Doðallýk sahip olunan deðil, kazanýlmasý gereken bir erdemdir.
-Cervantes |
|
||||||||||
|
Mezarlýktan çýkar çýkmaz otobandalardý, otoban hep çok sýkýcý gelmiþti kýza, bir süre ses çýkarmadan sabretti, otobanýn kenarýndaki refrüjlere baktý, hepsi birbirinin ayný, sýkýlmýþ, ruhsuz refrüjlere. Bir süre de otobanýn kenarýndaki gece kondulara baktý, çok uzaktýlar. Biraz gittikten sonra dayanamadý ve “eski yoldan gidemez miyiz” dedi, taksici “daha uzun ama” diyecekti ki kesti kýz sözünü “otoban beni tutuyor da”. Biraz ilerideki otoban çýkýþýndan ayrýldýlar, kýz kendini güvende hissetti. Terk edilmiþ eski yolun saðýnda solunda yine terk edilmiþ hayatlar vardý. Gece kondu olmayan, üzerinde olduklarý topraklarýn asýl sahipleri olduklarýný haykýran, direnen hayatlar vardý. Asýk suratlý, sert insanlar yaþýyordu burada. Gözlerinden hayal kýrýklýðý okunan, kaybetmeyi tercih etmiþ ve kalan dünyaya küsmüþ insanlar. Yoldan geçen tek tük otomobile yabancý bakan gözler görüyordu kýz. Müzik kanalýný deðiþtirmiþ, haber kanalýna geçmiþti taksici. Belli ki bütün bu olan biten hakkýnda konuþmak istiyordu. “dün yakalanan adam birkaç gün önce benim taksime binmiþti” dedi aynadan kýza bakarak. “Çok saðlam bir adamdý, ne yaptýðýný biliyordu, boþuna uðraþýyorlar o bütün bu olan biteni de hesaplamýþtý zaten “dedi. Kýz haberi hatýrlamaya çalýþtý, Bilecik’te yakalanan bir iþ adamýydý konu, bir gün delirmiþ ve bütün çalýþanlarýný fabrikaya kilitlemiþ ve fabrikayý ateþe vermiþti, daha sonra da karýsý ve çocuklarýnýn yanýna gitmiþ, onlarý yakýnlarda bir çiftlik evinin bahçesine canlý canlý gömmüþtü. Kýzý önce yalvarmýþ kurtulamayacaðýný anlayýnca ona bütün hayatýnýn hesabýný sorarak vermiþti son nefesini, çýðlýklarýný yakýndaki köyden duyanlar olduðu söyleniyordu. Çiftlikten dönerken bu taksiye binmiþti, taksicinin anlattýðýna göre kýzýn oturduðu tarafta oturmuþ bir de sigara içmiþti. Kýz hemen saðýnda, kapýdaki kül tablasýný açtý sönmüþ izmariti buldu, taksicinin onu görmediðinden emin olduðu anda çantasýna attý. Olan biten hakkýnda kimsenin bir fikri yoktu ama dedikodular adamýn inancýný ve umudunu kaybetmiþ olduðu üzerineydi. Doðaldý, olaðandý ve kabullenebilir, anlaþýlabilirdi bu bütün dünya için, adam mücadeleden vazgeçmiþti. Hikaye bittiðinde bir köye girmek üzereydiler, kýz ileride bir köy kahvesi olduðunu hatýrladý, taksiciye orda durup bir çay içmek istediðini söyledi, taksicinin de canýna minnetti, çok saat olmuþtu direksiyonun baþýna geçeli, saat taksimetrenin üzerinde yazdýðýna göre 14:23 olmuþtu. Köy kahvesinin önünde durdular, ortasýnda çok iri gövdeli, yaþlý ve ihtiþamlý bir çýnar aðacý olan, beþ altý masadan oluþan, altý toprak bir kahveydi burasý. Kýz kapýyý açtý taksiciden önce. Tanýdýk geldi bütün bu doða, masalar, yüzler. Kendini ait hissediverdi yine. Kahvenin kapalý bölümüne yakýn masada oturan, kafasý fötr þapkalý, takým elbise bellediði bir kýyafetle kendinden emin oturan, asýk suratlý, oldukça yaþlý adama yanaþtý kýz. “Selamün aleyküm” dedi. “Aleyküm selam”ý biraz zor olsa da verdi