldanýp hemen yataðýn üstüne çýkmýþ XVI. Prens Kurbaða. Cadý Syntia odanýn kapýsýnýn kýrýk olduðunu farkedip bir þaþkýnlýk çýðlýðý atarken kendini pencere ve yatak arasýndaki küçük boþluða atmýþ. Kalbi güm güm atýyormuþ ve kýlýcýnýn sapý karnýna fena batýyormuþ... ‘Peri? Nerdesin?’ diye sormuþ cadý Syntia. ‘XXI. Prenses Pamuk’u kontrol etmek için gelmiþtim.. Uyanýk olup olmadýðýný anlamak için ona biriki soru sordum da...’ diye mýrýldanmýþ peri korka korka. ‘Pekala... Kapýyý da sen kýrdýn herhalde! Yerine gidebilirsin..!’ demiþ cadý Syntia. Peri kibar bir þekilde selam verip çýkarken XXI. Prenses Pamuk da gözlerini kapayýp uyuyor rolü yapmaya baþlamýþ. ‘XXI. Prenses Pamuk, uyumuyorsun, anlayabilirim bunu..!’ demiþ cadý Syntia sakin bir sesle. XXI. Prenses Pamuk gözlerini açýp cadýya bakmýþ. Elinde ufak bir kupaya yanýna geliyormuþ.. Yataðýnda bir kýpýrdanma olmuþ XXI. Prenses Pamuk’un. XVI. Prens Kurbaða yataðýn iyice dibine doðru kaymýþmýþ. ‘Kim var orada?’ diye sormuþ cadý endiþeyle. Elindeki kupayý kenara koyup XVI. Prenses Kurbaðanýn az önce durduðu yere doðru bakmaya baþlamýþ. O sýrada XVI. Prens Kurbaða cadý Syntia’nýn arkasýndan çýkýp kýlýcýný ona doðrultmuþ. Neden kýlýcýný cadý Syntia’ya saplayamadýðýný anlayamýyormuþ. Ama yapamýyormuþ iþte..! Cadý ona bakmýþ. Ve göz temasý kurduðu anda XVI. Prens Kurbaða’nýn kollarý ve bacaklarý karýncalanmaya baþlamýþ... ‘Bir fikrim var!’ demiþ ejderha bir anda. ‘Ne?’ ‘Ejderhalar þatonun arsasýna girince suya girmiþ gibi oluyor, deðil mi?’ demiþ Ejder heyecanla. ‘Evet..’ demiþ Ejderia þaþkýn þaþkýn. ‘Yani o arsanýn içindeki nem oraný çok yüksek..! Demek istediðim... Eðer çevremize yeterince ateþ verebilirsek üstümüzü kaplayacak olan nemli havayý kurutmuþ oluruz... Biliyorsun ejderhalarýn ateþleri o kadar sýcaktýr ki, suyu kurutur! Yani sürekli ateþ üfleyerek gidersek þatonun içine girebiliriz. Cadý Syntia rahatýna düþkün bir cadýysa da, þatosunun çevresi o kadar da nemli olamaz..!’ ‘Ejder, sen bir dahisin!’ deyip ejderhaya sarýlmýþ Ejderia. ‘Hadi hemen girip XVI. Prens Kurbaða’ya yardým edelim..!’ Daha sonra þatonun bulunduðu arsaya doðru hýzla uçmaya baþlamýþlar. Bir yandan da hiç ýsý kaybetmemeye çalýþýyorlarmýþ. Sonunda arsanýn sýnýrlarýna gelmiþler. Gerçekten de cadýnýn þatosunun çevresindeki havanýn deðiþikliði bitkilerin yapraklarýnýn yüzeylerinden bile farkediliyormuþ yani... ‘Ejder...’ diye mýrýldanmýþ Ejderia ejderhaya bakarak. ‘Eðer baþýmýza bir þey gelecek olursa diye söylüyorum...’ ‘Tamam, tamam..!’ demiþ Ejder gülerek. ‘Ben de seni..!’ Sonra birbirlerine son bir kez sarýlýp ateþ püskürterek arsanýn içindeki nemli havaya dalmýþlar... ‘Kurbaða!’ diye baðýrmýþ XXI. Prenses Pamuk umutsuzca. ‘Evet, caným..! Prensini o kadar seviyorsan... Neden sen de bir kurbaða olmuyorsun? Beraber mutlu bir hayat sürerdiniz!’ demiþ cadý Syntia hain hain. Elindeki kupayla birlikte XXI. Prenses Pamuk’un yanýna yaklaþýyormuþ. XXI. Prenses Pamuk yataðýndan kalkýp kaçmak için ne kadar uðraþsa da o kadar yorgunmuþ ki, kýpýrdayamýyormuþ bile! Olsa olsa ellerini biraz kýpýrdatabiliyormuþ. Onlarla da cadýnýn üzerine dekor olsun diye koyduðu gülü anca havaya kaldýrabiliyormuþ... O sýrada gökyüzünde iki tane ateþ topu gittikçe onlara yaklaþýyormuþ. Bunu farkeden XXI. Prenses Pamuk umutla gökyüzüne doðru bakmaya baþlamýþ. Cadý Syntia da olaný görünce korkuyla çevresine bakmýþ. ‘Ne onlar? Nereden geldiler?’ ‘Onlar ejderhalar..!’ demiþ XXI. Prenses Pamuk mutlu mutlu gülümseyerek. ‘Onlardan biri benim Ejder’im... Bunu çok iyi biliyorum...’ ‘Hayýr..! Olamaz! Bu arsanýn havasý çok nemli! Giremezler buraya!’ demiþ cadý Syntia umutsuzca. ‘Eðer çevrelerindeki havayý kuruturlarsa girerler..!’ demiþ XXI . Prenses Pamuk. Ejder’in bulduðunu düþündüðü fikir gerçekten de çok akýllýcaymýþ yani... Ama bu fikri o günler önceden bulmuþ (övünmek gibi olmasýnmýþ) ya, neyse... Bir anda þatonun yanýnda iki tane ejderha belirmiþ. Gerçekten de þatonun çevresindeki küçük bir kýsmýn havasý temiz ve kuruymuþ çünkü... O sýrada ‘Bong!’ diye bir duyulmuþ ve cadý Syntia yere düþmüþ. Cadý Syntia’nýn arkasýndan da XVI. Prens Kurbaða’nýn kýlýcý þatonun taþ zeminine düþmüþ. Havada peri duruyormuþ... ‘Saol peri!’ diye mýrýldanmýþ XXI. Prenses Pamuk. Ve XVI. Prens Kurbaða’ya üzgün bir þekilde bakmýþ. Hangi kaslarýyla zýplayacaðýný bir türlü bulamayan XVI. Prens Kurbaða yerinde öylece duruyormuþ ve XXI. Prenses Pamuk’un onu eski biçimine döndürmek için öpmesini olanaksýz kýlacak kadar uzaktaymýþ... Ama birden XVI. Prens Kurbaða insan bedenine geri dönmeye baþlamýþ... ‘Sanýrým cadýnýn baygýnlýðý üzerinde yarattýðý etkiyi geçirdi...’ diye mýrýldanmýþ peri kibar kibar. XXI. Prenses Pamuk gülümseyerek XVI. Prens Kurbaða’ya doðru bakmýþ... O sýrada ‘Yoo...’ demiþ kuzeydeki krallýktaki Kral, Kraliçenin yanýnda. (Kaçýncý kral olduðunu hep unuturmuþ, kimse de hatýrlamaya pek meraklý deðilmiþ) ‘Benim kýzýmýn, Pamuk Prenses gibi cici bir insanýn büyük büyük büyük büyük büyük torununun XVI. Prens Kurbaða tarafýndan öpülmesi kabul edilemez! Kafasýný uçurun!’ ‘Yeter be!... O laf Alis’deki Kupa Kraliçesi’nin lafýydý..!’ diye baðýrmýþ Kraliçe öfkeyle. Artýk kocasýnýn okurlarýn önünde rezil olmasýna hiç takmýyormuþ yani. ‘Sýkýldým senin bu kafa uçurmalarýndan! Üstelik konuþmalarýnla kafamý patlatýyorsun! Ben gidiyorum..!’ Sonra kalkýp cadý Syntia’nýn þatosuna gitmek için Kral’ýn yanýndan uzaklaþmýþ. ‘Kafasýný uçurun..! Kafasýný uçurun..!’ diye baðýrýyormuþ Kral hala. Ama cellatlar onu takmamýþ. Haberi duyduklarýndan beri kimseyi dinlemiyorlarmýþ çünkü... Baltalarýný duvara dayamýþ, birbirlerine sarýlmýþ bir þekilde mutluluktan aðlýyorlarmýþ... ‘Kusura bakmayýn Kral’ým..!’ demiþ cellatlardan biri. ‘Sonu mutlu biten masallar beni hep duygulandýrýr da!’ ‘Ama.. Ama...’ diye mýrýldanmýþ Kral. Sonra söyleyecek bir laf bulamadýðý için yine susmuþ... XXI. Prenses Pamuk XVI. Prens Kurbaða’ya bakmýþ. Uyku büyüsü çözüldüðü için yataðýndan kalkýp gerinmiþ. ‘Günaydýn!’ demiþ XVI. Prens Kurbaða’ya bakarak. Sonra kocaman bir pencereden burunlarýný uzatmýþ olan Ejder ve Ejderia’ya bakýp el sallamýþ. ‘Biraz geç kaldýk sanýrým..?’ diye sormuþ Ejder. ‘Hayýr, hiç geç kalmadýnýz..! Eðer geç kalmýþ olsaydýnýz beni burada bulur muydunuz? XVI. Prens Kurbaða’yý bulamasaydýnýz çoktan bir kurbaðaya dönüþmüþ olacaktým..!’ Daha sonra... Cadý Syntia’nýn baygýnlýðýndan yararlanýp þatodan çýkmýþlar XXI. Prenses Pamuk, XVI. Prens Kurbaða ve tabii ki peri... Ejder ve Ejderia ile arsanýn sonunda buluþup XXI. Prenses Pamuk’un sarayýna doðru uçmaya baþlamýþlar. Ama orada sadece Kral’ý bulduklarý için Kraliçe’yi almak üzere cadý Syntia’nýn þatosuna bir kez daha uçmalarý gerekmiþ... Neyse... Sonunda herkes bir araya gelmiþ ve 40 gün 40 gece sürecek bir düðün baþlamýþ... Ben de bu düðünü iþitip gittim, biraz pilavla zerde verdiler. Yolda gelirken bir köpek «hav hav» diye bacaðýma sarýlýnca elimdeki zerdeyi atarak kaçmaya baþladým, derken önüme bir sýçan çýktý. O yana bu yana sýçrarken öteden bir arap geldi, ‘Aman tutalým, öldürelim,’ dedi. Derken sýçan korkusundan burnuma kaçtý, ben de ‘hapþu’ dedim. Arap da ‘Allah belaný versin’ deyip enseme bir tokat attý. Patlak toplak, baldýrý çýplak, behey oðlum bu nasýl tokat?! Gözlerim yerinden çýktý sandým, uzaklaþmaya baþladým... Ýþit bunu, sakýn gitme düðüne, sýçan kaçar sonra senin de burun deliðine... Hadi hadi, sonuçta gittik düðüne, yanýmýza verdiler azýcýk pilavý bir tabak içinde... Onu size getirelim dedik, yürümeye devam ettik... Yolda karþýma bir kurbaða çýktý, ‘Výrak!’ dedi, ben de ‘Býrak!’ anladým, pilavý býrakýverdim, size de boþ elle geldim... 40 gün 40 gecelik düðün bittikten sonra herkes iki üç gün yataklarýna yatýp uyumuþ tabii... Ama sonra Kral ve Kraliçe görevlerini XXI. Prenses Pamuk ve XVI. Prens Kurbaða’ya býrakmýþlar. XXI. Prenses Pamuk ve XVI. Prens Kurbaða da ilk iþ olarak sarayýn iki yüz kiþilik büyük salonu ve bitiþiðindeki yüz kiþilik yemek odasýnýn duvarlarýný yýktýrýp Ejder ve Ejderia’ya bir ev yapmýþlar... Kraliçe bu durumu görünce saçýný baþýný yolmuþ ve Kral da herkesin baþýnýn uçurulmasýný istemiþ tabii. Ama kocaman iki tane ejderhaya korka korka bakmaktan baþka bir þey yapamamýþlar... Peri de onlarý kibar bir þekilde sarayýn kapýsýna kadar geçirmiþ... Daha sonrasýna gelince... Onlar ermiþ muradýna, biz de çýkalým damýn kiremidine..! Belki Mavi sakal bulamadý üç elmayý, ama ben buldum. Tam yürüyordum sokakta, gökten üç elma düþtü kucaðýma, biri bu masalý duyana (ki bu sanýrým ben oluyorum...), biri bu masalý yazana (ki bu da sanýrým ben oluyorum...), biri de bu masalý okuyana (e, hadi bu da siz olun..!)..! Ampul... Yine duruyor orada, ama bu sefer bambaþka bir ampul bu. Bambaþka bir lamba... Lambanýn içindeki ampul parýl parýl parlýyor, gözleri rahatsýz ediyor yine, baþkalarý, bazýlarý söndürmek istiyor onu... Ve kýz yine istemiyor söndürmeyi... Bu sefer daha uzun bakabiliyor ampule, aklýna daha uzun ve daha farklý fikirler geliyor... Bir sürü fikir... Baþka baþka fikirler... Týpký bir çizgi film kahramaný gibi hissediyor kýz kendini... Ona dokunmak istiyor yine... Bir gün dokunacak da... Ampul sönüyor... Lanet olsun! Kýz ikinci ampulü de kaçýrdý! Sonra gülümsüyor kýz... Gülümsüyor, daha önce de yaþamýþtý bunu... Gülümsüyor, ampul söndü yine. Gülümsüyor, etraf karardý bir kez daha... Gülümsüyor, lamba yok oldu belki de... Ama... Gülümsüyor kýz yine de... Ama fikir hala orada...
Söyleyeceklerim var! Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazýlarý
yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz
ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz,
yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.
Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn .
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn .
. . .
Etkilendiði Yazarlar:
Gördüðüm, tanýdýðým, hayal ettiðim, yapýtýný okuduðum herkes.
bu
yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler