Bilen sever. -Leonardo da Vinci |
|
||||||||||
|
Her sabah yaptığım gibi erken kalkmış, bir fincan kahvemi içip bakkalıma koşmuştum. Kapımı açtığımda da gazetemin zemine bırakılmış olduğunu görerek sevinmiştim. Gazeteyi içeri bırakıp kendimi sokağa attım. Kapıcı, benden de erken geliyor..ona da seviniyorum ama hınzırı yakalayamadığım için sigara ve Colamı almak bana düşüyor. Gece geç saatlere kadar sigara elde internette koşuşturmak yorduğu için sabah, sokağa atıyorum kendimi. Temiz ya da kirli ne olursa çekiyorum İstanbul havasını ciğerlerime.. Günde iki paket sigara içiyorsanız bunun ne anlama geldiğini bilirsiniz . Bakkala bu kadar erken koşmamın iki nedeni var. Bir kapıcıyı sabah sabah yakalayamıyorum iki yakalasam da kıyamıyorum bir kez daha onu geri göndermeye! Pencerenin tülünü araladığımda hava, yine bulutluydu. Yine, bahar gelmemiş, dedim. Meteoroloji de akşam, sağnak geçişli yağmurdan söz etmedi mi ? Bu yüzden sokağa her çıkışımda ya bir kazak ya bir süveter alıyorum sırtıma sonra da terliyor ve de İstanbulun havasına sövgülerle dönüyorum eve. Sanki bu şehrin havasını, suyunu bilmiyor muşum gibi ! Bakkala giderken birşey dikkatimi çekti...sonunda ! Yahu ben, bunu nasıl görmedim diye hayıflandım. Evlerimiz, şimdi bildiğiniz gibi oniki, ondört katlı. Eski evler, tarihe karıştı. Ama bizim apartmanın hemen yanından başlayarak sokağın sonuna kadar uzanan, bahçeli tam dört ev var. Bunları her sabah bakkala giderken Kâbeyi tavaf eder gibi izliyorum, gözlüyorum. İkisi çocuk yuvası, bahçelerinde erik, kiraz, dut ağaçları..hâlâ bu ağaçlar, insanı şaşırtacak kadar zinde ve yeşil..öyle duruyorlar. İnadına her yaz, meyva da veriyorlar. Dördüncü ve son evin sahibine şapka çıkarıyorum..her önünden geçişimde. Çünkü geçen yıl; o banka cüzdanları şişkin, adamlarına " Hey bakın bakalım, nerde o eski yıkılacak evlerden kaldı? " diyen müteahhitlere inat evini yeniden restore ettirdi, yeniden yarattı. Hani nasıl desem, İngilterenin o eski Viktorya Dönemi mâlikânelerine benzetti. Bahçeye, ağaçların altına da herhalde ruhunu okşayacak küçük heykelcikler koydurttu. Ne de iyi yaptı ! Sabahları önünden geçerken Yedi Cüceleri, Pamuk Prensesi ben de selamlıyorum. Bir de ağzındaki küçük torbasında bebek getirmiş leyleği ! Beni asıl imrendirip kıskandıran bunlar değil. Evin hemen yanındaki koca ceviz ağacı. Birgün kapılarını çalıp " Ya birkaç ceviz verin ya da birlikte toplayalım ! " demekten kendimi alamayacağım. Başa dönelim yine..sabah bakkala giderken bakıp da göremediğim ancak dönüşte ayırdına vardığım, sonra da yüz kere hayıflandığım, kendi kendime gülerek " Eeee.. işte bunu görse görse senin gibi İstanbulun son dinozorlarından biri görürdü ! " dedirten olay, çocuk yuvasının bahçesinden sokağa taşan dut ağacıydı. Aaa.. bu da ne ? Bugün ayın kaçı yahu? Mayıs'ın 23'ü işte ! Dutlar olmuş ve sokağa dökülmüştü. Ben, bunu iki gündür görüyor ve pas geçiyordum ha ! Durup bir daha düşündüm. Pekiyi dedim.. bizim Fatih'deki eski evin bahçesinde ne zaman olurdu da dut yerdik biz ? Tabiii yaaa! Tam bu mevsimde! Mayısın sonunda , okullar tatil olmadan , son yazılı sınava hazırlanırken bahçede... pıt..pıt.. iki dut, düşüverirdi kafama. Bakkaldan sigaramı alıp dönerken kaldırıma düşmüş dutları gördüm, ziyan oluyorlardı yerde. Utanmasam eğilip avuçlarımı dolduracaktım ki diğer komşu evin bahçesinde iki kız, birer ucundan tuttukları çarşafı germişler, annelerinin dut ağacını silkelemesini bekliyorlardı. Doğa böyledir işte! Zamanını iyi bilir...ne bir gün erken gelir, ne de bir gün geç kalır! İstanbula bahar geç gelir ! diyen o eski ihtiyarları düşünüp güldüm. Bir de çöp bidonuna tünemiş nafakasını arayan tekir kediye. Kedilerin bahardan haberi var mı ? bilmiyorum.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gürcan Erbaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |