"Kirazlar ve dutlarýn tadýný çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe |
|
||||||||||
|
Türk Eðitim sistemi yabancý öðrenme metodlarýyla dolduruldu. Bu metodlardan en bilineni “Dalton Plâný” adý verilen plandýr. Amerikalý Helen Parkhurst tarafýndan Dalton kasabasý ortaokulunda uygulandýðý için bu adý alan uygulama, “Öðrencilerin ilgi ve yetenekleri birbirinden farklý olduðu için, bunlarý bir "sýnýf"a doldurarak ortak ders yapmak doðru deðildir. Ýnsanlarýn kimi sanata, kimi bilime yatkýn olur; ayný konuyu kimi bir saatte öðrenir, kimi iki saatte. Öte yandan, insan kendinin de aktif olarak katýldýðý konuyu daha çabuk, daha kolay öðrenir. Öðrenci, kendi kendine çalýþmayý öðrenmelidir” bilgisini içeriyor. Dalton Plânýnda okulun öðretim ortamlarý (sýnýflar) her ders için ayrý ayrý düzenlenir ve oraya, o ders ile ilgili kitap ve diðer malzemeler konulur. Her dersin 10 ay boyunca öðretilecek konularý önceden hazýrdýr ve öðrenci bu konularý alýr, o dersin "laboratuvarýnda" kendi öðrenme hýzý ile öðrenir. Her laboratuvarda bir rehber öðretmen oturur ve çocuklara yardým eder. Öðrenci her konuda baþtan verilmiþ sorulara göre bir "çalýþma plâný" hazýrlar. Bütün çalýþmalar laboratuvarda yapýlýr; evde çalýþma yapýlmaz. Bir konu öðrenilmeden diðerine geçilmez. Bir üniteyi bitiren öðrenci, o ünite ile ilgili bir testten geçer. Sadece Dalton Planý deðil Platoon Plâný adý verilen bir baþka uygulama da öðrencilere sunulan bir öðrenme metodu olarak karþýmýzda durur. Bu plana Amerika'nýn Chicago kenti civarýndaki Gary kasabasýnda uygulandýðý için "Gary Plâný" da denir. Bunlar sadece örnek, bunun yanýnda kullandýðýmýz eðitim sisteminde “Winnetka Sistemi”, “Jena Plâný” adlarýyla bilinen, çoðu bir okuldan çýkma uygulamalardýr. Anadolu’daki ilköðretim okullarýnda uygulanmasýný önerdiðim bu metod, yukarýda sayýlan, yabancý patentli tüm öðrenme tekniklerini içinde barýndýrýyor. Öte yandan ihtiyaç duyulan proje kaynaklarý için devletin kasasýndan tek bir kuruþ harcanmýyor. Afyonkarahisar’da bulunan bir okulda uygulanan eðitim modelini ele alalým. Ben bu okuldaki eðitim uygulamalarýna “27 Aðustos Modeli” demek istiyorum. Okulun adý, bu kentte bulunan “27 Aðustos Ýlköðretim Okulu”ndan geliyor. Bir devlet okulu özel okul imkânlarýna nasýl kavuþur, ya da özel okul imkânlarýný nasýl geçer? Afyonkarahisar’da bulunan bir devlet okulu, öðretmen, öðrenci ve veli iþ birliði ile birçok özel okulu geride býrakýyor. 27 Aðustos Ýlköðretim Okulu son yýllarda gerçekleþtirdiði örnek eðitim uygulamalarýyla “Bakanlýða muhtaç okul” profilinin yok olmasýna örnek oldu. Okul, bakanlýktan ek kaynak almadan, velilerden aidat toplamadan ürettiði projelerle “örnek bir devlet okulu” haline geldi. Afyonkarahisar’da bulunan 27 Aðustos Ýlköðretim Okulu’nu, devlet okullarý arasýnda bir “model” haline getiren uygulamalar ise birbirinden ilginç. Bir devlet okulu olmasýna karþýn iki yayýn organý bulunan 27 Aðustos Ýlköðretim Okulu’nu bu seviyeye getiren ise sendikacý ve ayný zamanda okul öðretmenlerinden biri olan Ünal Yýlmaz. Okulun 5/c sýnýfý öðretmeni olan Yýlmaz, öðrencilerle kurduðu diyalog ve katýlýmcý eðitim anlayýþý ile yine öðrencilerin çalýþmalarýnýn yer aldýðý ve 5000 adet basýlan 5/C dergisi’ni yayýmladý. Periyodik olan çýkan derginin yaný sýra, yine ayný sýnýf bir de gazete çýkardý. Yayýn öðrencilerdeki yazýnsal yaratýcýlýk anlayýþýný ortaya çýkarýrken, öðrencilerden biri Afyonkarahisar’da yayýn yapan Görüntü Gazetesi’nde, diðeri ise yine Afyonkarahisar’da yayýn yapan Zafer Gazetesi’nde makaleler kaleme almaya baþladý. Bunun yanýnda yine devlet ve özel okullarda bir örneði olmayan “Veliye Not” uygulamasý da ilk kez bu okul tarafýndan uygulandý. Her yýl yapýlacak olan ve ilk kez geçtiðimiz eðitim ve öðretim yýlý sonunda verilen bu notlarý ise öðrencilerin kendisi verdi. Bazý velilerin, öðrenciler tarafýndan verilen karnesindeki düþük notlar ise “öðrencinin eðitimdeki konumu” açýsýndan oldukça önemli bir uygulama olarak karþýmýzda durdu. Öðrenciler sadece anne ve babalarýna not vermedi. Ýlginç olan uygulama ise öðrencilerin öðretmenlere de karne daðýtmasý oldu. Yine sertifikalar þeklinde düzenlenmiþ karnelere öðretmenlerine not veren öðrenciler, bu öðretmenlerin “ders anlatma kabiliyeti” “sýnýf içi uygulamalarý”, “öðrencilerle iliþkileri”, “davranýþlarý” notlarla belirlendi. Klasik eðitim anlayýþýnda ki, anlayýþýn uygulanmasýnda bile birçok sorun yaþanýrken, anlatýlan teorik bilgilerin, öðrencinin hayatýnda bire bir uygulanmasýna yönelik pratik uygulamalar açýsýndan yürütülen bu çalýþmalarda, öðrencinin ileriki dönemde ne yapacaðýna karar vermesi için geçmesi gereken zaman indirgenerek, ilköðretim çaðýnda, henüz 3.4. ve 5. sýnýftayken karar verme yetileri güçlendiriliyor. Ders Anlatma, Tartýþma Yöntemleri, Eleþtirel Düþünme, Ölçme ve Deðerlendirme gibi klasik eðitim metotlarýnýn yanýnda, öðretmene eleþtiri serbestliði, anne babanýn öðrenciye yaklaþýmý, karar verme ve verilen kararlarýn yazýlý olarak yetkili mercilerin elinde bir yol haritasý olarak deðerlendirmeye alýnmasý söz konusu öðrencilerin eðitimdeki seviyesini de direkt olarak etkileyen bir unsur oldu. 27 Aðustos Ýlköðretim Okulu son olarak gerçekleþtirdiði kampanya ile birlikte öðrencilerin kendine olan güvenlerinin artmasýna zemin hazýrlayan ciddi bir eðitim uygulamasý yapmýþ oldu. Yine 5/C sýnýfý öðretmeni Ünal Yýlmaz ve sýnýfýn 27 öðrencisi tarafýndan, ekip ruhuyla hayata geçirilen proje çerçevesinde tüm öðrencilerin ferdi bilgisayarý oldu. Bir süre önce “Her öðrenciye bir bilgisayar” adý altýnda baþlayan kampanyaya göre, piyasa deðeri 1000 TL civarýndaki bilgisayarlar yarýsý veli yarýsý gönüllü desteði ile öðrencilerin hizmetine sunuldu. Uygulamaya göre, öðrenciler okuldan mezun olana kadar bilgisayarlarýný sýnýflarýnda, sýralarýnýn üzerinde kullanacaklar. Okul bitimiyle birlikte ise evlerine götürerek kullanmaya devam edecekler. Bilgisayar kampanyasýnda, en büyük desteði ise ayný okuldan daha önce mezun olan iþ adamlarý, sendikacý ve diðer isimler oldu. Geçtiðimiz günlerde tamamlanan kampanya ile birlikte okul laboratuarý dýþýnda sýnýftaki öðrencilerin tümünün de ferdi bilgisayarlarý oldu. Teþekkür sertifikasý daðýtýmý için okulda bir konuþma yapan 5/C sýnýfý öðretmeni Ünal Yýlmaz, okulda yürütülen bu bireysel çalýþmalarý þu þekilde anlatýyordu; “Her öðrenciye bir bilgisayar kampanyamýzýn ilk etabý olan 18 bilgisayar sahibi olan arkadaþlarýmýza bilgisayarlarýný vermek ve maddi katkýlarýnda dolayý destekleyen deðerli büyüklerimize teþekkür belgesi sunmak üzere toplandýk. Geriye sadece 8 arkadaþýmýz kaldý Yýlsonuna kadar onlarý da bilgisayar temin edeceðiz. Ýnanmanýn ve çalýþmanýn sonucunda elde edilen bir baþarýyý beraberce tadýný çýkarmak istedik. Yani sýnýfýmýzda bir arkadaþýmýzýn “Herkese çaðýmýzýn harika aracý derslerimizin birinci yardýmcýsý bilgisayar temin edebiliriz miyiz? Diye hayalle baþlayan düþüncesini seslendirip gerçeðe dönüþtüren bir ekibin kazanýmlarýný beraberce þahid olmak için toplandýk. Bize: Özel okullarda bile olmayan böyle bir imkana nasýl baþardýnýz diye soruyorlar. “ÝNANDIK, BAÞARDIK” Her öðrenciye bir bilgisayar uygulamasýnda vurgulanmasý gereken bir husus var ki, bu noktanýn da tam anlamýyla bir eðitim çabasý olduðunu ifade etmek gerekir. Okulda yürütülen kampanya kapsamýnda öðrencilerin bilgisayarý hak etmesi için kitap okumak þartý konulmasý, öðrencilerin zihnindeki cihaza ulaþmasý için aþýlmasý gereken bir “engel” oldu. Öðrenciler belki de istemeye baþladýklarý “kitap okuma yarýþýnda” aslýnda kitabý sevmeye baþlýyorlardý. Bunun en iyi örneði de yine sonunda bilgisayarýna kavuþan Ahmet Afþar oldu. Bu öðrenci 90 günde tam 241 kitap okuyarak bilgisayar almaya hak kazandý. Ancak öðretmenlerinin ifadelerine göre bu öðrenci artýk bir kitap tutkunu ve haftada bir kitap okuyabiliyor. “Nerde bu devlet” demenin “en ayýp noktasý da” burada baþlýyor olsa gerek. Bu “model” örnek, “Kaynaklarýmýz kýsýtlý”, “Bütçemiz yok”, “inim inim inliyoruz” diyen devlet okullarý için hiçbir bahanenin, eðitimin daha yukarý seviyelere çýkmasýnda bir engel olmadýðýný göstermiþtir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |