..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Baþka dillerle ilgili hiçbir þey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir þey bilmiyorlar. -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Ýronik > Nergiz Þimþek




16 Aralýk 2009
Bir Takým Tespitler, Kararlar Vs.  
Nergiz Þimþek
Hem kendini unutur hem bulurmuþsun. Tuttuðun aslýnda balýk deðil, kendi zafiyetlerinmiþ. Onlarý sindirir bol bol ve sakin mi sakin, kendine çeki düzen verirmiþsin. Balýk bahaneymiþ. Zaten yiyesin gelmez sana pek tatsýz gelirlermiþ. Balýklar kötücül tutumlarýný, iç çekmelerini, akýlsýzlýklarýný yüklendiklerinden artýk, sen aðzýna almak istemezken o habis gýdayý; baþkalarý –özellikle karýn- bayýlýrmýþ bunlara, löp löp indirirlermiþ mideye. Senin kötü yanlarýný yediklerini bilir gibi sanki, homurtular eþliðinde sana bakýp bakýp gözleriyle gülümserlermiþ.


:BJAI:
I.
Geeeeeeel balýk balýk balýk balýk balýk – cup! bir balýk atladý sandala. Geeeeeel balýk balýk balýk balýk – cup! bir diðeri daha. Geeeeeeel balýk balýk balýk balýk – cup! e bir tane daha. Ne harika! Edi’yle Büdü’nün parodilerinde hâl buydu. Edi baþlýyor baðýrmaya: gee... cup! balýk atlýyor sandala. Büdü gözleri her daim þaþkýn açýkken, bir kat daha þaþýrýyor. Ya da biz, onun Büdü’yü yadsýmak için var olduðunu bildiðimizden, gözlerini þaþkýnmýþ gibi görüyoruz. Belki de bu kuklalarýn gözleri birbirinin týpatýp aynýsýdýr da, biz yüklemiþizdir anlamlarýný. Senaristler yani… Benim oðlan da izliyor. Eve gidince bakmalý þu cdlere - en çok da gözlerine. Ben de parodideki gibi olsun istiyorum sanýrým. Bu katlanýlýr gibi deðil - aðdalý bir bekleme hâli.

Güya vakit geçsin diye geldim. Belki olur ya, içki içmek dýþýnda bir hobim olur benim de. Ama sanki amaç oyalanmaksa, böyle kös kös beklemeyi gerek kýlan bir eylem –eylemsizlik mi desem?- deðil de, hani þöyle zamanýn akýþýný anlayamadýðým bir hobi edinmeliyim. Alaaddin demiþti: ‘’Aðabey valla ben bayýlýyorum. Býraksan sabahýn köründen akþama kadar kalýrým göl kenarýnda. Dünyayý unutuyorum. ‘’ E peki. Elbet bir zevki var bu iþin de. Bak mesela manzaraya. Suyun sesini dinlemeliyim bir yandan da. Çýp çýp çýp. Öyle demiþti. ‘’Suyu dinle aðabey. Kapa gözlerini, dinle.’’ Oðlum bu deniz deðil ki. Dalga mý var ki, neyi dinleyesin. Yok yok muþ, çýp çýp sesi varmýþ suyun. Peki. Çýp çýp. Hem kendini unutur hem bulurmuþsun. Tuttuðun aslýnda balýk deðil, kendi zafiyetlerinmiþ. Onlarý sindirir bol bol ve sakin mi sakin, kendine çeki düzen verirmiþsin. Balýk bahaneymiþ. Zaten yiyesin gelmez sana pek tatsýz gelirlermiþ. Balýklar kötücül tutumlarýný, iç çekmelerini, akýlsýzlýklarýný yüklendiklerinden artýk, sen aðzýna almak istemezken o habis gýdayý; baþkalarý –özellikle karýn- bayýlýrmýþ bunlara, löp löp indirirlermiþ mideye. Senin kötü yanlarýný yediklerini bilir gibi sanki, homurtular eþliðinde sana bakýp bakýp gözleriyle gülümserlermiþ. Boþuna Filozof Alaaddin demiyoruz bu herife, ha! Amma laflar etmiþ. Öyle ki kandýk iþte. Ben þimdi kendimi mi düþünmeliyim. Evet, alkoliðim. Hayatý zindan ettim karýma. Evet… Bunu zaten biliyorum. Buraya gelmeden önce de… Dalýp gitmeliyim bu durumun içine, teker teker gözlerimin önünden geçmeli kötücül tutumlarým: ettiðim kavgalar, arsýz sarhoþ taleplerim, sabahýna bin piþman olduðum bir yýðýn söz. Ayný insanýn ölürken hayatýnýn bir film þeridi gibi gözlerinin önüne serilivermesi misali, benim alkol tutkum da ölmek üzere olduðundan; hepsi, hepsi gözlerimin önünden geçmeli. Ama bir tek biradan baþka hiçbir þey düþünemiyorum ki… Sýcak, þerbetli bir hava var. Þimdi soðuk bir bira… Çok deðil, bir tanecik. Bir tane içsem gelirim kendime, düþünürüm hepsini. Hepsini…

Aha! Bir genç geldi. Ýyi bari, muhabbet ederiz belki de geçer vakit. Hem… Hem boþ ver birayý.


II.
Kalbim sýkýlgan, hüzünlü bir yüzle göl kenarýna indiðimde bir adam gördüm. Bir avmýþým gibi þahin gözlerle baktý bana önce. Sonra hemen sabitleyip oltasýný, yanýma geldi. Biraz sohbet edince, sýkýntýdan patlamak üzere olduðu anlaþýldý. Hâlbuki balýkçýlar yalnýzlýðý sever. Ýki kiþi bile gitseler balýk tutmaya, alet hýrdavatla ilgili gerekli birkaç kelam dýþýnda pek lakýrdý etmezler aralarýnda. Balýk tutarken bu kadar sýkýlýyorsan ne diye buradasýn be birader! Ruhsal bulantýlarýmý kat be kat yaþayabilmek, evden kaçýp kendi zavallý iç dünyama gömülebilmek için gelmiþ olduðumdan caným sýkýldý ilk. Yüz vermek istemedim ama öyle yapýþtý ki baþka çarem olmadýðýndan katlanýp dinlemeye karar verdim. Ne de olsa babamýn bitmek bilmeyen yakýnmalarýndan iyidir - yazarlýk mevzuuyla ilgili. Evet, sordum. O da anlattý derdini. Kendine bir hobi arýyormuþ, onu oyalayacak. Alkol sorununu anlattý sonra. Bir de bir arkadaþý tavsiye etmiþ – Filozof Alaaddin. Çeþit çeþit sarhoþ vukuatlarý, esrar zývýrlarý anlattý ama onlara hiç girmeyeceðim. Bu tip adamlar, askerden yeni gelmiþ gençlere benzerler. Bu genç terhis olmuþlar, büyük bir iþtahla anlatýrlar yeni aný olmuþ tazecik anýlarýný – kekeme olsalar bile. (Daha kötüsü yoktur!) Aradaki fark, bu gençler bir zaman sonra askerlik anýlarýna sýrtlarýný dönerken; alkol, esrar tutkunlarý, hiç kopamadýklarýndan bu yaþamdan ve dolayýsýyla hiç unutamadýklarýndan, bu düþkün anýlarý aðýzlarýnda geviþleyip durular. Ýþin ilginç kýsmý þudur ki: Zaten bir durumu her gün yaþayýp da niye bir de onu anmaya ihtiyaç duyulur? Mesela bir gece bir zevk sofrasýnda toplanmýþ üç-beþ adamýn, bir gece önceki zevk sofrasýný anlattýðý-andýðý olur. Acaba bu adamlar gerçekten günlük- günü yaþayýp; dünü, çok uzaklarda kalmýþ, öyle ki artýk gözlerinde incecik bir ýþýða dönüþmüþ mazideki bir gün gibi mi algýlarlar.

Çok konuþtuðundan bana sýra geç geliyor. En sonunda soruyor bana yüzümdeki uçuk yeþil rengin sebebini. Kýsaca deðiniyorum. Yazmak, diyorum, tutkum benim. Ama babama bir türlü anlatamýyorum. Benim bir baltaya sap olamayacaðýmý tekrarlayýp duruyor. Hadi onu geçtim üstüne çok da verimsiz zamanlar yaþýyorum. Nerdeyse hiçbir þey üretemiyorum – yazamýyorum. Hýý, diyor. Susuyoruz. Ben, diyor þu oltaya bakayým.


III.
Anlattýklarýmýn ilgisini çekmediðinin farkýndayým ama onunkiler beni ilgilendirdi. Ýlk iki bölümü bir çýrpýda yazýverdim. (Ben bundan sonrasýný düþünürken yine o seyir verdi hikâyeye.) Haftalardan sonra böyle kalem kâðýda sarýlýnca; belki de, dedim kendi kendime, benim sorunum budur: insan içine karýþmamak. Bak. Ýki çift laf ettin, bir hikâye çýktý. Hiç olmasa baþladýn bir þeylere. Haftalardýr kaleme dokunamamýþtýn. Bu bile kârdýr. Evet, bundan sonra insanlar benim için iliklerine kadar sömüreceðim metalar olmalý! Yihu! Faydacý bir tutum takýnmalýyým. Burun kývýrýp kaçmak, kendine gömülmek yok. Her ortama girip herkesten bir parça çalacaðým. Ben bu düþünceler içinde aðzým yüzümde geniþçe yayýlmýþ, yazmaya devam ederken yanýma geldi. Genç, dedi kafama bir þey takýldý.

‘’Buyur aðabey’’

‘’Madem yazmak tutkun senin, e sen ne diye yazamýyorsun ki?’’

‘’…’’

Þaþýrýyorum.

‘’Bak bana, içmek de benim tutkum. Onu yapamamayý býrak, yapmamaya çalýþtýðýmda sancýlanýyorum, hasta oluyorum. Þu gün gördüðün gibi saçma sapan dolanýyorum.’’

‘’Ama ayný þey deðil ki… Yani bu… Bu yaratmakla ilgili bir þey. Ha deyince olmuyor iþte.’’

‘’Valla hâlâ anlamýþ deðilim ya… Tutku dediðini yapmadan duramazsýn. Mesela bir kadýna tutulursun, baþýna ne bela gelecekse de onu görmeden duramazsýn. Alkole tutkunsundur ya da cigarayý, içmeden edemezsin. Benim bildiðim budur valla.’’

‘’Ama aðabeycim, bizim uðraþ öyle deðil iþte. Bak, mesela ben haftalardýr yazamýyordum ama seninle tanýþtým, bir hikâyeye baþladým. Neyin tetikleyeceði de belli olmuyor. Ýçinde sanki var bir þeyler de dýþarý çýkarken, habis bir ur gibi sancýlar veriyor.’’

‘’Benim hikâyemi mi yazdýn lan?’’

Hoþuna gitti, gülümsüyor.

‘’Senden esinlendim, diyelim.’’

Söylemese miydim - okumak isteyecek. Bitmeden okutmak da hiç âdetim deðil. Bu adama da nasýl karþý gelinir ki? Nasýl anlatýlýr þimdi bu durum?

‘’Ver de bir okuyayým lan. Kendimi artist gibi hissettim valla.’’

‘’Daha bitmedi ama… Hem senin hikâyen deðil, sadece esinlendim senden.’’

Diyorum ama tabii ki boþuna. Israrcý davranýnca, veriyorum mecbur. Okurken alný kýrýþýyor, yüzüne memnuniyetsiz bir ifade yerleþiyor.

‘’Bu ne oðlum, susam sokaðý falan? Ben izlemem böyle þeyler.’’

‘’Yok, aðabeycim zaten oradaki adam yaþça senden daha genç. Otuz, bilemedin otuz beþinde falan. Senin kuþaðýndan bile deðil yani. Sen deðilsin o.’’

‘’Alaaddin’i aynen koymuþsun ama. Hem laflar bile onun laflarý. Þimdi bunlarý sen bulmuþsun gibi mi olacak?’’

‘’…’’

Þaþýrýyorum. Ne yani, alýntýdýr diye mi belirtmeliyim? Peki, ama Alaaddin kim? Yaktýn beni Alaaddin! Ne demeli bu adama. Nasýl anlatmalý? Ben düþünedurayým o baþlýyor yine konuþmaya.

‘’Kafaný çok þiþirdik herhal.’’

‘’Niye ki aðabey, ne güzel sohbet ettik iþte.’’

Gözleri kaygýyla kýsýlýyor. Alnýndaki derin yarýklar, alkolün etkisiyle yanaklarýndan ve burnundan pörtlemiþ kýlcal damarlar, iyice belirginleþiyor. Aðzýnda kötü bir tat varmýþçasýna yüzü buruþurken, yapýþkan bir sývý gýrtlaðýna yapýþmýþ da temizlemek istermiþ gibi öksürüyor bir-iki. Sonra da sanki sözleri aðdalý bir sakýz; aðýr aðýr çiðneyip birkaç, salýveriyor.

‘’Baksana evlat yazdýklarýna! Amma da anlatmýþsýn âlem muhabbetlerini. Pek sýkýlmýþsýn gibi… Niye her gün yaþarken bir de anlatýrlar, falan demiþsin.’’

‘’Ama onlar birtakým tespitler. Seninle ilgisi yok ki.’’

‘’Niye? Ben âlemci deðil miyim?’’

‘’Yani kiþisel algýlanacak bir þey yok. Genel deðerlendirmeler onlar. Hem dedim ya, bu senin hikâyen deðil, sadece esinlendim, diye.’’

‘’Alaaddin…’’

Gerçekten anlayamýyorum. Alýndýðý, Alaaddin’i konu edinip ondan sadece esinlenmem mi; yoksa kendini yazdýðýmý düþünüyor da, yazdýklarýmla ilgili kýzgýn mý? Acaba kullanýldýðýný mý hissediyor, tarafýmdan? Bu sorularýn cevabýný bilmiyorum ama bildiðim bir þekilde kurtulmam gerektiði bu heriften. Elinde yazdýklarým, bakýp bakýp kâðýtlara, düþünüyor. Daldý gitti harflerin içinde. Beyninde iþlemekte zorlanan bir mekanizma, ona durumu anlatmaya çalýþýyor. Ben de söylediklerimle destekliyorum mekanizmayý ama pek de yararý yok gibi görünüyor. Usulca ve aðýr tekrarlýyor birkaç defa: Alaaddin. Sanki Alladdin onun kanýtý da yeni savlarýna hazýrlanýyor. Kaçmam lazým. Þu insan içine girme meselesini de düþünmem ayrýca…

‘’Aðabeycim, beni evden beklerler. Ben gideyim artýk.’’

‘’Baban mý bekler?’’

Hýnzýr gülümsüyor.

‘’Evet, o da bekler.’’

‘’Bak sen okumuþ bir gençsin ama ben de hayat okulunu okudum. Gerçi dediðin gibi zevk masalarýnda çok zaman geçirdik. Ama onun dýþýnda da yaþadýk. E hiç olmasa yaþýma hürmeten sana naçizane bir tavsiye vermeme izin ver.’’

‘’Buyur aðabey. Yalnýz þey… Ben deðil, sen anlatmýþtýn þu zevk masalarýný. Yani ben uydurmadým.’’

Kin dolu bakýyor yüzüme.

‘’Hani beni anlatmamýþtýn.’’

Gerçekten sýkýldým. Ve de þaþkýným. (Büdü gözleri her daim þaþkýn açýkken, bir kat daha þaþýrýyor. En sonunda da dayanamayýp bayýlýyor.)

’’Buyur aðabey.’’

‘’Bence babanýn öðüdünü dinle.’’

Þimdi de laf koydu ya, ýþýl ýþýl parlýyor gözleri. Aðzýndaki acý tat þekerlemeye döndü, haz içinde, belli. El edip uzaklaþýyor.




Aðustos 2009, Muradiye




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn Ýronik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Fare Kýz

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Dönüþüm
Gölge
Bir Adam
Defol!
Topal Remzi'nin Dilsiz Kýzý
Kötücül Ruhlar Dergâhý
Soluk
Beþinci Kapý
Mavi Kurt
Boþluk


Nergiz Þimþek kimdir?

. . .

Etkilendiði Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nergiz Þimþek, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.