• ÝzEdebiyat > Bilimsel > Felsefe |
1121
|
|
|
|
Kendi yalýtýmlý ortamý içinde bencil olmakla korunan yasayý kiþiler kendi özlerinde tutarlar. Bununla beraber yine bunlarýn (birincil ve ikincil manalar modülesi); deðiþme, dönüþme mesajý olurlar. Pirimer ve sekonder olan manalar birlikte gidenle, farklý olan olmakla; evrensel sürece katýlýrlar.
|
|
1122
|
|
|
|
Deðilse Ne El, ne Rab doðru olmanýn kendisi deðildi. Sömürü gibi doðru olmayan bir yol içindeydi. Doðru olmayan yol üzerinde gidiyordu. Gidiþi rahat kýlmak için biraz doðru uca yönelen belirimler veriyordu.
|
|
1123
|
|
|
|
El kendisini; totemi mana düþüncesi içinde ve ilahi mana düþüncesi içindeki ortaklýðýn üzerine olan bir etki mana anlayýþý kýldý. Bu mana anlayýþý kiþiyi kendisine ve sosyo toplumuna yabancýlaþtýrmaydý.
|
|
1124
|
|
|
|
Yine siz salt kendi hayatýnýzý hayat saymanýz yanýlsamasýndan ötürü, sizinle oldurulan; bir denen süre durum içinde bir dediðiniz anda, doðum ve ölümler birbirini kontrol eden; birlikte beliren; birbirini destekleyen; kaynak kýtlýðý gibi nedenle birbirini frenleyen süreklilikle, her zaman olan süreçler deðildirler öyle mi? |
|
1125
|
|
|
|
Zekâya dek ruhsal evrimi, bencillik oluþ düzlemi dýþýnda; sosyal ve toplumsal evrimin diyalektiði içinde olmasýný göremeyen söyleþiler zekayý birden bire patlama olarak görüler.
Zekâ olan yerde mutlaka sosyo toplumsa evrim yanyana ve baðýntýlýdýr. Mana anlamasý sosyo toplumsa oluþun zeka tetiklemesi olmakla beraber, her bir sosyo toplumsa oluþma da zekayý belirler. Bir diðeriyle at baþý olabilir. |
|
1126
|
|
|
|
Ayþe’nin dua eylemi biterken, Zeynep’in duasý çoktan bitmiþti. Ama bu kez de Yasemin’in duasý henüz baþlamýþtýr. Ve dahi sýrada Gülcanlarýn duasýyla, dua etme süreci bu kesikli tek tek durumlarýn kendi tekrarý olan akýþlarýyla sürekliliktirler. Siz kesikli durumunuzla bir an hastasýnýzdýr ya da dua ediyorsunuzdur. Oysa hastaneye gittiðinizde hastalýk ve hasta hizmeti sürekli olukla bir akýþ içinde, devamlýlýk arz eder. Dua beyhudedir. Çünkü dua ne üretimin ne çalýþmanýn ne sahipliðin iliþkin nedeni deðildir. Ama böyle sandýrýlýr.
|
|
1127
|
|
|
|
Geçmiþ birkaç bin yýldan beri gelen gerçeklik içinde mülkün sahibi olan, söz söyleyen ve iradesi olan kolektif bir yapý vardý. Kolektif yapý sahipliði karþýsýnda; kolektif sahipliðin doðru söylemi karþýsýnda El doðru sözlü olamýyordu. |
|
1128
|
|
|
|
El kendisinin ortaya çýkmasýndan epey bir sonra; yeryüzü sahibi olmasý sýrasýnda hatýrlamakla; insan demeyi ara sýra anacaktý. Ýnsaný ön ittifaklý dönemdeki anlama benzerlikle kullanacaktý. Sanki insanýn emek gücüne; bu benim diyen kendisi deðilmiþ gibi insaný nankör oluþla itham edip suçlayýcý olacaktý.
|
|
1129
|
|
|
|
Bu nedenle yunan düþünce dünyasý olan klasik felsefe Arapçaya çevrilip Arap coðrafyalý tevhit içinde muazzam bir düþünce patlamalarýna neden oldu. Karþýsýna da bir fikir özgürlüðü sanýlan, günümüzün ikinci cumhuriyetçileri gibi Gazali yobazlýðý dikildi. Gazali bir sürecin zirvesidir. Hasan Sabbah ta öyle.
|
|
1130
|
|
|
|
Tarihe inaçlar doðrultusunda mý bakýyorsunuz? Yoksa kimi bilebildiðimiz baðýntýlarýn kesikli sürekliliði içinde mi bakýyorsunuz? |
|
1131
|
|
|
|
Elde bir; sizin bütünden yaptýðýnýz seleksiyondu nedenle sizi, bütünün duyuþ sal yükünden kurtarýyor ve bütüne karþý sizlerle sizin kendi dünyanýz içinde olabiliyordu. Ama yine de geride ve dýþýnýzda kalan dokuzun; kendi içinizde olan parçalardan kaynaklý menfi groteski yansýmasýndan kurtulamýyordunuz.
|
|
1132
|
|
|
|
Otsuz yeri sürüye yasaklamak ta çobanýn (El’in) bir baþka iradesi olur çýkardý! Bu her iki tasarruf üzerinde El ya da çoban iradesi alan eðimine uygun olurdu. Akýþa uygun olanlarý söylemekle El ve çoban kendi iradelerine uygun olaný söylemiþ olurlardý.
|
|
1133
|
|
|
|
Din denilen bu El’ler biati olan sentezin her biri aslýnda oligarþi yapýlý bu din içinde farklý mantýðýn ve düþünce tarzýnýn da bakýþ açýsýydý. Bu her biri baþka baþak El'e biatle salýným veren anlayýþýndan fýþkýran her biri farklý olan bakýþ açýsý; geleceðin din yorum farký ve mezhepleriydi.
|
|
1134
|
|
|
|
Genel ve özel baðýntýlý düþünmeyi bilmeyen ya da görece olaný iliþkinlikleriyle yansýtamayan, bütüncül oluþtan kopuk düþünceler; günümüzde tek yanlý düþünce olmaktan öte gidemezler. |
|
1135
|
|
|
|
MS. 7. yüz yýl Arap yarýmadasý iç sosyo-toplumsa habitat (fauna) alaný içinde; egemence sýnýfýn sosyal yaþantýlýmlý öznelce kullanýmlarý, dýþ ticari temaslar etkili oluþla; toplumsal yaþama göre öndeydi. |
|
1136
|
|
|
|
Ýlk atalar deðil hurma; her tür fazla yiyecek ifsadýndan ölüyordular. Aksine hurma olan ortamda hurma yiye yiye hurma sindirici süreçleri ve enzimlerini geliþtirmekle; bunlar bir birine göre tanýmlar ve birbirine dönüþen zorunlu var oluþlarýn tanýmlarýydý. Yokuþunu oluþturan alanýn iniþini oluþturmasý gibi zýtlarýn varlýðý ve birliðiydiler.
|
|
1137
|
|
|
|
Þimdi insanýn nasýl köle olduðunun cevabýný verelim. El’in “rýzký ben takdir ettim. Takdirde kiminize bol bol pay vardýr. Kiminize paydan hiç kýsmet yoktur” demiþti. Böyle demekle kýsmetsizleri kýsmeti olanlara köle eden kendisi deðilmiþ gibi kendindeki suçu bir baþka yere transfer edip sýçratýyordu.
|
|
1138
|
|
|
|
Ve teslimiyetçi reçetenin iþe yaramadýðý bu avcý toplayýcý ve totem dönem sonuna kadar olan dönem içinde bu tarz virüslerin yaþama ve bulaþma þanslarýnýn da hiç olmayacaðý pek bir açýktýr.
|
|
1139
|
|
|
|
Genelde bir hayat türü çalýþma, üretmeyi köleleþtiren asalak olmak dýþýnda, kendi kendisinin asalaðý olmamaktadýr. Bir hayat olan insan da kendi yeteneði kadar payla toplumun kendisi ve toplumun inþacýsýdýr. Ýnsan, insan olmanýn tarih bilinciyle, inþa bilinciyle asalak olabilse de ahlaken (mana en) toplumun asalaðý olmamalýdýr.
|
|
1140
|
|