• İzEdebiyat > Deneme > Gülmece (Mizah) |
161
|
|
|
|
Bir de anlamadığım şu var ki bence de çok anlamsız. Bu elmalar neden hep masalların sonunda düşüyor. Masala başlarken düşür şunu da insanlar bayram etsin, hem de bol bol elma yesinler... Fazla elma göz çıkartmaz...
Isaac Newton’un kafasına bir elma düşmüş yer çekimi denen olayı bulmuş Newton biladerimiz. Bu üç elma düşmüşte bir yerlere, acaba kim ne bulmuş? Bunu da ivedilikle incelememiz ve sonuca vardırmamız lazım... |
|
162
|
|
|
|
Ayvanın en güzel özelliklerinden birisi kan basıncını düşürerek tansiyon riskini azaltması... Sanırım günümüzde tansiyon hastalarının sayısı hiç de azımsanacak gibi değil... Kalp ve damar sağlığına da faydası çok büyük... Sindirimi kolaylaştırması da kabızlık derdinden sıkıntısı olanlar için büyük bir nimet demek... |
|
163
|
|
|
|
Bu yazımın siyasi mizahla ilgili önemli bir çalışma olduğuna inanıyorum...Tabi ki takdir konuyla ilgili uzmanların ve sevgili okurlarımızın... Bakalım hayırlısı |
|
164
|
|
|
|
“Bilge nereye gittiğini görür, ama akılsız karanlıkta yürür. Ancak, ikisi de aynı yazgıyı paylaşır. Akılsızın başına gelen, benim başıma da gelecek dedim. Öyleyse bilgelikten kazancım ne? Çünkü akılsız gibi, bilge de bir süre sonra anımsanmaz, gelecekte ikisi de unutulur. Bu yüzden yüreğime dedim: Bu da tamamen anlamsız. Nitekim bilge de akılsız gibi eninde sonunda ölmek zorunda. Bundan dolayı yaşamdan nefret ettim. Çünkü güneş altında yapılan bu iş bana acı veriyordu. Boşların boşu her şey boş ve her şey rüzgarı yakalamaya kalkışmakmış” ( Ecclesiasticus 2: 13-17)
|
|
165
|
|
|
|
Bu demokrasi denen meret de öyle nazlıdır ki gelsem nasıl olur, gelmesem nasıl olur, diye durmadan düşünür durur. Sam Amca ve yeğenleri bir ülkeye demokrasi getirmeyi kafalarına koymuşsa uğraşır dururlar o ülkeyle... O ülke de herkesin özgürlüğü vardır artık bundan sonra. Nasıl bir özgürlük demeyin? Bu özgürlük onların hamburgercilerinden yemek yeme özgürlüğü onların sinema filmlerini seyretme özgürlüğü, onların arabalarına binme özgürlüğü, daha da neler neler. |
|
166
|
|
|
|
Bin sekiz yüzlü yılların başında ilk tren dünya üzerindeki faaliyetlerine başlıyor Richard Trevithick adlı maden mühendisi bu işi başarıyor, daha sonra da ’’George Stephenson ileride ‘Demiryollarının Babası’ olarak anılmasını sağlayacak olan ilk buharlı lokomotif olan ‘Rocket’i tasarlamıştır. Rocket 1829 yılında Liverpool-Manchester hattında 24km hıza ulaşabilmiştir.’’ |
|
167
|
|
|
|
Güzel Türkçemizde böyle bir zarf var, bazı yerlere cuk oturuyor. Anlamını yukarıda verdik. Benimde gözlemlediğim, ülkemizde zırt pırt yapılan şeyler aklıma takıldı paylaşalım... |
|
168
|
|
|
|
Piyasa, gel bakalım hele yanımıza uzat kolunu nabzına bakacağız kız... Hay Allah nabız atmıyor mu ne? Sanki durmuş gibi piyasaların nabzı... Azıcık narkoz mu versek ya da kalp masajı mı yapsak? Oy oy oy oy oy! Vay benim dertli başım, vaaaaay benim kaygusuz aşım! Ne oldu piyasalara böyle neler olduuuuu! Lelelelelelelelelelelelelelelelelel!
|
|
169
|
|
|
|
Duyarlı bir ninenin günlüğü.(Mudurnu ağzıyla yazılmıştır.) |
|
170
|
|
|
|
'Tüm ülke nasıl da okuyor.' diye düşündü. Ne kadar mutluydu anlatamıyordu. Sonra her şey anlaşılınca hevesi kursağında kalmıştı. |
|
171
|
|
|
|
Duyarlı Fatma Nine. (Mudurnu ağzıyla yazılmıştır.) |
|
172
|
|
|
|
Öpüşürken mutlaka karşınızdaki insanın sağ ya da soluna yanaşırken onun da sizin yanaştığınız tarafa yanaşması çarpışmaları önleyecektir... Takıntı yapmayın önce sağ yanağından ya da önce sol yanağından öperim diye... |
|
173
|
|
|
|
Türkiye Hristiyan bir devlet olsaydı ve Türklerin %99u Hristiyan olsaydı acaba ne olurdu? Hiç düşündünüz mü? Bi düşünün bakalım... O zaman belki titremez ve kendimize dönmezdik... :) |
|
174
|
|
175
|
|
|
|
Ankara Emniyet Müdürlüğü dört günlük sokağa çıkma yasağının son günü olan pazar günü, Mamak'da ki bir parkta uzun eşek oynayan delikanlıları yakalamış ve de toplam 31.500 Türk Lirası para cezası kesmiş... Şimdi, bu uzun eşekler ki babalarını tanımıyoruz, eminim ki iyi adamlardır babaları, tabi ki bu para cezalarını babalarına ödetecekler ve bazısı da eşek sudan gelinceye kadar sopa yiyecek... Yazık, gerçekten çok yazık... |
|
176
|
|
|
|
İnsanlar zevk için, şevkle kayıyorlar. Bir de dillere pelesenk olmuş sinek kaydı, diyorlar. Bir türlü anlamıyorum ya da onlar anlatamıyorlar. Bu sinekler kayak ya da kızak kaymayı öğrenmişte bizim mi haberimiz yok? Buz pateni mi yapıyorlar? Hadi kaydı kaydı da niye hiç kimseler göremiyor bu ineklik yapan sinekleri kayarken? |
|
177
|
|
|
|
İyi iyi, o zaman marjinal yaşıyorsunuz demek ki? ''Hem de ne marjinal abi, ne marjinal, bizim kadar marjinal i de yoktur billahi, buralarda.'' Marjinal yaşamayıp da ne yapsınlar? Öyle her yerde, her ortamda da marjinal olunmuyor arkadaşlar değil mi? Hayır sen marjinal oldun oldun, başkalarına niye bulaştırıyorsun kardeşim marjinalliğini? |
|
178
|
|
|
|
Konu önemli, ben aşı yaparken de mutlaka yanımda Esra Enjektör adlı hemşirenin de bulunması şarttır. O olmadan ben kesinlikle aşı yapamıyorum, aşıya ve kola konsantre olamıyorum... Sade o da değil bir de İdris İğneucu adlı erkek hastabakıcımızın da yanımda olması lazım... Esra Enjektör ve İdris İğneucu'da en az benim kadar iyidirler... |
|
179
|
|
|
|
Tarihteki pek çok konuya açıklık getiren ya da tarihte farkedemediğimiz noktaları düşünmemizi sağlayan yazı ve kitaplar genelde en çok okunanlar listesinde yer alıyor. Yenemediğimiz merak duygumuzdan olsa gerek bu tür konulara olan ilgimiz bilemiyorum. Ama zaman zaman ya bir dost sohbetinde ya da bir düşünme anında benimde aklıma takılır böyle konular.
|
|
180
|
|