• ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
1021
|
|
|
|
Kimin selasý okunuyor, çanlar kimin için çalýyor sanýyorsun… |
|
1022
|
|
|
|
Her savaþ bir varlýk araþtýrmasýdýr |
|
1023
|
|
|
|
Mülk sahibinin size lütfedip karnýnýzý doyurmasý için (ücret- maaþ- taþeronluk, sözleþmeli ücret vs.) vermesi inayettir. Himmettir. Azamettir. Ali cenaplýnla "veli nimet" oluþtur! Buna karþýn size gözünüzü toprak doyursun. Nankör olmayýn deniyordu. Ýþte El anlayýþlý anlý þanlý adalet ve meþruiyet budur. Sürece yabancýlaþma nerelere gelmiþti.
|
|
1024
|
|
|
|
Tohum (öz) varsa, tohumu ortaya koyan; toprak ýsý nem de var demektir. Yani tohum zorunludur. Doðada tüm süreçler, çevrimle; tekrarla olup; kendi kendini tekrar etmenin kayýt ve bellek tutumlu kayýtlarýdýr. Bu sürecin kendisini bilmesidir. Kendisini bilmek için illa bir beyin öznelliði gerekmiyordu.
|
|
1025
|
|
1026
|
|
|
|
Kýsaca yeryüzü söylemi ancak El muktediri sentezle köleci sahipliðin kendisinden çevresine doðru olan sahipliði geniþletmesiyle orta çaða doðru gelmeden yerküre sahipliði söylemine dönüþür. Mal mülk sahipliðinin yeryüzüne doðru yayýldýðý imparatorluklar aþamasýnda oluþmakla yeryüzü ve âlem söylemi ancak ve ancak bu dönemin söylemidir. Bu nedenle o ilk El oluþmalý dönemlerdeki söylemde yeryüzü geçemez. Geçerse de þimdiki yeryüzü (âlem) söylemi anlamýna olamaz.
|
|
1027
|
|
|
|
Kolektif bað sinerjili baðýntý içinde çekilen emek gücüyle siz eskiteceðinizden fazla kundura üretir oluyorsunuz ama fazla kundura karnýnýzý doyurmuyordu. Yine kolektif oluþun içinde çekilen emek gücünüzle doyacaðýnýzdan fazla buðday üretiyordunuz ama bu fazla buðday sýrtýnýza kumaþ; ayaðýnýza çarýk olmuyordu.
|
|
1028
|
|
|
|
Bu nedenle sahipliði olmayan kölelerin çalýþmasýnýn zýttý olan yansýmadan ötürü efendilerin de çalýþmama eðilimi vardý. Köledeki "çalýþma eðilimi" efendi de çalýþma olarak beliremeyen bir yansýmaydý. Her þey zýtlarýn varlýðý ve birliðiyle olasýydý.
|
|
1029
|
|
|
|
Tarihi her bir anlatým düzeyi ile hepten mit görmek, bizleri yanýltan ve mantýki bakýþlarýmýzý köreltiþle büyüyen bir sürece dönüþmektedir.
Mezopotamya ilahilerini ya da destan dediðimiz eserlerini çok çok iyi okumak gerekmektedir. Ayrý ayrý düeyin ayrý zaman zemin düzlemi içinin geliþmiþliði ve anlayýþlýk mantýðý içinde yazýlmýþ olmakla, ayný yazý içinin anlatým nüanslarýný çok iyi okumalýyýz.
