Kitaplarla dolu bir oda, ruhlu bir beden gibidir. -Cicero |
|
||||||||||
|
Sabahýn bu erken saatinde üstümde þortum, iskeleden denizi seyrediyorum. Arkamda iki kadýn þezlonglarýna uzanmýþ konuþuyorlar. Üçümüzden baþka kimse yok kumsalda. Bütün tatil köyü henüz uykuda. Bu arada kadýnlardan birinin diðerine, "Ne yaparsan yap, dönüp bakmýyor iþte, umurunda bile deðilsin, boþuna uðraþma!" dediðini duyar gibi oldum, sanýrým benden söz ediyorlardý; çünkü benden baþka üçüncü bir þahýs yoktu. Tertemiz, pýrýl pýrýl denizin altýnda yüzen balýklarý izliyordum ve denizin bu büyülü güzelliðine dalmýþ gitmiþtim. O sýrada biri vargücüyle beni denize itti ve "Pardon!" diye baðýrdý... Tam karýnüstü düþmek üzereyken aniden balýklama düþüþ yaptým, bir müddet derinlerde yüzdüm, sonra ileriye doðru kulaç atarak yüzmeye baþladým. Uzun süre yüzdüm, dönüp iskeleye çýktýðýmda beni denize iten kadýnla arkadaþý yoktu iskelede. Biraz þezlonga uzandým. Üstüm kuruduktan sonra kalkýp odama gittim. Öðle yemeðinde tek baþýma bir masada oturmuþ yemeðimi yiyordum. Masama, sabah beni denize iten kadýn geldi. "Oturabilir miyim?" diye sordu. Hiç sesimi çýkarmadým. Oturmaktan vazgeçti, iþaret parmaðýný bardaðýmdaki suya daldýrdý, önce kendi dudaðýna deðdirdi, sonra benim dudaðýma..."Pardon!" diye baðýrarak uzaklaþtý. Hiç kimse fark etmemiþti. . Sonra masadan kalkýp odama çýktým. Bu kadýn kimdi ve benden ne istiyordu? Doðrusu delinin birine çatmýþtým, Allah sonumu hayretsin. Yataða uzandým, gözlerim aðýrlaþmak üzereyken telefon çaldý. Ahizeyi kaldýrdým, karþýmdaki ses, "Ben seni denize iten kadýným, odana gelsem biraz konuþabilir miyiz?" dedi. Doðrusu çok þaþýrdým ve hiç sesimi çýkarmadan telefonu kapadým. Biraz uyudum. Kalkýp tekrar denize girdim, oradan duþa, duþtan havuza. Havuz týklým týklým doluydu, nedense denize pek giren yoktu, herkeste bir havuz sevdasý almýþ yürümüþtü. Sonra tekrar odama çýktým, akþam olmak üzereydi. Bu akþam Bodrum'a inmek istiyordum. Þöyle güzel bir restoranda güzel bir yemek, ardýndan biraz barlarý dolaþýrým diye düþündüm. Akþama hazýrlýk yaptým. Aþaðý indim. Park yerine gelip tam arabama binecekken arkamdan bir kadýn sesi. Dönüp baktýðýmda beni denize iten kadýnýn bana seslendiðini gördüm. Kendisiyle bir akþam yemeði yememi ve kendisini affetmemi istiyordu, arabaya atlamasýný söyledim. Yol boyunca beni seyretti, ben de hiç konuþmadan yola baktým. Bodrum'a yaklaþtýðýmýzda hangi restorana gitmek istediðini sordum, hangisi olursa, dedi. "Balýk?" dedim, "Hý...Hý..." dedi. Bildiðim güzel bir balýk lokantasý vardý, oraya gittik. Yemekten sonra þaraplarýmýzý yudumlarken masadan kalktý ve lavaboya gideceðini söyledi, biz bahçede oturuyorduk ;lavabo ön tarafta kapalý bir yerdeydi. Uzaktan oraya girdiðini gördüm. Yaklaþýk yirmi dakika geçti yok. Merak etmeye baþladým. Garsonlardan biri masama geldi, elindeki küçücük bir pusulayý bana doðru uzattý, pusulaya baktým, büyük harflerle "PARDON!" diye yazýlýydý. Bir müddet daha oturdum, sonra hesabý isteyip kalktým. Bir iki bara takýldým, sarmadý. Otele döndüm. Odama çýktým, bir iki telefon görüþmesi yaptým. Sonra uyudum. Sabah erkenden kumsala indim. Ben de hep erken saatlerde denizi setretmeye bayýlýrým. Baktým, iskelede beni denize iten kadýnýn arkadaþý. Baþýmla hafifçe bir selam verip þezlonga geçip uzandým. Benimle biraz konuþmak istedi, hay hay buyrun dedim. Gelip yanýmdaki þezlonga uzandý. Arkadaþý epilepsi hastasýymýþ, buraya geldiðimden beri beni izliyormuþ. Durmadan beni sordurup benden bahsediyormuþ. Ben kendisine ilgisiz davrandýkça sinirlenip üzülüyormuþ. Olayýn geçtiði dün sabah da özellikle benimle konuþmak için erkenden kumsala gelmiþler, ancak ben sadece denizle ve balýklarla ilgilendiðim için sinirlenip beni denize itmiþ. Öðlende de kendisini masaya davet etmediðim için sinirlenmiþ. Çok piþman olmuþ, bana telefon açmýþ, ben konuþmayýnca sinirinden aðlamaya baþlamýþ. Akþam aþaðýda beni beklemiþ. Ben gitmek üzereyken de arabama binmiþ... Akþam yemeðinde çok mutlu olmuþ, hep beni seyretmiþ, þaraplarýmýzý içerken, aniden epilepsi krizi tutmak üzereymiþ, lavaboyu bahane edip bir taksiyle otele dönmüþ, daha sonra arkadaþýna veda edip Bodrum'dan ayrýlmýþ ve ayrýlýrken de, "Karþýma tam sevebileceðim biri çýktý, ne yazýk ki ben ömür boyu epilepsi hastasýyým, severek gidiyorum" demiþ... ERDEN ERKÝN... PARDON...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ERDEN ERKÝN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |