• İzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
1101
|
|
|
|
Mantıken kolektif oluşumla senin kolektif yatırım ve kolektif garanti (amortisman) verdiğin şeyi zaten sen yapıyorsun demektir. Nitekim de öyledir. Zaten birinci, ikinci boğaz köprüsünü sen, yani kolektif güç yapmıştır. Tüm bu cin fikirler sömürmenin maskesidir. Köprüde para ile geçme de hikayedir. Efendim yolu kullanan parasını versin? Tüm bu söylemler sömürü mantığına hizmet olan bilgi ve bilinç karatmalarıdır. Yani kolektif senin yatırımcın, iş adamın, donanım ortaya koyucun vs.dir.
|
|
1102
|
|
|
|
İnsan miladi 1789 yılına gelene kadar bir daha insan olamayacaktı. İnsan, El ile birlikte; inşacı ve sentezci olan toplumsa kolektifin gücünü El’e kaptırmıştı. El’e kaptırılanla; insan olma özgürlüğünü de yitirmişti.
|
|
1103
|
|
|
|
Aynı şekilde güvenlikçi de ağaç bakımına ayıracağı zamanı, çocuk bakımına ayıracağı zamanı bakıcı ve meyve üretici sayesinde güvenlik işlerine ayırır. Ha keza çocuk bakıcısı da aynı gerekçelerle kolektif belirlenir. Yani ağaca bakım işinde bir kolektiflik vardır. Korunmada bir kolektiflik vardır. Yavru bakımında istesek te istemesek te bir kolektif katkı ve sinerji vardır.
|
|
1104
|
|
|
|
Bir girişme içinde, firen etkili enerj dönüşüm biçimlerinden birisi de yine sürece dıştan bir etki olan EMK'dır. |
|
1105
|
|
|
|
İki deniz dil oluyordu, kıstak oluyordu, engel (berzah) oluyordu. Yasak oluyordu. Görünmez perde oluyordu. Hele de en uçuğu; tuzlu, tatlı sular yorumunu şuur-bilinç-beden sayanlar, hızını alamamakla bunları orijin benlik sayıyordu. Daha tanımlamanın hayvan diye belirtilmediği dönemde, kendisini hayvana göre tanımlamanın anlatımı olmayan dönemde, “insani mana; tuzlu suyu kendisini hayvani hayvani beden sayan, “hicri mahcur” ile zıtlık, düşmanlık vs. saymakla bir yandan yorum yapan izah; cehalet karşında cehaleti bir hayranlık olmakla birlikte; gerçek tarihi bilgi karşısında bir akıl tutulması olmaktadır.
|
|
1106
|
|
|
|
Osmanlının yakasını kaptırdığı egemenlik, galata bankerleri de denen para sahipliği; buydu. Egemenlikte buydu. Osmanlı borç batağı altında siyaseten kontrol ediliyordu. Günümüzdeki Sarraf hikayesi bununla bire bir benzeşir gibidir.
|
|
1107
|
|
|
|
Teslimiyetçi bir algısı, bir eylemi ve bir düşünmesi olmayan insanın; pençe ile kaçıp kurtulma mücadelesi arasına "ne yapayım bu benim kaderim. Kaderime razı olmalıyım" reçeteli, virüslü teslimiyet düşünmesini kim ve ne zaman kişi aklına sokmuştu?
|
|
1108
|
|
|
|
Mal mülk iyelikle olan süreç giderek Mamon da denen birincilerin "biz" demeleri içinde istemedikleri kadarı malın mülkün zimmetiyle, himmet etmeleri vardır. İyelikle olan süreç oturmaya başladıkça himmet etme işi zenginlikle, fakirlik arasında gözü açık oluşun ikamesi olacaktı.
|
|
1109
|
|
|
|
El kolektif sistem içine meşru olamadığı için Elohim gibi Adl veya adaletli, acıyan, merhamet eden, lütfeden vs. olmuştur. İlahın acıyacağı, merhamet edeceği, adaletli olacağı, lütuf edeceği durumlar söz konusu değildir. Ya da El’in Adl. olduğu konular, ilahın konusu olmamakla zaten farkında olunmayan adaleti bir durumdurlar.
|
|
1110
|
|
|
|
Geçmiş birkaç bin yıldan beri gelen gerçeklik içinde mülkün sahibi olan, söz söyleyen ve iradesi olan kolektif bir yapı vardı. Kolektif yapı sahipliği karşısında; kolektif sahipliğin doğru söylemi karşısında El doğru sözlü olamıyordu. |
|
1111
|
|
|
|
bulutlar beyaz
bakmamak olmaz
kirazlar kıpkırmızı... |
|
1112
|
|
|
|
Köleci sistem iman sorunu yaşıyordu. Mülkü olmayanlar, yoksulluklar, sefaletler mülkün tasallutu olan imanı yadsıyorlardı. Köleci iman ve köleci tevhit köleci iman üzerinde ittifakı amaçlamakla köleci sistemin getirdiği tevhit ön ittifakın tevhidi gibi değildi.
|
|
1113
|
|
|
|
Süreç kendi niş alanlı boşluk devinmelerini ortaya koyuyordu. El bu tür lümpenlere; El adamları, El'in dostları diyordu. Bunlar rahip olmakla; El'in, din adamlarıydı.
|
|
1114
|
|
|
|
İnsan olmak bir ayrıcalık mıydı, bir üstünlük mü? İnsan eşrefi mahluk mu? İnsan nerden geliyordu?
Yoksa insan tarihselliği olan bir sosyo toplumsa kültür müydü? |
|
1115
|
|
|
|
Karanlıktaki gelişmeler patlayışla, aydınlığı verir. Aydınlıkta nicelim veren kimi olayları ana babaların gece buluşması türünden, karanlığa gizlenirler. Bu nedenle karanlıkta görülemeyen şeyler, aydınlıkta da aranabilir. |
|
1116
|
|
|
|
Siyasetçilere bu haksızlıkları sorarsak, aynen lümpen propagandistlerin; “inancın özünde bu yoktur. Bu inancın (ihalenin) içine sonradan sokulmuş olan bir bidattir (fesattır) ” dedikleri gibi demezler mi? Bilmesinler ilik oyunu oynadıkları gibi siyasetçiler de aynı kripto transkripsiyon taktikleriyle; “ böyle bir kayırma; böyle bir şey olmaz” demezler mi? “Bak anayasamız ne diyor; her kes yasalar karşında hür ve eşittir” demezler mi? Bu süreç aynı plânın gelişen düzlem içinde her düzlemle uygulanışıydı.
|
|
1117
|
|
|
|
Ama kendi kolektif çevrimli ve düzenli süreçlerinizin; sosyo toplum gibi yalıtımlı durumları içinde iyi-kötü bir seleksiyon olarak çalışır. Sosyo toplumsal yapı çekirdeği korunan kişi bene göre olduğu için yapı ben merkezlidir. Sosyo toplumlar da davranışlar çekirdeğe doğru gittikçe sınırlanır ve çekirdeğe göre olur. Çekirdekten uzaklaştıkça genelleşir çekirdeğe göre olmayan tutumlarla bile var olmak zorundadır.
|
|
1118
|
|
|
|
Zekâya dek ruhsal evrimi, bencillik oluş düzlemi dışında; sosyal ve toplumsal evrimin diyalektiği içinde olmasını göremeyen söyleşiler zekayı birden bire patlama olarak görüler.
Zekâ olan yerde mutlaka sosyo toplumsa evrim yanyana ve bağıntılıdır. Mana anlaması sosyo toplumsa oluşun zeka tetiklemesi olmakla beraber, her bir sosyo toplumsa oluşma da zekayı belirler. Bir diğeriyle at başı olabilir. |
|
1119
|
|
|
|
Beklentiyi oluşan kişiyi (İbrahim-i-Nemrut-u) beklentinin kendisi gibi görüyorlardı. El gibi sanallık izafesi, Firavun gibi Yakup gibi somutluğa dönüp; beklenti, beklentiyi müjdeleyenle, beklentiyi mesaj kılanla somutun kendisine izafe oluyordu |
|
1120
|
|
|
|
Unutmayın ki kolektifi kolektif yapan sanat yapan temel üretim hareketi olmadan, sanatın ve hizmetin düşüncesini varlığını bile ortaya koyamazsınız. Snop ve küçük dağları ben yaratım diyenler. Kendisini “sanat” diye, her şeyin üzerinde gören banal, yozluklar. Bir iyi düşünmeli! Bu nedenle üreten hizmet hareketi dışındakiler; ancak ve ancak sosyo toplumsa güçle ortaya konan sair hizmetler; temel hizmetlere bağıtlanır. Ve böylece temel hizmetler gibi görülen uygarlaşma olurlar.
|
|