adam. Ýlgilenmediðini göstermeye çalýþan bakýþlarý ve vücut diliyle içmeye devam etti nargilesini. Kýz hemen yaný baþýndaki masaya oturuverdi yüzünde aidiyetinden kaynaklý tebessümüyle. Bu arada taksici de kapýyý kilitlemiþ gelmiþti kýzýn oturduðu masaya. Selamý vermemiþ ve cevabýný da almamýþtý. Sert bir tonla “iki çay” diye içerideki ocaðýn baþýndaki adama seslenecekti ki kýz kesti eliyle iþaret ederek sözünü. “Biz söylemeyeceðiz, birazdan ýsmarlayacak bu köy bize bir orta kahve, siz bana býrakýn lütfen”dedi taksiciye. Yaþlý adama doðru dönüp “nasýl toprak bu sene, sizi mutlu etti mi” dedi. “Ben yaþlandým artýk, çocuklarým ilgileniyor toprakla” dedi yaþlý adam, nazlý bir umursamazlýkla. Kýz devam etti, “demek oðullarýnýz köyünü terk etmeyen nadir gençlerden, çok þanslýsýnýz”dedi en sevecen ses tonuyla ve yüzünde hayranlýk ifadesiyle. “Benim oðullarým topraðýn hayat demek olduðunu bilir, terk etmezler, onlarý öyle yetiþtirdim ben” dedi gururlu ve daha da yumuþak bir tonla. Yan masadaki nispeten daha genç adam atýldý lafa “benimkiler Ýstanbul’a gitti okumaya, orayý kurtaracaklar”dedi hüzünlü ve acýklý bir tonla. “Siz nerden böyle, hem de taksiyle”dedi kýza dönüp. “Çocukluðuma” dedi kýz, “Geleceðimi defnettim Ýstanbul’da, bu beyefendi de bana eþlik ediyor” dedi. Sessizlik oldu, yaþlý adam sandalyesini kýmýldattý yönünü çevirdi belli belirsiz kýza doðru. “Baþýn saðolsun kýzým” dedi, ekledi “iki kahve ver Ömer misafirlerimize”. Kýz taksiciye baktý gülümseyerek, taksici ortadaki dev gövdesiyle haþmet saçan aðaca bakýyordu. “Kaç yýllýk bu aðaç amca”dedi. “Bir kaç asýrlýk dedi nispeten genç olan yaþlý, “aðlayan çýnardýr o, bak üzerinde çeþmesi var” dedi. Gerçekten de aðacýn boy hizasýna yakýn bir yerinde bir çeþme vardý, bir açma kapama musluðu olmayan ve sürekli ince ince akan. Kýz kalktý yerinden, aðaca yanaþtý, suya dokundu, yüzüne sürdü, “Ýda’nýn suyu deðil mi bu” dedi, oldukça yaþlý olan adam cevap verdi “efsanesini biliyorsun demek sen” dedi. Kýz sessiz kaldý gülümsedi. “Gidebiliriz artýk” dedi taksiciye, “yerinde olsam bu suyu kaçýrmazdým, bu daðlarýn verdiði sularýn kýymeti bilinmeli, daðlarýn suyu deðerlidir, iç biraz” dedi. Taksici önündeki kahveden son yudumunu aldý, aðaca yanaþtý, elini yüzünü yýkadý, avuç dolusu suyu içti. “Görüþeceðiz” dedi kýz kahvedekilere oldukça yaþlý olana yüzü dönük, “kalýn saðlýcakla” “Selamatle gidin, yine bekleriz dedi” kahvedekiler kýza. Oldukça yaþlý olan ise “dönme” dedi, “burasýyla bitmiþ iþin senin”. Kýzýn içi acýdý bir an, adama baktý, son kez olduðunu bilerek, “hoþçakal”dedi. Kahveci bir poþet yetiþtirdi kýza, “Salih amcadan, gerekecekmiþ” dedi. Kýz anladý ve aldý poþeti, “ona teþekkür edin lütfen yerime” dedi. Taksi köy kahvesinden uzaklaþýrken kýz bir bölümü daha bitirmiþti romanýn sanki, sindirdiði nadir bölümlerdendi bu, olukça yaþlý adamý hiç unutmamýþtý, unutamayacaktý. Taksimetredeki saat 15:44’ü gösteriyordu.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Eda Gökmen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |