• İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
201
|
|
|
|
Kullukta eşitleşme düşüncesinde neler neler doğacaktı. Köle bu eşitleşme gayreti içinde, köleci alan içinde kalmak şartıyla efendisine "rızkımı veren Huda’dır (El 'dir) kula minnet eylemem" diyen bir sesle meşru bir direniş başlatıyordu. |
|
202
|
|
|
|
Ama siz 3 saatlik çalışma yerine 8 saat çalışmakla, siz 5 saatlik fazla bir çalışma yaparsınız. İşte karşılığı olmayan bu 5 saatlik çalışma EMEK GÜCÜNÜZDÜ. Kolektif bir alanda emeğiniz üç saatle sınırlı. Emek gücünüz 24 saatle sınırlıdır. 5 saatlik fazla çalışma artı emekti.
Demek ki kolektif bir alanda “zenginlik” beş parmağın beşinin de bir hünerle olmaması nedenle ya da tembellik ve çalışkanlıktan doğan bir durum değildir. Kolektif bir karşılığı verilmeyen 5 saat boyunca çalışılan artı emeğe el konmasıdır. |
|
203
|
|
|
|
Yani ilk kuraların çekildiği sırada çekiliş bir kereliğine ve sizin hiç bir emek harcanması yapmadığınız durumla size verilenlerdi! Köleci toplum da olsanız sistemin çevrimi için kolektif birikim mutlaka yapılıyordu.
Ordu besliyorum, maaş veriyorum, istihdam alanı açıyorum vs. adı altında bir vergi almak yerine, tam 486 tane vergi alınıyordu. Bu da yetmezse "biz bize yeteriz" adı altında iban numaraları veriliyordu. Ne güzel değil mi? |
|
204
|
|
|
|
Kişi yaşamını temel aldığımızda, kolektif yaşam artırılmış bir hikâye gerçekçiliğini anlatmanın konusu olacaktı. İlk kolektif yaşam tipleri doğada ortak sağlama yaptıkları bir “totem alanlardı”.
Ortaya çıkan kolektif kuvvet nedenle bu durumda kutsanan kolektif ilişkiler, ilkin “totem kutsaması” olarak öne çıkar. Totem kutsaması kişi yaşamına göre kolektif kuvvetin doğada yaptığı grup sağlamalarını temel alan bir kutsamadır.
|
|
205
|
|
|
|
Musa öğretisinde de korkutma sindirme gibi Nuh tufanı motifi benzeri motifler burada da vardı. Sümer’i sinek basması, Sümer’i kan basması, kıtlık, suyun kan ve irin akması türünden iğrendiriciler Musa öğretisiyle Mısırın başına getirilen motif sel felaketlerdi.
Her baskıcı her haksız öğreti fiziki şiddetin yanında korkutma, sindirme anlatımlı motifleri hep kullanır. Herkes Sümer’i kan basma öyküsünü hiç duymamış olabilirler. Ama dinler bu türden baskıcı ve şiddet dilini kullanmanın herkes tarafında en iyi bilinen örekleridirler. |
|
206
|
|
|
|
Ama kolektif üretim yapmanın karşılığı olması gereken kolektif olucu gerçekler, El 'in takdiri olan bir rıza anlayışı içinde kavranıyordu. Kolektif olguca gerçekler El anlayışı içinde takdir edilen ve giderek boğaz tokluğu ücret olan bir söylemdi. Kolektif olguya göre olması gereken paylaşan söylemleri, ücretle anlıyorduk.
|
|
207
|
|
|
|
Bu tür söylemler tümden bilgiye, tarihsel inşa olana, gerçek olana gözbağı olmakla kişileri kendisine toplumuna kolektif bilince yabancılaştıran söylemler olup; kişiyi köleci öz olan mülk sahibine kul yapan söylemlerdi.
|
|
208
|
|
|
|
Öz yönetimler genel işleyişle merkezin politikalarına bağlı olma çerçevesindeki durumun, kendi teknik teknolojik hassaslığının yönetimi olan hızlı kararların çok özel ve özgün iradesi oluştur. İşte merkezi yönetim, istese de buna karışmaz.
|
|
209
|
|
|
|
Kolektif alana bağlılık şimdi, alçak gönüllülükle El 'e bağlılığa ve El 'e teslim olmaya dönüşmüştü! Bu dönüşme "Verdiğim rızkı anmazlar mı?" diyen minnettarlığa, şükreder oluşçu atıflarla kişilere üzerinde bilinmezliğin algısına dönüşmüştü. |
|
210
|
|
|
|
İlahlar insanların kardeşi değildi. İlahlar ilanen kardeş oldukları karşı grubun ilahlarıyla yatıyorlardı. İttifak yasası gereği bu taraftan bir ilah; karşı gruba verilmiş olan ilah çocuklarıyla ittifakı kardeşlerdi. Yasa gereği ittifakı kardeşlerle yatmak meşruiyettir. |
|
211
|
|
|
|
Evrensel yasalar eşliğinde ve üç boyutlu zaman içinde hidrojen, helyum atomları üzerine etkiyen çekim gücü hidrojen-helyum topaklanması ortaya koydu. Atom yapılar çekim gücü topaklanmasına bağlı basınç yasaları eşliğinde YILDIZLAR gibi evrimsel aşamalar ortaya koyuyordu. |
|
212
|
|
|
|
Geçmişin ve geçmiş süreçlerin nasıl başlayıp nasıl gelişmiş olduklarını tarihsel izlerinden hareketle modellemek, kontrol etmek, deney sel kılmakla anlamak, bilmek zorundayız.
|
|
213
|
|
|
|
Nasip söylemi böylesi bir öznel bek raundun anlam zikri olmakla sömürücü amaca hizmet eder. Kolektif zenginliği kimi kişilere vermekle kimi kişilere mal sahipliğinin yolunu açıp, çokluğu da maldan mülkten yoksun kılan hileci ve tuzaklı söylemdir. |
|
214
|
|
|
|
Groteskti mana anlayışlı dillendirme, içsel duyuşlu içsel okuyuşun, iç seslendirmeli mana diliydi. Totemi mana anlayışı tarihte ilk kez semboller üzerine mana bindirme dili olma işiydi. Dıştan özneler arası ortak anlamanın mana diliydi. Kısacası Totemi dil, semboller üzerinde anlatmanın mana diliydi. |
|
215
|
|
|
|
Kolektif alan, öznelerle birlikte giderilmesi gereken temel kaygıların karşılanması içinde sinerjini bir durumdu. Sadaka verme işi köleci paylaşımlı yansımaydı. Sadaka verme, lütufta bulunma tarzı köleci alan içine açılan nişlerdi. Nişlerin içi istendiği gibi eylem, söylem ve düşüncelerle doldurulacaktı. Nişler bu tarz inancı düşünce ve eylemlerin kullanım alanlarıydılar. Sadaka birçok parça bileşenli düşüncelerdi. |
|
216
|
|
|
|
Yani ışık çevredeki her bir çevre unsurlarına zorunlu bir karşılaşma olur iken; aynı zamanda da yine üssel durumlu çevre unsurları da ışık için zorunlu bir karşılaşma oluyorlardı. |
|
217
|
|
|
|
Akıllı zekâ; moleküler evrimle ama moleküler evrimden epey sonra hayatla vardı. Hayat, kendisini kollara dallara ayıran türler içinde biyolojik bireylerde bireysel özne ve öznel oluşla vardı. Bu akıl da kişinin korunan yasası çerçevesinde enerji sarflarıyla, bir yetenek kapasite olmakla gelişme ve sınırlanmaydı. |
|
218
|
|
|
|
Soyut olarak mülk El 'indi ve El 'in mülk sahipliği yaptıran dilemesi olan bir yatırımla yaptırım gücüydü. Somut olaraktan da mülk İbrahim ve Nemrut’undu. İbrahim ve Nemrut ile dilemesi olan yaptıran güçtü.
|
|
219
|
|
|
|
Einstein' in Görelilik Teorisinin bir eleştirisini bulacaksınız bu yazıda...Daha tam olarak anlaşılmadan, irrasyonalizmin hüküm sürdüğü topraklarda popülerliğini kabul ettirmiş bir teorinin gerçekte ne demek istediğinin açılımı... |
|
220
|
|
|
|
Cisme çarpan ışık geri kaynağına döner. Bu yansımadır. Işık bir etki ise geri dönen yansıma etkiye karşı tepki yansımasıdır. Tepki bu anlamla yansımayla yakın anlamlıdır. Kaynağa dönen ışık, çarpıp geri döndüğü nesnenin bindirişlerini (modülasyonunu) taşır. |
|