..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve çabalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Anı > ERDEN ERKİN




23 Şubat 2006
Bir Anı  
ERDEN ERKİN
Topkapı Eresin Otelinin restoranında oturuyorduk, internetten tanıştığım ve yıllardır çok büyük bir dostum olan ünlü gazeteciyle. ERDEN ERKİN


:BHFAA:
BİR ANI


Topkapı Eresin Otelinin restoranında oturuyorduk, internetten tanıştığım ve yıllardır çok büyük bir dostum olan ünlü gazeteciyle.

"Bak Erden," dedi," bir anımı anlatayım sana. Bunu ben yazmadım gazeteme, ama istersen sen yaz."

Anlatan o oldu, kaleme alan ben.

"Gazetem adına Bayrampaşa Cezaevinde mahkumlarla seri bir röportaj yapmak istedim. Bakanlıktan gerekli izni aldım. Kadın mahkumlarla Paşakapısı Cezaevinde ayrı, erkek mahkumlarla Bayrampaşa Cezaevinde ayrı röportajlar yaptım. Bir aydan fazla sürdü bu röportajlar.Büyük ilgi gördü bu röportajlar. Ancak bir bölümü var ki onu yazmadım. Yazmayı da sana bırakıyorum. Erkek mahkumlarla röportaj yaparken, koğuşta yatağına uzanmış, çevreye ilgisiz genç bir mahkum dikkatimi çekti. Onunla da röportaj yapmak istedim. Koğuştan çıkardım kendisini. Avluda gezinmeye başladık. Suçunu sordum. Hırsızlık dedi. Neden yapıyorsun dedim. Sorma abla dedi. Bir işim yok. Kimim kimsem yok. Evim barkım yok. Tek yaşarım. Hırsızlık yapar geçinirim. Yalnız benim diğer hırsızlardan bir farkım var, asla fakiri soymam. Ben zengin evlerine girer, mücevher ve para çalar çıkarım. Arada da böyle yakalanır hapse düşerim. Burada tatil yaparım. Bekleyenim, kimim kimsem yok. Hayat böyle sürer gider. Peki dedim, neden bir iş yapmıyorsun. Çok safsın abla, hırsıza kim iş verir. Bizi kim adam yerine koyar. Ben de bana o iş vermeyenlerin, vergi vermeyenlerin, bizi bu hale düşürenlerin, bizden çalanların çaldıklarından çalıyorum. Yani amme hizmeti görüyorum anlayacağın. Devletin alamadığını ben çalarak alıyorum ve yetim hakkına mahsuben devletten çaldıklarını ben de onlardan çalıyorum.

Bu çok özel itiraflar beni şok etmişti. Düşünsene Erden, benim gibi bir ünlü gazeteci bu genç karşısında verecek cevap bulamıyordu. Uzun uzun konuştuk, bana rüyalarını, hayallerini, ne olmak istediğini durmadan anlattı. Çok ilginç biriydi, doğrusu ondan etkilenmiştim. Bir hırsız gibi değil de, entelektüel biri gibi konuşuyordu. Ailesini sordum. Hatırlamak bile istemiyordu. Bütün bildiği annesinin kötü bir kadın olduğu, onu bırakıp gittiği ve nerede olduğunu bilmediğiydi. Ya baban nerede dedim. Babamın kim olduğunu bilmiyorum dedi. Sanırım annem de bilmiyordu. Onun bunun çocuğuyum işte abla. Benim hikayem de bu. Peki dedim böyle güzel ve kültürlü biri nasıl oldun. Hapishanede dedi, ne bulduysam okudum dedi, kendimi yetiştirdim dedi. Okudukça bu çok zenginlere düşman oldum dedi.


Her hapisaneye gidişimde ona zorla para verdim. Bakımını üstlendim. Çıkmasına az bir zaman kala bütün dostlarıma adeta yalvardım. Mahkuma bir iş bulmak için. Adı Doğan. Doğan'a iş bulmak için herkese yalvardım. Bir dostumun yardımıyla buna bir fabrikanın geri hizmetinde eski hükümlü işi ayarladım. Fabrikanın bahçıvanı olacak, köpeklere bakacak ve bahçedeki bahçıvan odasında yatıp kalkacaktı.

Şimdi iş Doğan' ı ikna etmeye kalmıştı. Zor ikna ettim Doğan'ı. Ben zenginlerin yanında çalışmam, yapsam yapsam onlardan çalarım diyordu. Bir dene sözüyle zor ikna ettim Doğan'ı. Daha doğrusu benim baskımla kabul etti. Çıkar çıkmaz işe yerleştirdim. Çalışmaya başladı Doğan. Bir kaç ay sonra fabrika müdürünü aradım. Doğan'dan çok memnundu. Buna ben de çok sevindim tabi, birini topluma kazandırmak çok güzel bir şeydi.

Bir gün, bir pazar günü bir süpermarkette alışverişe gittim. Çok kalabalıktı. Market arabasını ağzına kadar doldurdum. Ne bulsam alıyordum. Kasaya yaklaştım. Market arabasının içinde çantamı arandım. Çantam yoktu. Yerinde yeller esiyordu. Durumu güvenlik görevlisine bildirdim. Birkaç yerle görüştü. Tutanak tutuldu. Karakoldan polis çağrıldı. Suçlu benmişim gibi ifademi aldılar. Nerede kaybettin, neden kaybettin, ehliyet ve banka kartını neden çantana koydun, iki bin doları nasıl taşırsın üstünde gibi onlarca soru. Bütün eşyaları bıraktım. Bana bir çilingir çağırmalarını rica ettim. Arabamın anahtarı, cep telefonu her şeyim çantayla birlikte yok olmuştu. Derken çilingir geldi, park yerindeki arabamın kapısını açtı. Ücretini market yönetimi ödedi. Zaten ben istesem de ödeyecek param yoktu. Arabama bindim doğruca eve gittim. Asansörde ağlamak üzereydim. Saatler geçmişti aradan ve neler başıma gelmişti.


Kapıyı açan annem, beni eli boş ve çantasız görünce durmadan sorular sordu. Kısaca anlatıp kendimi kanapeye attım. Bir süre uzandım kanapede. Derken kapı çaldı. Gidip açtım. Baktım karşımda Doğan, elinde benim çantam. Gir içeri dedim, girmek istemedi. Israrla içeriye soktum. Abla dedi, bugün pazar, benim tatil günüm. Eski arkadaşlara bir uğrayayım dedim. Yeni oturmuştum ki dışarıda olan öteki arkadaşım eve geldi. Elinde bu çanta vardı. Çalmıştı. Markette yürüttüm dedi. Çantayı boşalttığında ehliyette senin resmini gördüm. Çantayı onlardan alıp sana getirdim. Hiç bir şeyine dokunmadılar. Hepsini bana teslim edip özür dilediler. Ben de sana getirdim abla dedi.


Doğan düzelmişti. Hırsızlığı bırakmıştı. Bu benim eserim ve iftihar tablomdu.

Bir süre sonra Doğan fabrikada işçi olarak çalışan başka bir kızla evlendi. Nikah şahidi de bendim..."


BİR ANI...
ERDEN ERKİN...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Ne güzel.....
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
28 Şubat 2006
Merhaba Sevgili Erden Erkin; İnsanları kazanmak, kaybetmekten çok ama çok zor.Yazınız, bunun bir örneği.....Ben de , aynı yanlışı yapan bir öğrencimi topluma kazandırmıştım.Yazması uzun sürer......Güzel bir anıydı.....Sevgiyle kalın.....Kâmuran ESEN




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mazi İçimde Yaradır
Bu Gece Yılbaşı

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gidenin Ardından...
Bir Gidiş Gittin Ki…
Bayramın İlk Günü...
Samanyolu
Gonca Gül
Tuhaf Bir Raslantı
Mankenler Dünyası
Aşkın Hüzünlü Yüzü...
Kısmet
Eski Dostlar...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Seninle Aşkımız [Şiir]
Karanlığın Gözleri [Şiir]
Son Bölüm [Şiir]
İçimdeki Fırtına [Şiir]
Yalnızlık [Şiir]
Sen de Gittin Oldun El [Şiir]
Mutluluk Masalları... [Şiir]
Armağan [Şiir]
Sabah Saat Beşti [Şiir]
Doğanın Değişen Dokusu [Şiir]


ERDEN ERKİN kimdir?

Bilmiyorum şimdi kiminlesin, nerde? Eğer düşmeseydim ayrılıklarla derde, seninle çok mutlu olurdum, olur olmaz her yerde. . . Ne olur gitme, kal! Bitmesin bu masal. . . ERDEN ERKİN Uluslararası Turizmci

Etkilendiği Yazarlar:
Aşk, martı kanadının denize değdiği andır; yitirilen, kumsalda beklemekle geçirilen zamandır. ERDEN ERKİN


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ERDEN ERKİN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.