Aktarým ve anlatýmlarýn asýl anlamlarýný iliþkileyen sosyo toplucu politik baðýntýlarýn deðiþmiþ olmakla ileri süreçlerce anlaþýlamaz bir inisiye yöntemine dönüþeceði hiç unutulmamalýdýr. |
|
1030
|
|
|
|
Bu yýldýzýn büyüklüðü de madde inþasýný ksenondan öte götürememekle yakýtý bitip parçalanýr. Burada daha büyük cüsseleriyle süper novalar kendisine kadar oluþan maddenin külleri ile doðar. Kendisine kadar oluþan maddenin küllerini kendisine yakýt yapan. |
|
1031
|
|
|
|
Totem alan nasýl kavranmalý? Totem alan günlük dilin bilmezlik bulaþmasý gibi bir faso fisolar alaný deðildir. Atomu, nasýl kullanýyorsanýz; totem alaný da öyle kullanýyorsunuz. |
|
1032
|
|
|
|
DÜÞÜNCE-8-DOKTORA SORDUM:”DÜÞÜNMENÝN SAÐLIÐA ZARARI YOKTUR.” DEDÝ |
|
1033
|
|
|
|
Özne-özne; nesne-nesne; özne nesnel ile oluþ ve olgu olay baðýntýlarýnýn her biri bir alan iliþkisi ortaya korlar. Ve bu etki alan içinde olan her bir durumla, her bir durumun, her birinin birbirine eðim ile birbirinin direncini de oluþurlar. |
|
1034
|
|
|
|
Simbiyoz yaþamýn getirdiði bu avantaja karþýn özelleþen ve özel baðýntý durum içinde olan hücre kendi baþýna tüm kendi hayat sal olaylarýný gerçekleþtirme iþinden vaz geçmekle hücre; simbiyoz dezavantajý göze almýþtý. Hayat olmuþ bitmiþ bir donaným deðil, içte ve dýþta sürekli yen donanýmlarla olmanýn evrimiydi.
|
|
1035
|
|
|
|
*”Bu konuda bir düþüncen yok öyle mi?O halde bu evde sana verilecek kýz da yok,evladým!”(Damat adayýna söylenebilecek en entelektüel söz,kýz babasýný
kutlayalým okuyucular.)
|
|
1036
|
|
|
|
Havasýz bir ortamý ses olarak geçemeyen enerji her tür yalýtýmlarý nötrüno, radyasyon, elektrikti manyetik enerjiler geçiþi ile geçmektedir. Bu nedenle sistem inþasý için ortamýnýn saydam olup olmamasý da genel olarak pek bir önem deðildir. Yeter ki o yalýtýmýn inþa þekli, baþlangýç inþanýn seçilim yasasý içinde olsun. Yalýtým içini ne ile baðýntý kýlmýþsanýz o inþa gelecekte artýk o baðýntýyla kesikli sürekli olmakla o inþaya göre modüler bir modülasyona açýk oluþtur.
|
|
1037
|
|
|
|
Önce patsi türü köylü sentezler, ortaya çýktý. Köy tipi sentezler birkaç bay erki yapýlarýn birleþti. Patsi, ensi gibi yapýsal hukuksal sahiplik yönetimi ortaya çýktý. Her biri El olmakla, bir tek EL senteziydi. Þehir tipi site yönetimleri de köy tipi oluþumlarýn yine bir baþka oligarþi sentezleriydi.
|
|
1038
|
|
|
|
Öyleyse fakir kiþi içselinde zenginlik belirim verememekle bir boþluk devinmesidir. Zengin kiþide de fakirlik belirim verememekle etkin bir boþluk alan devinmesidir. Fakirliðin kendi zenginliðiyle bir arada olmasý demek diðerinin belirim veremeyen varlýðý ile bir diðerine boþluk devinmesi gibi davranýr olmasýdýr.
|
|
1039
|
|
|
|
Ýlk kolektif geliþmiþlik içinde, kolektif mülkiyete karþý, kiþi mülkiyetini dillendiren düþünce ve söylemler kolektif olana karþý kolektif olmayanýn zýddý söylem olmakla akla geldi. Kolektif olana karþý kolektif olmayan düþünceler kolektif alan içinde boy vermiþ olmakla tartýþýlýyordu. Fakat bir açmaz (handikap) vardý. Kolektif alan içindeki bir topraðýn, bir aðacýn, bir araç-gerecini bir bilgi ve deneyimlerin, söylene gelen gelenek yasalarýn içinde “bu Ýbrahim’indir” diyen ya da “bu Ýbrahim’indir” diyebilecek bir sav söylemin nesnel bir gerçek dayanaðý hiç yoktu.
|
|
1040
|
|
|
|
Artýk üretim hareketi zorunlu ve mütekabiliyetle olan giriþme deðildi. Mal sahiplerinin size acýyýp çalýþmanýz ve rýzkýnýzý çýkarmanýz için size acýyýp lütuf yaptýklarý bir durum olmanýn kertesine inmiþti.
|
|