Bir ülke baðýmsýz olmadan, baðýmsýzlýk da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Ömer AKÞAHAN Nisan, Mayýs aylarý gelince damarlarýmdaki kan karýncalanmaya baþlar; uzaklara gitme isteði kar sularýyla dolup taþan Murat gibi, Zap gibi, Karasu gibi dolup taþar...Sormayýn bir þenlik ki, çal çaput ne varsa ortaya dökülür; yüreðimin en alt katýna kýþ aþklarýmý, kýrgýnlýklarýmý, acýlarýmý naftalinler koyarým. Yalancý güveler gelip yemesinler, diye. Tembihlerim kendime: Dikkat et, aman ha sakýn, çok narin þeylerdir onlar; kýrýlýrlar, güzelce katla, koy yerlerine! Eee, ne dersiniz, kolay mý bahara yelken açmak? Bakmayýn siz, sýrtýnýzý kýzdýran güneþe, þen þakrak daldan dala konarak ötüþen, tomurcuk derdine düþmüþ aðaç dallarýyla flört edenlere... Bilir misiniz, kuþlar en çok nerede konaklar? Hani þu türkülere konu olan telgraf telleri var ya, en çok onlarýn üzerine tünemeyi severlerdi. Üzgünüm, teknoloji de o telleri birer birer yok ediverdi yaþamýmýzdan. Bilmem ki neden bizim bahçede de her yýl onca emek verdiðimiz fidanlarýmýz kuruyor. Koyunlarýn yapraklarýný çok sevdiði, su kenarlarýnda kendiliðinden yetiþen "karýngeç" derdik adýna aðaçlar vardý. Nerdeler, bir bileniniz var mý? Necip Fazýl, "Tomurcuk derdinde olmayan aðaç, odundur."demiþ. Þimdi bu sözü açýklamak için oturup sayfalar dolusu yazmak gelir insanýn içinden. Var olmakla övündüðümüz toplumumuzdaki duyarsýzlýklarý, günü kurtarmaya dönük çabalarý, hangi birinden söz etmeli? Yazarak bir þeylerin düzeleceðine inanmýþlara edilen zulüm, yeni yüzyýlda da devam ediyor, edecek de. Nice aydýn kafalý insan sýrf düþünceleri nedeniyle yok edilmeye, susturulmaya çalýþýldý egemen güçlerce. Sorarým size, 2 Nisan 1948'de Sabahattin Ali'yi öldüren katilin adý nedir? Bu cinayeti "milli duygularla" iþlediðini itiraf eden katilin adýný bir anda kimse aklýna getiremez; çünkü, o, tarihin karanlýk dehlizine atýlmýþ kara bir leþtir. Leþlerin adýný bilmeyi kim ister ki? Ama Sabahattin Ali adý her geçen gün daha bir parlayacak, saçtýðý gönül ýþýklarýyla Türk edebiyatýnýn yüz aký olmaya devam edecektir. Sabahattin Ali'nin öldürülüþünün üzerinden 57 yýl geçmiþ. Ancak onu öldüren düþünce sahipleri, yeni eserleriyle yine sokaklara dökülmüþ, yeni senaryolarla eski bir filmi bize izletmeye çalýþýyorlar. Dikkat edin, Sabahattin Ali'yi öldüren katil Ali Ertekin, dört yýla mahkum ediliyor ve yine o yýl çýkarýlan Af Yasasýyla salýveriliyor. Ýnsan ister istemez, bu ne iþ yahu, demez mi? Burada Aziz Nesin'in Sabahattin Ali hakkýnda yazdýðý "Son Aný" (*) baþlýklý yazýsýndan küçük bir bölüm aktararacaðým ki, günümüzde çýlgýnlýk derecesine varan olaylara geçmiþten ýþýk tutabilsin. ".....Bir sabah Bayezit'teki evimden çýkmýþ, Çakmakçýlar Yokuþu'ndan aþaðý iniyordum. Daha sabah gazetelerini görmemiþtim. Yokuþtan yukarý çýkan Tabelacý Ziya ile karþýlaþtým. büyük bir heyecanla, -Sabahattin Ali'yi öldürmüþler, gazeteler yazýyor...dedi. Olayý önceden bildiðimden, hiçbir þaþma belirtisi göstermedim. O günkü bütün gazeteler olayý yazýyordu. O günlerin birçok -hemen hepsi- fýkra yazarý, baþyazarý, gazetecisi, Sabahattin Ali'ye iðrenç biçimde sövmeye baþladý. Sabahattin Ali'ye sövme yarýþý, yurtseverlik gösterisi biçimine girmiþti. Bu aðýr, iðrenç sövgüleri yazanlarýn içinde, Sabahattin'le arkadaþlýk etmiþ olanlar da vardý. Öyle bir yýlgýnlýk dönemiydi ki, Türk edebiyatýnýn övüncü olan bir yazara yapýlan bu saldýrýlara hiç kimse karþý çýkamýyor, cevap veremiyordu. Öyle kapkaranlýk bir dönemdi ki, dinsel ve ulusal geleneklerimiz de çiðnenerek bir ölünün arkasýndan sövenlere cevap vermek, büyük tehlikeleri göze almak olurdu. Durum dayanýlýr gibi deðildi." Sormak gerekmez mi, ya þimdi durumumuz nasýl? Dayanabiliyor muyuz? O gün Sabahattin Ali'yi susturan düþünce sahipleri için ne deðiþti ki? Belki de yalnýzca yöntemler ve hedefler! Þimdi bu yazýyý burda kesmem doðru olur mu bilmem; ama, "Bildiðim bir þey var, o da, hiç bir þey bilmediðim." der ya, büyük filozof; onun gibi ben de, okumadýðým her þey, bir þenliktir, derim. Masamda en az beþ on kitap, dergi olmalý. Her birinde, beni yarýnlara taþýyacak öyle ince ayrýntýlar saklý ki; kuyumcu Salamon'un titizliði gibi her birinin içine dalýp yeni dünyalar keþfetmeyi çok seviyorum. Peki, ya siz? Sizin masanýzda neler var? (*) Bir Usta, Bir Dünya: Sabahattin Ali, Yapý Kredi Kültür Merkezi, s.13, Þubat 1997, Ýstanbul
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ömer akþahan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |