Ýste, sana verilecektir; Ara, bulacaksýndýr; Çal ve kapý sana açýlacaktýr -Ýncil |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() Çocuk, sevincini yüreðinde saklayarak gitti divanýn bir köþesine büzüldü. O sýrada anne içeri girdi, ellerinin ýslaklýðýndan bulaþýðý yeni bitirdiði anlaþýlýyordu. Radyoya uzanýp sesini açtý. Demek o da Radyo Tiyatrosuna yetiþmenin telaþý içindeydi. Çocuk, nenesine yol parasý kaç kuruþ alacaðýný sordu. "Bahçeden erik de toplayalým, yengeme boþ elle yollamayýn beni. " dedi. "Boyundan büyük iþlere karýþma sen." dedi nenesi. Çocuk, tüm gün boyunca sokakta koþmanýn, ertesi gün çýkacaðý mutlu yolculuðun etkisiyle köþesinde uyuyuverdi. Sabah, erkenden kalkýp giyinen o olmuþtu. Merdivenin yanýnda annesinin hazýrladýðý çantayý kontrol etti. Pijamalarý hazýrdý. Koþtu , kitaplýðýndan çok sevdiði bir öykü kitabý aldý, torbasýna attý. Az sonra annesi kahvaltýya çaðýrdý. Kahvaltýda simit, peynir ve zeytin vardý. " Kekikli domates yok mu?" dedi çocuk annesine. " Bahçeye çýkartma beni þimdi. Yetmez mi önündekiler.? " Çocuk, sesini çýkartmadý, çayýný yudumladý. Kahvaltý sonrasý gazete okudu, sonra bi koþuda ayakkabýlarýný çýkarýp tozunu aldý . Çünkü maç boyunca bi hayli darbe almýþ, oldukça kirlenmiþti. Zaman çabuk geçti, nenesi hadi bakalým gidiyoruz, dedi. Nene ,torun kapýdan çýkýp elele tutuþtular. Caddeye çýkýp çýnar aðaçlarýnýn süslediði orta yoldan Fatih tramvay duraðýna yürüdüler. Makarna fabrikasýnýn önünde Fatih-Beþiktaþ tramvayý manevra yapýyordu. "Ýkinci mevkiye bin. Beþ kuruþ tasarruf edersin." dedi nene. " Nene, bu biletçiler her seferinde iki kuruþumu vermiyorlar, bozuk yok." diyorlar. " Kolayý var yavrum, babana söyle gelirken sana abonman bilet alsýn." Duraða gelmiþlerdi. Nene, son uyarýlarýný yaptý. " Yengeni üzme, yemeklere burun kývýrma, haa... tramvayda içerde kal, durmadan inme sakýn !! " Çocuk, ilk gelen tramvaya bindi, binerken nenesinin elini öpmeyi unutmadý. Hemen vagonun içine girerek arka sahanlýktaki aralýða sýkýþtý. Böylece yol boyu, caddedeki dükkanlarý izleyecek, bir an önce Topkapýyý bulmanýn heyecanýný sürdürecekti yüreðinde. Þehzadebaþýndan geçerken sinema afiþlerine bakmayý hiç ihmal etmedi. Uff dedi, Baytekin gelmiþ. Döndüðü gün Ahmet'i ya da Nevzat'ý kandýrýr, bu filme giderdi. Giderdi de 35 kuruþluk duhuliye parasýný kimden bulurdu. Tramvay, Beyazýt'ta durunca indi. Topkapý yönündeki tramvay duraðýna yürüdü. Zaman çabuk geçmiþti. Þimdi, Topkapý-Maltepe yönündeki asfalt yolda, mezarlýklarýn arasýnda yürüyordu. Yaz güneþi oldukça yakýyordu tenini, terlemeye baþlamýþtý elindeki yüklerle. Fransýz mezarlýðýný geçerse bir beþyüz metrelik yolu kalýyordu yengesine. Kapýnýn önüne geldiðinde yorulmuþ ve susamýþtý. Ýlk yengesini gördü. Kapýnýn önünde tavuklarýna yem veriyordu. Dayý kýzý ise az aþaðýda badem aðaçlarýnýn altýnda komþu çocuklarýyla ip atlýyordu. Yenge çocuðu görünce "Bakýn da kimler gelmiþ ! " dedi. Yengesinin elini öptü. Dayý kýzý da koþup gelmiþ, elinden torbalarýný almýþtý. Evin önündeki kýrmýzý fayans döþeli sahanlýða kurulu masaya oturdular. Üstlerindeki çardak, güneþi geçirmiyor, bahçeye serinlik veriyordu. Yenge, "Nasýllar sizinkiler? Nene iyi mi? " diye sordu. "Hepsi iyiler. Nene, Zeki dayý hafta arasý bir uðrasýn, çok özledik onu! "dedi çocuk. Yenge, yol yorgunu olan çocuða bir bardak soðuk gelincik þurubu getirdi. Çok hoþuna gitti bu çocuðun, bir solukta içip kendine gelmiþ gibi yaptý. Dayý kýzý Hicran'a bahçeye kaçalým diyecekti ama diyemiyordu. Ýmdatlarýna yenge yetiþti. Kýzýna, " Ýçerden fasulyeleri getir de ayýklayayým, akþama aðýz tadýyla kýymalý taze fasulya yapayým size, dayýn da sever hani..! " Hicran fasulyalarý getirdi, masanýn üstüne koydu. " Hadi siz de bahçeye..akþama doðru çarþafý çýkarýr dut silkeleriz." dedi yenge. Çocukla Hicran, doðruca badem aðaçlarýný altýna koþtular. Arkadaþlarý da onlarý bekliyordu. Ýp atladýlar, kukalý saklambaç oynadýlar. Saklambaç oynadýlar ve oyunun yarýsýnda yengenin sesini duydular. " Haydi koþun dut toplayacaðýz. " Ne çabuk geçmiþti zaman. Derken akþam yemeði yaklaþtý. Dayý çýkageldi elindeki filesiyle. Büyük Postanedeki görevinden çýkýp her akþam Eminönü pazarýna uðrar, hamgi balýðý bulursa alýr getirirdi. Yengenin tek þikayeti de kocasýna balýk kýzartmaktý. Dayý balýkla rakýsýný yudumlarken onlar da taze fasulyalarýný yediler. Yenge, salata yerine cacýk yapmýþtý onlara. Sofrada dayýnýn öykülerini dinlediler. Geç vakit yatýldý. Çocuk, dayýsý ile yengesinin yanýnda yatýyordu. Hicrann, büyük ablasý ile kalacaktý. Çocuk, üst kattaki odada dayýnýn yanýna kývrýlýverdi. Camdaki keten perdeler o akþamki ayýþýðýnýn içeri süzülmesini önlemiyor böylece odanýn sakinliðine bir düþ havasý katýyordu. Çocuk, bir süre perdeden akseden aðaçlarýn duvara vuran gölgelerini izledi, sabahýn ilk ýþýklarý ile hangi aðaca çýksam düþlerine daldý. Dayý, hafiften horlamaya baþlamýþtý. Çocuk, odanýn yarý aydýnlýðýnda tavandan sarkan birþey gördü. Bir örümcek, yavaþ yavaþ tam aðzýnýn ortasýný hizalamýþcasýna iniyordu. Hey Tanrým, bu da nerden çýktý þimdi! diye geçirdi içinden. Fakat örümcek inmeye devam ediyordu. Dayanamadý, seslendi yengesine. " Yenge, bir örümcek var burda!" Yengesi uyumamýþtý henüz. " Ne örümceði oðlum, dün temizledim evi. Olamaz ! " dedi. " Yenge örümcek! " dedi çocuk tekrar. O sýrada dayýnýn "kýh, kýh.." gibilerden kýkýrdadýðýný duydu. Demek o da uyumamýþtý henüz. Ama örümcek iniyordu iþte. Bir elli santim sonra aðzýna girecekti. " Yenge, örümcek ! " diye yineledi çocuk. "Nerde oðlum ! " diye sordu yenge. O sýrada örümcek, gürültüden olsa biraz geriledi, yükseldi tavana doðru. Sonra tekrar inmeye baþladý, bu kez çok hýzlý iniyordu. Çocuk, kurtuluþu yataktan fýrlamakta buldu. Bu telaþa dayýsý gülerken yengesi de kalkýp ýþýðý açmakta fayda görmüþtü. Elektrik yandýðýnda çocuk, tavandan sarkan bir makara ipliði ile ucuna baðlanmýþ domates çöpünü görerek þaþkýna döndü. Bu olsa olsa yengesinin ona hazýrladýðý " Hoþgeldin ! " þakasýydý.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
![]() | Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2023 | © Gürcan Erbaþ, 2023
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |