]
Ormanda koca ayı,
Elevermiş yakayı.
Tutmuş onu ejderha,
Yutacakmış az daha!
Feryadını ayının
Duyunca bir adamın,
Merhameti kabarmış;
Gidip onu kurtarmış.
Ayı onu dost bilmiş.
Hep peşinde gezermiş.
Bunu görmüş bir bilgin,
Yiğide demiş ilkin:
— Unutma, o bir ayı!
Bilmez gerçek, şakayı.
Ahmağın arkadaşlığı,
İnsana yakınlığı,
Beterdir düşmanlıktan;
Hiç çıkarma aklından...
Adam demiş: — Çekil be!
Hele bakın sebebe!..
Kıskançlıktan söylersin,
Bana haset edersin.
Git gözüme görünme,
Dayak diye sürünme!
Bilge ısrar edince
Yiğit daha delice,
Çok kızmış, öfkelenmiş.
Bilgeye şöyle demiş:
— Bana bak hey boşboğaz!
Uyuyacağım biraz.
Defol, çabuk uzaklaş!
O bana dost, arkadaş.
Güvenli bir koruma,
Dil uzatma dostuma.
Ben uyurum, o bekler.
Eş olamaz köpekler.
Öyle vefalı, sadık
Bana yapar babalık...
Bilge demiş: — Gönülden,
Bir dost edin yeniden.
Ayıyı bırak gitsin,
İnsanlığı ne bilsin?
Gönül sahibi dostun,
Akıllı koruyucunun,
Gölgesinde uyusan;
Şu hayvanı bıraksan...
Bilgeyi dinlememiş,
Geleceği görmemiş.
“Nefse tuzak kötü zan…”
Demiş : — Haydi şuradan!
Bir yerini kırmadan,
Git diyorum yanımdan.
İstemem boşboğazlık,
Defol dedim babalık!
Yetti artık bu kadar,
Yatacağım, uykum var.
Bilge hemen ayrılmış.
Adam gölgeye yatmış.
Ayı bekler başında,
O, tatlı uykusunda.
Bir sinek peyda olmuş,
Gelip yüzüne konmuş.
Ayı hep kovalarmış,
Sinek konup kalkarmış...
Kovup baş edememiş,
Ayı çok sinirlenmiş.
Çözmek için sorunu,
Kullanacak zorunu!
Yerden koca bir kaya,
Kapmış tıslaya tıslaya.
Çelebinin yanına,
Gelince suratına,
Bakmış sinek duruyor;
Ayı homurdanıyor.
Boyu kadar kaldırmış.
Hedef alıp fırlatmış.
Sinekle efendisi,
Ölüp gitmiş ikisi!
Sevgisi ayıların,
Benzeri aptalların.
Ayıdan dostu olan,
İbret alsın kıssadan.
Ahmet KARAASLAN