..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ağlamak da bir zevktir. -Ovidius
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Rüya Bayram




16 Haziran 2006
Mutluluk  
Rüya Bayram
Mutluluğun resmini de yapabilirsiniz yazısını da yazabilirsiniz ama en güzeli yaşamaktır onu.O..Bu..Şu demeden, kaçmadan yakalamak üzere,sevgiyle..


:CFCF:
MUTLULUĞU DÜŞÜNÜRKEN...

Mutluluk nedir diye düşünür dururum çoğu zaman. Kim düşünmez ki.. Her yaşadığımdan aldığım keyfi katlayan bir şey midir bu mutluluk dedikleri; yoksa o keyfi almamı sağlayan bir şey mi bilmiyorum. Ama aklıma takıldığında bazen çelişkilere düşebiliyorum. Ya da çeşitli yargılar meydana getiriyorum konu üzerinde.

Mesela bugün aklımdan mutlulukla ilgili geçenlere bakalım: Mutluluk, insanın düşleri ile gerçek hayatının dengesinin uyumlu olmasında. Bu ne demek? Yani insan zihninde bunu yaratabilir mi? Mutsuz olacak diye hayallerini sınırlarsa yine mutsuz olmaz mı?

Hayal ümit de verir, karamsarlığa da iter.. Hiçbir zaman tek yönlü işlemiyor demek ki.. Normalde hayal etmek yaşama bizi sıkıca saran o görünmez bağlardan değil mi? Görünmez sanırız ama görünür aslında. Düşünsenize karşınızdaki insanı incelediğinizde onun hayata olan bağlarını göremez misiniz.? Elbette ipler, urganlar hayal edilmesin.. Bu onu halinden tavrından belli olmaz mı? Ya o hayaller gerçekleşmediğindeki kırgınlıklar, küsüşler, hayata ve mutsuzluğa kapanmak.. İşte... Çözümü yok bunun.. Zihnimizde ya mutlu olacağız ya da olmayacağız.. Süreklilik arzetmeyen bir şeye ne çok bağlanacağız ne de ondan kopacağız. Bu da rahatlatıcı bir noktaya götürüyor hemen insanı. Hiçbirşey sürekli değil.. O halde mutsuz olduğumuz anlar da sürekli değil.. Ve tekrar ümide doğmak olur işte bu.. Her an yeniden ümide doğmak, ümitle dolmak, hayal etmeye yaşamaya ümitle devam etmektir mutluluk..

Ölüm var ama daha ölmedik ve zamanını bilmiyoruz bunu düşünmek bile ümitle birlikte hayallere sürükleyerek bizi gülümsetir, içimizi kıpırdatır, hareketlendirir..

Zor mu? Düşünüp parçalara bölünce o kadar da zor görünmüyor gibi.. O halde mutlu olalım. Bunu yüksek sesle söyleyince mutlu oluyor muyuz? Kendimizden memnun değilsek olamayız tabii. Benim için mutluluk kendimden memnun uyandığım sabahlardadır. Ben ben miyim,hayallerimle hayatım dengede mi, yoksa ben bir o dünya bir bu dünya gidip geliyor muyum? Ne için savaşıp; ne için kılımı bile kıpırdatmıyorum. Ve bunlar bana yakışıyor mu? Benim iç huzuruma katkısı ne peki..

Düşünce öyle bir eylem ki bence gerçekten eylem çünkü hareket o da; hatta hiç durmayan bir hareket.Belki de adı başka olmalı. Bir an bile sabit kalmayan aynı olmayan bir şeye nasıl eylem değil, hareketsiz dersiniz ki.. O her an yeniler, her an eskiye dalar anıları çıkarır, geleceğe uzanıp korkuları getirir; o hep çalışır, durmaz didinir uyuduğumuzu sandığımız anlarda bile rüyamızda bizi rahat bırakmaz..
Bence onu temiz tutmak asıl olan.. O kirlendiğinde mutsuz olmak kaçınılmaz görünüyor. Öyle hızlı ki.. Hızla mutsuz eder insanı..

