..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan özgür doğar, ama her yanı zincire vurulmuştur. -Rouesseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > ÖzgeCan




12 Şubat 2005
Son Yazı (N)  
....Keşke.. keşke affedebilseydim seni!

ÖzgeCan


“Benden çektiğin kopyalarla verdin hayatın tüm zorlu sınavlarını. Tanrı katında takdire şâyan da olsan… benden sınıf geçemezsin artık!”


:ABHIG:
Bizden esirgediğin her şeyi; özgürlüğünü, cesaretini, kendini hep bir başka hayata ertelerken... Sessizliği çözen yeni bir kalp atışıyla uyandı gerçekler uykusundan. Bu umut’suzluk: Gerekçesiz geç kalmasıydı yaşamın anlamının. Seni özlemiyorum nicedir, şiirlerine sığmayan bir adama yazıyorum gecikmiş tüm yazıları…

Düşlerime dar ettiğin bu tek kişilik yatak daha kaç uykusuz geceye razı olacaktı; hangi gidişin gözlerimde ağlayabilir artık; kaç yarın akmadan seni bekleyebilir damarlarımda ve daha kaç sözcük boyun eğmeliydi yüreğimden damıttığım bu lâl acılara? Sana kendini koru diye verdiğim silahla vurmaya kalkıştın beni; üç kelimeyle, üç kurşun sıkar gibi… Bir başkasıyla değil, aslında kendinle ihanet ettin sen bana… Keşke.. keşke affedebilseydim seni!

Aşka zamanın yoktu, ne de cesaretin. Her seferinde bir tek bana dönebileceğini bilerek gittin. Ama bu son gidiş, son atlayışındı içindeki derin boşluğa; ellerini uzattınsa da, görmedim! Şimdi yok değil hiç’sin! Söz dizimlerine sığmadı affın, yüreğine de, temiz tutmayı beceremediğin geçmişimize de… Alınacak tek bir nefes bile kalmadı düşlenen çalıntı mutluluklardan. Sen bir puzzle’ın kayıp parçası olmayı seçtin. …bari içimdeki çocuğun oyun arkadaşı olarak kalmayı becerebilseydin.

Biz seninle konuşurduk… Bazen bir tek beden, tek bir ruh gibi; bazen herkes ve her şey adına bir tek cümleyle, saklamadan ve saklanmadan… Kendimizi anlattığımızı düşünürken, aslında kendimizi anladığımızı fark ederek konuşurduk. Hatırlasana, ne çok gülerdik. Sen, çok içerdin bütün o büyümeyen erkek çocukları gibi.. bir de martılar vardı ve benim seni bile sinir eden şu kahve meselem… Konuşmak… çıplak, fütursuz, kendiliğinden… seninle bir tek, ama hayatla baş başa kalınca en çok, bunu özlüyorum! Olsun…

Senden nefret etmeden ölmek ist(em)*iyorum; sakın dönme!
* GD talebiyle…

.Eleştiriler & Yorumlar

:: ......
Gönderen: hayal / , Türkiye
10 Ağustos 2009
Bana göre insanın unutamayacağı şeydir ihanet; Giden arkasına bakmadan gitti arkada kalana sadece bakmak düştü öylesine.. ölesiye.Saygılar...

:: hayranınızım:)
Gönderen: Elem Tilev / Eskişehir/Türkiye
28 Eylül 2006
gidenler giderde gitmenin en kolay olduğunu bilip, kolayı seçip zoru oynarlar kendinden beyaz perdelerinde... sora bizi alır bi " neler oluyor hayatımda, ben mi yaşıyorum tüm bu olanları" sorgusu... gidenleri tutmamak lazım. uğurlar ola ama sevgilim aşkımızın uğuru kaçtı. dönme geri kal gittiğin diyarlarda... yazılarınızı hayranlıkla takip ediyorum, (hayranınızım:).. ) tebrikler...

:: sadece...
Gönderen: alişah er / İstanbul/Türkiye
4 Nisan 2006
teşekkürler...

:: foçadaki balığından sevgiler
Gönderen: fitnat / İzmir/Türkiye
5 Aralık 2005
En son Bodrum geldi aklıma yazını okuduktan sonra konuştuklarımız ve bana okuduğun kaleminden sayfalara akıttığın tüm duygu yüklü yazıların.Bu yazında diğer tüm yazıların gibi ruhuma dokundu tabii bir de bu yazdığını,sana bu yazıyı yazdıran nedeni bilmem dolayısıyla daha bir yoğun duygularla okudum balığım.Seninle içilen sıcak bir kahve şu an aradığım tek şey.

:: Bir şeyler yaşanıyor...
Gönderen: Öznur Çetin / Muğla/Türkiye
18 Ağustos 2005
Bir şeyler belki bizi acıtıyor, yaralanmamıza neden oluyor... Belki de yaşadıklarımızla hayatın garip şekillerine alışmaya başlıyorduk... Yada alışmış gibi yapıyorduk yada acı çekmeye alışıyoruz... Her neyse bir şeyler yaşanıyor... bunu çeken yine bizler oluyoruz. :)saygılarımla...

:: muhteşem
Gönderen: Esra Baykal / İstanbul/Türkiye
13 Haziran 2005
Özge, bu yazı muhteşem...Ellerine, gönlüne, hatta ne yazık ki yaşadığın acıya sağlık...Acımadan yazılmıyor, ya da böyle alışmaya başladık :(

:: Olay tamam (N)
Gönderen: nida / İstanbul/Türkiye
30 Mayıs 2005
ben de... Edebi bir atımın dışında. Sade. Çok az insan kaldı yeryüzünde, dobra. Pes ya! Seven insanın kelimeleri de, seviyor. Bakma sen bana, vardır üzrime alınma fukaralığım. Seven insanı da severim, uçarken ışığa yapışan kelebekleri de. Bu yazdıklarım onaylaman için, değil. Anlaşılma mukabilinde bir düşüm. KJaç kişi kaldık ki? Kelimelerinin adım gibi, atılmadan önece düşündürdüğünü seviyorum.

:: Kendi içinde kaybolanlar adına...
Gönderen: Işıltan Duran / Ankara/Türkiye
23 Mayıs 2005
Duygu denizinde kaybolup gitmek bu olsa gerek...Yaşananlar adına,gidenin mi yoksa geride kalanın mı daha çok zorlandığını görmek adına o kadar güzel anlatılmış ki duygular...İçinde kopan fırtınaları dışarıya bir türlü vuramayanlar için içten teşekkürler...

:: Nilüfer' in
Gönderen: Fulya Engin / İstanbul/Türkiye
18 Mart 2005
"geceler boyu beklemek nedir onu bir de bana sor " cümlesini tuttum- - geri - çektim- dinledim dinledim.. aynada görmüştüm kendimi o sabah , hayal meyal mavi gecelik üzerinde zerre bir çiçek - küçük bomba karışmadan kanıma , patlatmadan bakışımı yazıya , işsel raporları kaydırmadan kağıda- yamuk yumuk - anlamamıştım gittiğini - değişecek gibi geliyordu bana herşey - hiç değişmedi - ama bu sefer cellat bendim - başkasını çıkartıp alıyorum sandığımda aynada kendimi kestim - aklıma düşenleri havalandırdın , taşlığıma indirdin ( bak - m - izi )küllere basmasam bari.. başka küllere de girdim sağ ol

:: tebrikler
Gönderen: Özgür Durmaz / istanbul/Türkiye
20 Şubat 2005
içindeki acıdan dolayı seni kutluyorum..

:: ...
Gönderen: Kaan Ozer / Ankara/Türkiye
15 Şubat 2005
* ve Tanrı -keşkesizLiğin çaresizliğini- yarattı * öyLeki; bütün fotokopi aşkLar, topLu çekimLerde kabardı.. Zira hiçbiri sendeki aşk kadar koyu bastırıLmadı... kaLemine sağLık...

:: Son Yazı
Gönderen: gönül sevinç / türkiye/Türkiye
14 Şubat 2005
neden acıları hep kadınlar çeker aşk acısı neden hep kadınlara koyar. giden gitmiştir zaten neden hep kalanlar üzülür. giden gitmişken her birimizin söylediği tek bir cümle vardır.o artık benim için öldü! hayır özgecan ölmemiştir giden.kalbimizin beynimizin bir yerinde ya sevgiyle ya nefretle kalır işte silip atmak yaşanmamış saymak imkansızdır ne zaman gözlerin bir noktaya dalıp gitse geli verir gözünün önüne.o bir kere hayatına girmişse yaşanmamış yapmak imkansızdır bence. affetmek büyüklük derler özgecan ama hakedene... seni yürekten kutluyorum yazmaya devam hayata da :))

:: Keşke??!!
Gönderen: Burcu Yıldızer / Ankara/Türkiye
14 Şubat 2005
Yaşanmışı en çok ne köreltir? Ya da bir ilişkinin derinlerine sakladığımızı sandığımız ve hiçkimsenin ve belki hiçbir şeyin ulaşamayacağını düşündüğümüz "bize ait" olanlar en çok hangi davranış, hangi kelime, hangi cümle sonunda yitik, devrik ve virane bir hal alır? "Ahh, kimselerin vakti yok durup ince şeyleri anlamaya" demiş Gülten Akın..hatırlayabildiğim kadarıyla...Bir zamanlar gamzelerinde hissettiğin sıcaklığın giderayak damarlarındaki kan gibi çekilmesi midir bu sevi dedikleri? Sorular, sorular, sorular...Giden biraz da cevapsızlığıdır aşkın;sorular kalana mı yakışır hep, o yüzden mi acının misafirliği zamana sığmaz. Ona zaman biçilmez..Biliyor musun Özgecan bunları hissettiren biri için "keşke" demek bile anlamsız. Keşke ile oyunlar süreklilik kazanır..Bence sen şimdi İyiki!!! demelisin...Eğer bu yazının başlığı senden bir daha herhangi bir şey okuyamamaksa; o halde ben de hiç yapmadığım bir cümle kuracağım keşke ile başlayan... KEŞKE BU YAZIN SON OLMASA...Işık ve sevgi yüreğindeki sevgide hayatın boyunca seninle olsun...sevgiyle kal




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Trajikomedramik Otologlar
Cam"dan Çocuğa Can"dan Satırlar…
Advaita Vedanta*
Bütün Suç Mevsimlerde *
Agrutra Mirva*
Sn 2 (Bin) +v
Hepimizden İyi Biliyor

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Via Crusis [Şiir]
Üvey Sevgili [Öykü]
Cevabı Yok Sorular [Öykü]
Beş Yaş Öznesi [Öykü]
Ölü - M - Cül [Öykü]
İki Kere İki Kaç (K) Eder? [Öykü]


ÖzgeCan kimdir?

Sürgünü akvaryum olan bir okyanus balığı. . .

Etkilendiği Yazarlar:
. . .


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ÖzgeCan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.