Sevgi
(Aysel AKSÜMER ) 24 Kasım 2020 |
İlişkiler |
| |
Bereket yağsın sevgiye. |
|
Kör Baykuş
(Aysel AKSÜMER ) 2 Ocak 2021 |
Görüş ve Eleştiriler |
| |
Mutlaka okunması gereken romanlardan biri Kör Baykuş, Hacimce az olduğuna bakmayın oldukça ağır bir eser. Yazarı Sadık Hidayet'e ve çevirisini yapan Behçet Necatigil'e edebiyata kazandırdıkları için minnet ve şükran duygularımla. |
|
Yıldızlı Geceler
(Aysel AKSÜMER ) 3 Haziran 2020 |
Umut |
| |
Gündüzün kalabalığına inat gecenin yalnızlığını ve sessizliğini severim. Bir de yıldızları. |
|
Mantolanmış Dünya
(Aysel AKSÜMER ) 16 Kasım 2011 |
Doğa ve Dünya |
| |
Yok yok ne yaparsam yapayım yine de ısınamadım ben şu dış cephesi mantolanmış dünyaya. Hep bir yerlerden soğuk esiyor. |
|
Duygu Komşuluğu
(Aysel AKSÜMER ) 27 Eylül 2011 |
İlişkiler |
| |
Bazı günler, dün akşam ne yemiştik, bugün günlerden neydi, ayın kaçıydı hatta biz hangi aydaydık yahu! gibi utanası sorular soran bizler, nedense iç dünyamızın günlüğünü tutmaya gelince hafıza profesörü kesiliriz. Hele canımızı yakan olayları mumyalamakta üstümüze yok. Öyle arada bir de değil sık sık geçmişe döner bizi rahatsız eden neyse o karede takılır kalırız. Sebep olanı da taşlarız, haşlarız sonra başlarız dövünmeye, sövmeye. Aslında ne çok ihtiyacı vardır ruhumuzun sevmeye ve sevilmeye. |
|
Sıcak Gelişmeler Az Sonra
(Aysel AKSÜMER ) 2 Eylül 2011 |
Toplum ve Birey |
| |
Spikerler, ellerindeki haberlerin kasvetinden midir nedir yas evinden sesleniyor gibiler karşımızda. Birbiri ardına dizilmiş haberleri izlerken her defasında “Aman Allah’ım!” diyorsunuz “Dünya felç, çözümler kangren, uzlaşma yolları tıkalı, önümüzde koca koca taşlar, kanamaya devam eden ve bir türlü kapanmayan yaralar. Hey doktor! Pardon sayın spiker yoksa topluca ölüyor muyuz ne? Hiç umut yok mu? Şans faktörü falan, bilet milet alsak yok yok öbür dünya için değil burası için! |
|
Keşke!
(Aysel AKSÜMER ) 30 Ağustos 2011 |
Bireysel |
| |
Kristal şekerlik, koca bir yıl özlemini çektiği rengârenk şekerlerine kavuşmanın tatlı sarhoşluğunda büfede yerini almıştı. Gümüş tabak da aynı yerde pırıl pırıl parlıyor sanki "ben de beyaz bademlerimle sütlü çikolatalarımla buradayım" der gibiydi. Hemen yanı başında arzı endam eden desenli antika kolonya şişesi ise limon ferahlığını üç gün boyunca damla damla yaşatmak için can atıyordu. |
|
Depresyon - 2 (Son Bölüm)
(Aysel AKSÜMER ) 17 Ağustos 2011 |
Bireysel |
| |
"Ruhumuzda iki farklı saksıda, aynı topraklar kullanılarak ekilmiş iki bitki yetiştirdiğimizi varsayalım. Bitkiler ışık, su ve sevgi ile beslenir ve büyürler değil mi? Biz dert çiçeğimizi karanlıkta bırakacağız ve gözyaşlarımızla sulamayacağız. İlgilenmedikçe, üzerinde durmadıkça üzüntümüzün kaynağında ne varsa gün be gün solacak. Belli bir zaman sonra dertlerimizin kuruduğunu ve yok olduğunu göreceğiz. Sevinç ve huzur çiçeğimizi de ruhumuzun en hava alan kısmına koyacağız. Güzel düşüncelerle besleyeceğiz. Her gün el birliği ile mutluluğu filizlendireceğiz. Bir gün gelecek, sevinç çiçeğimizin saksıdan taştığına tanık olacağız. Hatta daha büyük bir saksıya yerleştireceğiz. Ne diyorsun bu işe?" |
|
Depresyon - 1
(Aysel AKSÜMER ) 16 Ağustos 2011 |
Bireysel |
| |
"Doktor Bey, neden bu ses kulak zarımda infilak etmiyor! İçeride su toplayıp iltihaplanmıyor ya da tıkanmıyor. Of Allah'ım of insanın kulağında aynı cümleyle dolaşması ne kadar da asap bozucu! Hayatımdan çıkardım ama maalesef sesi bende kaldı. Gitmiyor sanki yatıya kaldı."
|
|
Ey Ruh!
(Aysel AKSÜMER ) 11 Ağustos 2011 |
Gülmece (Mizah) |
| |
- Kesinlikle öyle. Ruhu dingin tutacak, bedene terk ettirmeyeceksin. Bedene dil öğretip, ruhu ilim ve bilime sevk edeceksin. Ruh ve beden sağlığı taramasından geçirteceksin.
- Bu kadarı da fazla ama ne bu! Göz, diş, sınav kağıdı taraması gibi.
- |
|
Nerede Kalmıştık
(Aysel AKSÜMER ) 6 Ağustos 2011 |
Anılar |
| |
Rüzgâr, bir reanimasyon hemşiresi edasıyla canıma can katıyordu. İçinde biriktirdiği havayı cömertçe dışarıya veriyordu. Tertemiz havayı; insanın teninde, saçında, içinde hissetmesinden güzel ne olabilirdi ki. Rüzgâr gelmiş hoş gelmiş safalar getirmiş diyordum ama biraz daha beklersem pencere ile camın macuna kıydırdığı nikahtan tek celsede boşanacağını düşünerek ayağa kalkmış ve cereyan yapan pencereleri istemeyerek de olsa kapatmıştım. |
|
Küçük Anların Büyüklüğü
(Aysel AKSÜMER ) 14 Temmuz 2011 |
Bireysel |
| |
Gülbahar'ın korktuğu soru gelmişti. Sanki kelimeler çile olmuş, harfler birbirine dolaşmış gibiydi. Dilinin ucunda çözebilse cevabını verecekti ama bir türlü olmuyordu. Duyguları ıslanmış da düşünceleri ondan okunmuyor gibiydi. |
|
|

Hayat; bir öykü kadar kısa geçer ama bir roman kadar derin yaşanır.
Aysel AKSÜMER
|
|