Düşüncelerimize dikkat etmeliyiz. Bu nasıl olacak ? Düşünceye dikkat etmek ne demek. Bunu kontrol altına alabiliyorsan zaten mutluluğu ve mutsuzluğu da alabilirsin. Hayır işte bu mümkün değil. Onu sabitlemek olağandışı.

Düşünce hızını geçebildiğimizde belki bunu da yakalayabiliriz.. Neden geçemeyiz diye düşünüyoruz ki.. Sınır yok.

Ruhun sınırı nedir? Durup dururken içimize dolan hüznün sırrı ya da beklenmedik bir anda bizi gülümseten anıların değeri, bize güç veren hayallerin önemi bunları yitirmek olabilir ruhun sınırı.

Düşünce doğru yönlendirilirse bize yardım eden bir aracımız olur aslında. Onu doğru yönlendirmek ise yine bir dengeye götürüyor insanı.. Kalp ve zihin dengesi.. İkisinin aynı anda evet diyebilmesi ve o sesi duyabilmek. Sevgiyle.. Mutlulukla..

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Teşekkürler...
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
20 Nisan 2010
Mutluluğa artık kafamı hiç takmıyorum.Ne olduğunu anlayabildiğimden değil bu umursamazlık.Nasıl olsa hayat bir şekilde akıp gidiyor.Çoğu zaman da mutlu muyuz değil miyiz diye aklımıza bir soru bile gelmiyor.Gözlerimizi kapatıyoruz hayatın bize yüklediği görevleri yapıyoruz.Bu değil yaşamak,diyenler olacaktır bana;ama bu da bir çıkış yolu ise o zaman itiraz niye?Saygılarımla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
En Kusursuz Cinayet Yaşama Sevincini Öldürmektir
Hayatı Kuralına Göre Oyna!
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (15) (Keşkelerle İyikilerden... )
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (7) (Okyanusta Bir İstiridyeden Desem... )
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (12) (Arzın Merkezinden... )
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (16) (Prangalardan... )
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (1) (Defalarca Düşülen Yamaçlardan... )
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (8) (Denge Takıntısından... )
En Dişli Öğretmen Hayata Dair...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hani Tek Bir Kişiyi Özlersiniz Her Yer Issız Gelir Derler Ya...
Uzun Metraj Korku Filmi, Bol Kan, Bol Siyaset, Bol Kavga, Boş Hayat!
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (10) (Sıradan Bir Masaldan... )
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (19) (Agah Efendi ile Söyleşirken... )
Herşeyin Bir Nedeni Var Ama Unutmayın Bir de Sonucu...
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (11) (Çocukluğumdan... )
Tüp Bebekler ve Çöp Bebekler
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (9) (Kalpten Kalbe Nasihatlerden... )
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (21) (Kimi Zaman Giden, Kimi Zaman da Gidilenin Yüreğinden... )
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (4) (Kuyunun Dibi... )

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Çelişki [Şiir]
(Kürtaj) Olmak Ya da Olmamak, İşte Bütün Mesele Bu... [Eleştiri]


Rüya Bayram kimdir?

Yaşamayı tüm anları ile seviyorum. Bazen acıtıyor her yanımızı hayat, bazen güldürüyor yüzümüzü beklemediğimiz bir anda. Yaşanmışlıklar anılarımız oluyor ve ben uslanmaz bir anı biriktiricisiyim. Hayat biriktirdiğimi ve kaçırdığım tüm zamanları yazıyla bir yerlerde sakladığımı düşünüyorum yazıya döktüğümde kendimi. . . Ve bir gün bir yerlerde onların içinde barınan herşeyin beni bulup kucaklayacağını hissediyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Can Dündar,Ahmet Altan,Paolo Coelho,Goethe,Shakespeare,J.J.Rousseou


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Rüya Bayram , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.