Hürrem'e Huzur Haram
Kösem, Katarina, Eva, Mata Hari ve diğerleri? Niye uğraşırsınız Hurrem'le bilmem ki...
Kösem, Katarina, Eva, Mata Hari ve diğerleri? Niye uğraşırsınız Hurrem'le bilmem ki...
Enflasyonun tırmanış hızı saatte kaç kilometredir ve havuzun on musluğundan birden su boşalırken A yönünden gelen aracın otobüsle buluşması esnasında plakayı almak mümkün müdür?
Bir şey hissedememenin acısı yaşıyorum, çünkü biliyorum ki, sonradan ezici ağırlığını bırakacak omuzlarıma.
Yüksek kaldırımda dururken, ?Zamanın başından beri burada? yazılı bir levha hayal ediyorum ayaklarımın hemen dibinde. Üzerimde yolların tozu, kuşların küflü yeşil lekeleri, yüzümde yağmurların yollu izleri, görmüş geçirilmiş gözlerimde yılların yorgunluğu
Girdiği kabın şekline uyum sağlıyor diye su kendi özünden mi kaybediyor?
Bayan Hawkins, tüm yaşamını, verilen emirleri yerine getirmekle geçirmiş yaşlıca bir kadındır. Önce barındığı yetimhanede, sonra da çalıştığı fabrikada geçirdiği kupkuru, yapayalnız yılların ardından, iş yerinden emekli olacağı gün ölmeye karar verir. Fab
İnsanlara karşı duyulan derin güvensizlik yorucu, bir o kadar da yıpratıcıdır...
Sahtekarlığın yorgunluğudur bu. Testlerde kadran kırsa bile, hayatın içinde size hizmet etmekte pek de gönüllü davranmayan zekanızın ihanetini telafi için yaratıp şekillend
Bulutlar da tükenir bir gün / Bakarım parlayan güneşe /
Kızaran yapraklar arasında dogmusum, / Sakin, güzel bir bebekmişim, /
Çocuksu duruluk parlardı gözlerimde o zamanlar? / Yoktu, şimdiki hüznü örten delici bakışlar;
Bazen sadece hoyrat bakışlarınla inatlaşırsın yaşamla. Konuşmazsın fazla; gözlerini kapatırsın, kulaklarını da.
Olayların evveliyatı vardı elbet. Bir insan boş yere zıvanadan çıkıp hastaneye girmez değil mi ya!
Tanrı’nın atölyesine bakıyorum sanki. Karşımda uhrevi bir tezgah, ne kadar sivri, geçimsiz kıvrım varsa benliğimde, törpüleyip yumuşatacağım bir işlik… Onun kırgınlığı keski, onun öfkesi balyoz, onun üzüntüsü mengene, onun aşkı ateş, onun sevg
Belki de anılarımıza sahip çıkmamız gerektiğini hissettiğimiz için bilinçsiz bir sorumluluk duygusuyla onların elinden tutup, ve hatta onları çekiştirip hüzün topraklarına koşturuyoruz.
İnsanların arasında dolaşarak kendi ruhunu keşfe çıkmış bir gezgin... Merakı dinmeyen bir çocuk... İflah olmaz bir duyguobur...
Edebiyat toprağında yetişmiş, reklam sektöründe yürümeye başlamış bir yazın sevdalısı.
istanbul
Ayakları yere basmayan ruhumu dizginleyebilmek için bakıyor, izliyor, dinliyor, anlatıyorum.
Alain de Botton, Edgar Alan Poe, Orhan Veli Kanık, Paulo Coelho, Rosa Montero, Shakespeare, Michel Tournier, Montesquieu, ...
...