..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Doðaüstü henüz anlayamadýðýmýz doðal þeylerin adý. -Elbert Hubbard
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Ýliþkiler > Hürrem Görgün Baydemir




15 Mart 2005
Özgürlük Kulesi  
Hürrem Görgün Baydemir
Tanrý’nýn atölyesine bakýyorum sanki. Karþýmda uhrevi bir tezgah, ne kadar sivri, geçimsiz kývrým varsa benliðimde, törpüleyip yumuþatacaðým bir iþlik… Onun kýrgýnlýðý keski, onun öfkesi balyoz, onun üzüntüsü mengene, onun aþký ateþ, onun sevg


:BDFG:
ÖZGÜRLÜK KULESÝ

Galata Kulesi’ne takýlýyor gözlerim. Boðaz’ýn yeþil-mavi sularý ýþýl ýþýl parýldarken güneþin altýnda, hipnotize olmuþ gibi çekiliyor benliðim kuleye. Keþke lego olsalardý, diye bir düþünce geçiyor aklýmdan; heybetin etrafýna yýlýþýk dalkavuklar gibi doluþmuþ, kuru bina kalabalýðýna bakarken, o zaman bir çýrpýda söker atardým bu pislikleri yerlerinden… Kulenin duvarlarýna, çatýsýna bakýyorum. Dokunmak geçiyor içimden. Havada süzülüvermek, kulenin yanýna gitmek ve ellerimle onu hissetmek için dayanýlmaz bir istek duyuyorum. Sanki dokunursam, asýrlarýn öyküsü geçecek tenimden zihnime. Sanki kuleyi yapan iþçilerin ter kokusunu duyacaðým, halkýn sesini iþiteceðim, kanlý savaþlarý izleyeceðim, aþýklarý göreceðim… Kim bilir, Hazerfen’in yanýnda uçarým Üsküdar’a…

Kanatlar altýndaki Istanbul’dan Cenevizliler’e dönüyor zihnim. Zamanýn gerisine duyduðum merak titretiyor içimi. Çýlgýnca bir arzu ve çaresizlik kapýþýyor içimde. Bunu anlatabileceðim bir tek kiþi var. Beni aptal bir romantik, hayalperest, aylak dünyaya nereden düþtüðü belli olmayan bir yaratýk ya da akýl hastasý olmakla suçlamayacak bir kiþi…

Buruk gözlerim, vapurdaki herkese göre boþ, bana göre sevgilimle dolu olan sað yanýma dönüyor. Onu görüyorum açýk seçik. Anlayýþlý bakýþlarýyla buluþuyorum. Ýçimdeki çocuk ona soruyor; neden daha uzaða gidemiyorum? “Kendine izin ver bebeðim,” diye yanýtlýyor o ruhumu yatýþtýran dingin sesiyle, “özgürlüðünün farkýnda deðilsin henüz. Kendini kapattýðýn sýnýrlarýn çok ötesine uzanýyor senin krallýðýnýn topraklarý. Sarayýný çevreleyen korku duvarlarý þu anda görmeni engelliyor.”

Bakýþlarýný denize çeviriyor sevgilim. Minicik dalgalarýn üzerinde hoplayýp sýçrayan güneþ toplarý onun da zihnini çeliyor. O sessiz ve sýrlarla dolu gülümsemesi yerleþiyor dudaklarýna. Aðzýnýn kenarýnda parlayan minicik sarý kýllar baþýmý döndürüyor. Yüreðimin hýzla atýþý, çýlgýn bir müziðin ritmine kaptýrýyor bedenimi. Uzanýp öpmek geliyor içimden. Ama duruyorum, söyleyecekleri bitmedi.

Düzgün parmaðýnýn havaya kalkýþýný izliyorum. Ufuk çizgisini gösteriyor bana. “Birlikte gideceðiz,” diyor, “seni istediðin kadar uzaða götüreceðim. Bugüne kadar hapis hayatý yaþadýðýný göstereceðim sana. Dünyadaki tanýmaya en deðer insanla, kendinle buluþturacaðým seni. Korkmayacaksýn. Keþfedeceksin. Anlayacaksýn. Özgürlüðünü alacaksýn ellerine. Ve…”

Söylediklerinin büyüsüne býrakýyorum kendimi. Nasýl, niye sorularý uzaklarda kývranadururken ben, aðzýndan dökülenlerin her bir kelimesinin doðru olduðunu duyumsuyorum. Anýn þefkatli ve güvenli dokusunu bozmaktan korkarak kýpýrdamaya bile çekiniyorum. Ve’nin ardýndan gelecekleri merak ediyor ama sessiz ve kýpýrtýsýz bekliyorum.

“Ve sen de beni götüreceksin,” diyor. “ Senin zihninden açýlacaðým dünyaya; sen benim eþsiz teknem olacaksýn. Rüzgar durup da yelkenlerin çaresiz kalýrsa, ben küreklere asýlacaðým. Azgýn dalgalarý yararak ilerlemekten yorulursan, seni en güvenli kýyýlara çekeceðim kendi ellerimle. Hep temiz ve bakýmlý olacaksýn benimle. Hep ýþýl ýþýl, hep yepyeni. Çünkü sen beni okyanuslarýn ötesine götüreceksin. Çünkü sen de beni, benimle buluþturacaksýn”
**
Ah Tanrým… Bu yaþadýðým ne? Bir tür duygusal kaosun içinde saçmalýyor muyum? Onu þiddetle duyumsuyorum. Zihnimde konuþtuðunu hissediyorum. Bana sesleniyor. Bana anlatýyor. Beni dinliyor. Bana sarýlýyor. Ve ben… Onu öpüyorum. Yaþamým buna baðlýymýþ gibi… Onun dudaklarýndan dökülen hayat pýnarýný kana kana içiyorum. Nefes bile almadan.
**
Tanrý’nýn aynasýna bakýyorum sanki. Kapýdan giriþi… Özlem dolu ama temkinli adýmlarý, sevgiyle parlayan soran gözleri, ürkek ama sýcak sarýlýþý… Ne kadar benim gibi, benden… Bu yüzden korkmuyorum ondan. Ve bu yüzden korkuyorum ondan. En az benim kadar sevgi dolu, çocuksu, duygu yüklü, þefkatli, güçlü, meraklý, aç, savaþçý, acýmasýz, üreten, yaþatan ve yok eden olduðunu görüyorum.

Tanrý’nýn atölyesine bakýyorum sanki. Karþýmda uhrevi bir tezgah, ne kadar sivri, geçimsiz kývrým varsa benliðimde, törpüleyip yumuþatacaðým bir iþlik… Onun kýrgýnlýðý keski, onun öfkesi balyoz, onun üzüntüsü mengene, onun aþký ateþ, onun sevgisi su… Çelikten ruhum þekilleniyor yeniden…
**
Vapur yanaþýyor. Uhrevi mesajýn son sözcükleri martýlarýn kanatlarýnda süzülüp gidiyor engin maviliðe. Bilge bir çýðlýk yankýlanýyor: Sevmek özgürlüktür. Devasa beyaz kanatlar yanýmdan süzülüp gidiyorlar. Ýskelede bekleyen avcý taksilerin birinden þakýrdýyor o tanýdýk melodi: “Hoþ geldin melek. Sefalar getirdin”. Güneþ parlýyor. Ýnsanlar bir yerlere yetiþme telaþýnda, sürükleniyor hýzlý adýmlarýnýn peþi sýra. Ve ben sakinim. Ruhum dingin ve huzurlu. Sevgilime ulaþmaya çalýþmýyor adýmlarým. O zaten yanýmda. Ve onun içime serptiði tohumlarýn meyveleri; yeni doðan güven ve sýcaklýk ikizleri kýpýrdanýyorlar. Denize bakýyorum. Karþý kýyýda, kule aðýrbaþlý bir ihtiþamla selam yolluyor asýrlarýn ötesinden. Sevgiyle kýrpýþtýrýyorum gözlerimi. Rüzgar saçlarýmý okþayýp geçiyor.

HÜR’ce
06/07/2004



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Hürrem'e Huzur Haram
Iþýklarda Lütfen
Güvensizlik Tiradý
Kýrdýlý Mecazkar Faslý
Banka
Yýkýldý...
Gülümsemeler de Hoyrattýr Bazen
Anýlar

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bulutlar da Tükenir Bir Gün [Þiir]
Çok Geç Kaldým; Acele Ettirmeyin [Þiir]
Hiç Hatýrlamýyorum [Þiir]
Dost Muyuz? [Öykü]
Beþ Yýllýk Ceza [Eleþtiri]


Hürrem Görgün Baydemir kimdir?

Ýnsanlarýn arasýnda dolaþarak kendi ruhunu keþfe çýkmýþ bir gezgin. . . Meraký dinmeyen bir çocuk. . . Ýflah olmaz bir duyguobur. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Alain de Botton, Edgar Alan Poe, Orhan Veli Kanýk, Paulo Coelho, Rosa Montero, Shakespeare, Michel Tournier, Montesquieu, ...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Hürrem Görgün Baydemir, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.