Bir ülke baðýmsýz olmadan, baðýmsýzlýk da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau |
|
||||||||||
|
I Bir gün bir otobüse bindim. Þoförün tam arkasýna oturdum. Otobüs yavaþ yavaþ hareket etti. Etrafý seyrediyorum. Yol kenarlarý yemyeþil aðaçlarla bezenmiþ. Buna eþlik eden ve yýlan gibi kývrýlýp giden küçük bir de dere… Su, usulcacýk akýp gidiyor. Arada bir çocuklara rast geliyoruz. Çýplak,külotsuz çocuklar. Yaz sýcaðýnda serinlemeye çalýþýyorlar. Sýcak alabildiðince yakýp kavuruyor, bunaltýyor adeta… Arabalar yanýmýzdan gelip geçiyor. Bizim otobüsün hiç acelesi yok. Aheste aheste gidiyoruz. Biraz sonra gözüm þoförün ön kýsmýnda bulunan dikiz aynasýnýn üzerine asýlmýþ bir kâðýda takýlýyor. Kaðýdýn üzerinde eski yazýlarla "Baðdat Hurmasý" yazýyordu. Tabii Osmanlýca okumayý bildiðim için bu yazýyý da kolayca okuyorum. Sanýyorum Arap ülkelerinden birinden alýnarak getirilen Hurma paketlerinin üzerindeki etiketlerden biri. Þoföre "Hurma mý satýyorsun?" dedim. "Hayýr, ben þoförüm. Þoförlükten baþka bir iþ yapmam" dedi. “Hurma reklamý yapmýþsýn da” dedim. “Ben mi?” dedi. “Evet” dedim. “Yok beyim, Ne hurmasý? Ne reklamý?” dedi. “Ama dikiz aynasýna Baðdat hurmasý diye yazý asmýþsýnýz” dedim. Þaþýrdý. "Kim? Ben mi? Yok. Asmadým? Hani nerede?" dedi. Ben de Baðdat Hurmasý yazan eski yazýyý gösterdim. “Ýþte burada yazýyor” dedim. Adam "Tövve Ya Rabbim Ya Resul Allah! Nerede kâfir varsa beni buluyor" dedi. Bana dönerek, kýzgýn bir vaziyette: "Bre kâfir, o gördüðün Dua'dýr, dua. Kutsal Kitabýmýzdan alýnmýþ bir ayet" dedi... “Emin misin?” dedim. Daha sert bir tavýrla: “Emin olmasam oraya asar mýyým hiç? Sen kendi iþine bak. Okumuþ züppe” dedi. Ne diyeyim. Ben, dikiz aynasý üzerindeki okuduðum yazýya mý inanayým, yoksa bu adamýn, sýrf eski yazý olduðu için, buraya astýðý kâðýdý, dua olarak kabul ettiðine mi inanayým. Bir þey desem kavga yapacaðýz. Bir þey diyemedim. Ýçim içimi kemiriyordu. Bildiðim bir doðruyu anlatamadýðým için kendimi suçlu hissediyordum. Üstelik bir de zýndýk durumuna düþmüþtüm. Ýþte bunu hazmedemiyordum. Dayanamadým. Sonunda: "Dayý, sen bu duayý al, bir imama götür okut. Bakalým hangi mübarek duaymýþ? Belki de Ayet'ül Kür si’dir" dedim. Öyle ya, Ayetül Kürsi dualarýn þahý idi. En büyük dua idi. Dualarýn kürsüsü idi. O nedenle öyle demiþtim. Adam "Bak bunu iyi dedin. Köyün imamýna götürüp okuturum. Bakalým hangi dua imiþ? Ben de merak ettim." dedi. “Götür. Götür de ne kadar cahil olduðunu gör” dedim içimden. Maalesef böyle cahiller çok. Sýrf eski yazý diye gördüðü her yazýyý DUA sananlar az deðil... Bir de öyle kalsa, alýp o yazýyý en üst köþeye asmazlar mý? Ne olduðunu, bilmeden, anlamadan… Doðruyu söylediðinde ise azar iþitip zýndýk olursun benim gibi…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |