Prensiplerden hoþlanmam. Önyargýlarý yeðlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Aleyda’nýn bir de çantasý olurdu sýrtýnda. O da açýk yeþildi. Çünkü Aleyda açýk yeþili çok ama çok severdi. Ama yine de, Aleyda’nýn yeryüzünde en çok sevdiði þey arkadaþý Nilüfer’di. Nilüfer ondan dört yaþ daha büyüktü, tam dokuz buçuk yaþýndaydý, ama ikisi yine de çok iyi anlaþýrlardý. Nilüfer de Aleyda’yý çok severdi; onu oturduklarý binaya ilk taþýndýklarý günden beri, yani üç senedir tanýyordu. Aleyda’yla Nilüfer birlikte olmayý çok sever, beraber dolaþýrlardý hep. Büyüklerin hiç anlamadýðý oyunlar oynar dururlardý. Büyükler anlamýyordu ama... Aleyda’nýn sihirli parmaklarý vardý. Ýki elinin de iþaret ve baþparmaklarý sihirliydi Aleyda’nýn. Bu parmaklarýyla eþyalarý bir yerden bir yere uçurabilir, hayvanlarý konuþturabilir, hatta Nilüfer’in giydiði kahverengi bir pantolonu turuncu bir eteðe çevirebilirdi. Bazen (þöyle çok eðlendikleri, bol bol güldükleri ve saati unutup büyüklerin onlara verdiði izni aþtýklarý günlerde) saatlerin hepsini yirmi - yirmi beþ dakika geri alýr, büyüklerin yanýna gitmek için kendilerine biraz vakit tanýrdý Aleyda. Ama büyükler onlarý anlamadýðý için, Aleyda’nýn bu numarasýný da hiç bir zaman fark etmezlerdi. Derken bir sonbahar günü Aleyda okula baþladý. Tam altý buçuk yaþýndaydý artýk. (Nilüfer de onunu bitirmek üzereydi.) Aleyda daha okula gittiði ilk gün Nilüfer’le geçirdiði kocaman yazý çok özledi. Okula gittiði ikinci gün de Nilüfer’le geçen gün yaptýklarý kocaman çikolatalý pastayý çok özledi. Ertesi gün ise okullar açýlmadan önceki hafta dýþarý çýktýklarýnda bulduklarý takla atan fareyle dans eden karýncayý... Sonraki günlerde ise... Nilüfer’i özledi. Her þeyiyle, her anýsýyla. Bütün okul günleri boyunca Aleyda zaten önceden Nilüfer’in ona anlatmýþ olduðu sayýlarý, bu sayýlarý toplayýp çýkarýp çarpýp bölmeyi ve harfleri okuyup yazmayý bir daha öðrendi. Öðretmeni onun bunlarý zaten bildiðini anlamýyordu bir türlü. Öðretmen zaten hiçbir þeyi anlamýyordu ki doðru düzgün. Sýrasýnýn üstünde duran kalem ve saç tokasýnýn canlarý sýkýldýðý için ders sýrasýnda bahçeye inmek istediðini de anlamýyordu, bulutlarýn rüzgarla þarký söylemeyi çok sevdiðini de, okul bahçesinde bulduðu o kurbaðanýn aslýnda zararsýz bir hayvan olduðunu da… Derken bir gün okul bitti. Aleyda sýkýcý okul önlüðünü çýkarýp mavi elbisesini, kýrmýzý ayakkabýlarýný, yeþil þapkasýný giydi hemen. Açýk yeþil çantasýný sýrtýna takýp Nilüfer’in yanýna gitti. Doðrusu Nilüfer de koca iki dönem boyunca süren okuldan bunalmýþtý ve koca kýþ boyunca derslerinden kafasýný kaldýrýp da çok az görebildiði arkadaþýný gerçekten çok özlemiþti. Yaz tatiline ulaþmak ve bir an önce Aleyda’yla vakit geçirebilmek için okulun bitimine kalan bütün günleri bir bir saymýþtý. Görür görmez koþup sýký sýký sarýldýlar birbirlerine. Sonra büyüklerden izin alýp oturduklarý binanýn arkasýndaki küçük aðaçlýðýn içindeki gölün kýyýsýna indiler. Aleyda sihirli parmaklarýyla ikisine giysileri yerine birer mayo giydirdi ve gölde yüzdüler. Ama Aleyda yüzerken açýk yeþil þapkasýný çýkarmadý. Çünkü küçük sivri burnunu güneþten korumak istiyordu. Göldeki balýklarla su topu oynayýp gülüþüp yorulduktan sonra sudan çýktýlar. Gölden çýkýp tekrar normal giysilerini giydikten sonra aðaçlýkta biraz oyalandýlar. Ardýndan Aleyda’nýn yarattýðý iki tane uçan ata binip gökyüzünden yýldýz topladýlar. Topladýklarý yýldýzlarý ceplerine koydular ve ömürleri boyuna onlarý saklamak üzere birbirlerine söz verdiler. Doðrusu bu gün þimdiye kadar birlikte geçirdikleri en güzel gün olmuþtu. Ertesi gün Aleyda sevinçle çantasýný kaptý, kýrmýzý ayakkabýlarýný giyip þapkasýný sarý, kývýrcýk, upuzun saçlarýnýn üstüne taktý. Evinden çýkýp koþarak Nilüferlerin evinin önüne gitti, evin kapýsýný çaldý. Ama Nilüfer evde yoktu. Üstelik sadece Nilüfer deðildi evde olmayan. Ýþin garibi kapý ardýna kadar açýktý ve içerde hiç kimse gözükmüyordu. Bir tek büyük bile. Meraklanan Aleyda, apartmanýn ön bahçesine indi. Ýndiði anda gördüðü manzara onu gerçekten þaþkýna çevirmiþti. Kapýnýn önünde bir kamyon duruyordu, kamyonun önünde büyükler dikilmiþ, sohbet ediyorlardý. Nilüfer ise elindeki büyükçe bir kutuyu kamyona taþýyordu. Bakýþlarý sönüktü, yanaklarý parlýyordu ýslaklýktan. Gözleri nemli, kirpikleriyse üzerlerindeki damlalar yüzünden pýrýl pýrýldý. Aleyda arkadaþýnýn güzel yüzüne niye böyle bir hüznün hakim olduðunu anlamak istemiyordu. “Þu kutularý bulduðumuz iyi oldu, küçük ývýr zývýrý içlerine koyarýz... Taþýnmayý hýzlandýrýr.” diye mýrýldanýyordu büyükler. “Deðil mi Nilüfer?” Nilüfer cevap vermiyordu. Hayýr, bu kutularý bulmalarý hiç de iyi olmamýþtý. Hayýr, bu kutularý bulmamýþ olmalýydýlar! Çünkü taþýnmalarýný hýzlandýrýyordu bunlar. Çünkü taþýnmalarýný saðlýyordu bunlar. Çünkü taþýnýyorlardý! Nereye ve niye..? Aleyda apartmanýn önündeki merdivene oturdu ve merdivenin yanýndaki parmaklýklara küçük baþýný dayayýp Nilüfer’e bakmaya baþladý acýyla. Nilüfer’in onu fark etmesini bekledi. Taþýdýðý kutunun ve içinde bulunduðu durumun aðýrlýðý altýnda ezilen Nilüfer kutuyu en sonunda kamyona koymuþtu. Ve arkasýný döndüðünde Aleyda’yý gördü. Nilüfer apartmanýn önüne getirilip koyulmuþ olan kimisi dolu, kimisi boþ kutularýn arasýndan geçti hýzla, Aleyda’ya yaklaþtý. Eðildi ve Aleyda’ya sýkýca sarýldý. Aleyda da kollarýný Nilüfer’in boynuna doladý ve gözlerinden fýrlamak, taþmak isteyen yaþlarý bütün gücüyle engellemeye çalýþtý. Baþarmýþtý bunu, ama biriken göz yaþlarý içinde þimdiden kocaman bir göl oluþturmuþtu sanki. Nilüfer Aleyda’nýn saçlarýný okþadý. Sonra doðrulup gözlerinin içine baktý. Ellerini Aleyda’nýn yüzünde gezdirdi kör bir insan gibi. Burnuna, kaþlarýna, dudaklarýna, çenesine, yanaklarýna dokundu. Aleyda’yý her ayrýntýsýyla içine kazýmak istiyordu. Yýldýzlarýný hep saklayacaklarýný söylediler birbirlerine. Onlarý hep saklayacaklarýný, olanlarý hiç unutmayacaklarýný defalarca kez söylediler birbirlerine. Gülümsemeye çalýþtýlar, mutlu görünmek için çabaladýlar. Sonra Nilüfer büyüklerin ardýndan kamyona bindi. Kamyonun motorunun gürültüsü arasýnda büyükler konuþmaya devam ediyordu. Nilüfer camdan baþýný çýkartýp Aleyda’ya baktý. Gözlerini sildiði, aðladýðýný belli etmemeye çalýþtýðý o son dakikada aðzýnýn kenarý kývrýldý ufak bir gülümsemeyle. Hemen yok olan bir gülümsemeyle. Hiç ama hiçbir güç o gülümsemeyi Aleyda’ya unutturamazdý artýk. Aleyda kamyonun egzoz dumanlarýnýn arasýnda sihirli parmaklarýyla zamaný geri almaya çalýþtý, ayný günleri bir daha yaþamak için. Aleyda devasa kamyoneti durdurmaya çalýþtý, taþýnmalarýný engellemek için. Aleyda üzülmemeye çalýþtý, aðlamamak, gözyaþlarýna boðulmamak için. Ama uzaklaþan kamyonla beraber parmaklarýnýn sihri de gitmiþti Aleyda’nýn. Yapmak istediklerinden hiç birini baþaramadý. Ýçindeki gözyaþý gölü taþmýþtý dýþarý iþte! Sabahýn erken saatlerinde bomboþ olan geniþ yolda ilerleyen kamyonun ardýndan uzun uzun baktý. Ondan Nilüfer’ini alan kamyonun ardýndan. Eteðinin cebinden çýkardýðý ufak bir yýldýzý elinde sýký sýký tuttu. Titreyen dudaklarýna kadar ýslanmýþ yanaklarýný, gözlerini sildi koluna. Sonra evine döndü.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Esin Yardýmlý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |