• İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
1021
|
|
|
|
Gel gör ki "yeni sürecin öncesine devam olmayı anarak meşrulaşma" içindeki gök kavramının eski hafızadaki anlatımı müruru zaman nedenle şimdiki anlama ve anlatım diline göre oligarşiyi öyküleme diline göre anlatılan aktarımda eskinin gerçek ilişki olan mana dili kaybolmuştu. Kaybolan ön ittifaklı gök kavramındaki geri bağlanım olması gereken mana süreci ya da eski mananın bek raundu izafe edilirken eski gök "yeni gök kavramı" oligarşini süreçteki anlatımın diliyle şimdiki yıldıza kaymıştı.
|
|
1022
|
|
|
|
Tohum (öz) varsa, tohumu ortaya koyan; toprak ısı nem de var demektir. Yani tohum zorunludur. Doğada tüm süreçler, çevrimle; tekrarla olup; kendi kendini tekrar etmenin kayıt ve bellek tutumlu kayıtlarıdır. Bu sürecin kendisini bilmesidir. Kendisini bilmek için illa bir beyin öznelliği gerekmiyordu.
|
|
1023
|
|
|
|
Mülk sahibinin size lütfedip karnınızı doyurması için (ücret- maaş- taşeronluk, sözleşmeli ücret vs.) vermesi inayettir. Himmettir. Azamettir. Ali cenaplınla "veli nimet" oluştur! Buna karşın size gözünüzü toprak doyursun. Nankör olmayın deniyordu. İşte El anlayışlı anlı şanlı adalet ve meşruiyet budur. Sürece yabancılaşma nerelere gelmişti.
|
|
1024
|
|
|
|
Her savaş bir varlık araştırmasıdır |
|
1025
|
|
|
|
İlahi mana anlayışı temelde içinizdeki groteski meşruiyetin; sosyal alanla biçimlenip, totemi çevrim merkezi olmak yanında; bir de üretim alanı ile de biçimlenişi içinde ortaya konan bir kontrol ve geri beslen imli çevrim merkezi olmasından başka bir şey değildir.
|
|
1026
|
|
|
|
Simbiyoz yaşamın getirdiği bu avantaja karşın özelleşen ve özel bağıntı durum içinde olan hücre kendi başına tüm kendi hayat sal olaylarını gerçekleştirme işinden vaz geçmekle hücre; simbiyoz dezavantajı göze almıştı. Hayat olmuş bitmiş bir donanım değil, içte ve dışta sürekli yen donanımlarla olmanın evrimiydi.
|
|
1027
|
|
|
|
Kolektif bağ sinerjili bağıntı içinde çekilen emek gücüyle siz eskiteceğinizden fazla kundura üretir oluyorsunuz ama fazla kundura karnınızı doyurmuyordu. Yine kolektif oluşun içinde çekilen emek gücünüzle doyacağınızdan fazla buğday üretiyordunuz ama bu fazla buğday sırtınıza kumaş; ayağınıza çarık olmuyordu.
|
|
1028
|
|
|
|
Tarihi her bir anlatım düzeyi ile hepten mit görmek, bizleri yanıltan ve mantıki bakışlarımızı köreltişle büyüyen bir sürece dönüşmektedir.
Mezopotamya ilahilerini ya da destan dediğimiz eserlerini çok çok iyi okumak gerekmektedir. Ayrı ayrı düeyin ayrı zaman zemin düzlemi içinin gelişmişliği ve anlayışlık mantığı içinde yazılmış olmakla, aynı yazı içinin anlatım nüanslarını çok iyi okumalıyız.
Aktarım ve anlatımların asıl anlamlarını ilişkileyen sosyo toplucu politik bağıntıların değişmiş olmakla ileri süreçlerce anlaşılamaz bir inisiye yöntemine dönüşeceği hiç unutulmamalıdır. |
|
1029
|
|
|
|
Bu yıldızın büyüklüğü de madde inşasını ksenondan öte götürememekle yakıtı bitip parçalanır. Burada daha büyük cüsseleriyle süper novalar kendisine kadar oluşan maddenin külleri ile doğar. Kendisine kadar oluşan maddenin küllerini kendisine yakıt yapan. |
|
1030
|
|
1031
|
|
|
|
Özne-özne; nesne-nesne; özne nesnel ile oluş ve olgu olay bağıntılarının her biri bir alan ilişkisi ortaya korlar. Ve bu etki alan içinde olan her bir durumla, her bir durumun, her birinin birbirine eğim ile birbirinin direncini de oluşurlar. |
|
1032
|
|
|
|
DÜŞÜNCE-8-DOKTORA SORDUM:”DÜŞÜNMENİN SAĞLIĞA ZARARI YOKTUR.” DEDİ |
|
1033
|
|
|
|
Kısaca yeryüzü söylemi ancak El muktediri sentezle köleci sahipliğin kendisinden çevresine doğru olan sahipliği genişletmesiyle orta çağa doğru gelmeden yerküre sahipliği söylemine dönüşür. Mal mülk sahipliğinin yeryüzüne doğru yayıldığı imparatorluklar aşamasında oluşmakla yeryüzü ve âlem söylemi ancak ve ancak bu dönemin söylemidir. Bu nedenle o ilk El oluşmalı dönemlerdeki söylemde yeryüzü geçemez. Geçerse de şimdiki yeryüzü (âlem) söylemi anlamına olamaz.
|
|
1034
|
|
|
|
Önce patsi türü köylü sentezler, ortaya çıktı. Köy tipi sentezler birkaç bay erki yapıların birleşti. Patsi, ensi gibi yapısal hukuksal sahiplik yönetimi ortaya çıktı. Her biri El olmakla, bir tek EL senteziydi. Şehir tipi site yönetimleri de köy tipi oluşumların yine bir başka oligarşi sentezleriydi.
|
|
1035
|
|
|
|
Bu nedenle sahipliği olmayan kölelerin çalışmasının zıttı olan yansımadan ötürü efendilerin de çalışmama eğilimi vardı. Köledeki "çalışma eğilimi" efendi de çalışma olarak beliremeyen bir yansımaydı. Her şey zıtların varlığı ve birliğiyle olasıydı.
|
|
1036
|
|
|
|
Yehwe’nin yanında anılmayacak olan put diye geçiştirilip tarihi bilinci körelten mana, kişinin El ilah adlarıydı. Teorik olarak İbrahim’in ilahı; Nemrut’un ilahı; Amon Ra; Aton; İsis; Oziris vs. dir. Yehwe 12 boy (oligarşisini) birleştiriyordu. Yehwe oligarşinin El ilahıydı. Oysa El kişisel mülklü çekirdek yapının inşacısıydı. Yehwe şeriatı kendisine İbrahim’i baba ve öncül kılarak meşru oluyordu. İbrahim üzerinde “arzı mevut” ve “milletlerin babası” olma gibi söylemiler ile Yehwe oligarşini ülküsünü inşa ediyordu
|
|
1037
|
|
|
|
Aslında her şeyi dini kalıpla anlayıp, anlatmakta da tarifsiz sıkıntı ve yanlışlıklar vardı. Yüzlerce yıl boyunca kendisine kulum diyen sultanın seslenmesi kulağında çınlayan sayın ahalinin; kulluk içinde yaşayan ahalinin, içinde olduğu köleliği anlaması kolay mıydı? "O mahi ki derya içredir, deryayı bilmez" misali |
|
1038
|
|
|
|
Totem alan nasıl kavranmalı? Totem alan günlük dilin bilmezlik bulaşması gibi bir faso fisolar alanı değildir. Atomu, nasıl kullanıyorsanız; totem alanı da öyle kullanıyorsunuz. |
|
1039
|
|
|
|
Öyleyse fakir kişi içselinde zenginlik belirim verememekle bir boşluk devinmesidir. Zengin kişide de fakirlik belirim verememekle etkin bir boşluk alan devinmesidir. Fakirliğin kendi zenginliğiyle bir arada olması demek diğerinin belirim veremeyen varlığı ile bir diğerine boşluk devinmesi gibi davranır olmasıdır.
|
|
1040
|
|
|
|
Pabucu dama atılan feodaller iş görebilmek için bankerlerden (burjuvadan) borç alıyordu. Bu nedenle feodaller faiz kıskacında inim inim inliyordu. El zamanında faiz olmadığı için faizi ahit yasaları içine konmamıştı. Yani feodaller El ‘in ürünü olmakla dini ahitler de feodal ilişkilerin ürünüydü. |
|