"Yazmak, bir hayaleti kovalamak gibidir; yakaladığında ya o kaybolur ya da sen." – Neil Gaiman (kurgusal)"

Ayrılığın yaktığı sessiz yangın

yazı resim

Bugün seni Sivas’a uğurlarken, içimde tarifsiz bir ağırlık çöreklendi. Oysa senin gidişin bana yabancı değildi. Çoktan ayrılmıştın benden, sessiz ama derinden. Her vedanın ardından biraz daha eksildim. Annem, babam, dostlarım… Ve şimdi sen. İnsan, sevdiklerinin gidişiyle yalnızca onları değil, kendisinden bir parçayı da kaybediyor.

Meğer ayrılık sadece kalpte değil, bakışlarda da iz bırakırmış. Bir gün, sevdiğin ardına bakmadan gittiğinde, geriye sadece boşluk kalmaz; onunla birlikte ruhunun da bir parçası gidermiş. İçinde başlayan savaşın kazananı olmaz. Bir yanda anılar, bir yanda özlemin kavurucu ateşi… İnsan kendi içine kapanır, geçmişe açılan kapıları zorla aralar ama hiçbir hatıra o yangını söndüremez.

Geceleri, zamanın gerisine yürümek ister insan. Adımlarını çocukluğuna, gençliğine, en mutlu günlerine atmaya çabalar. Ama nereye dönse karşısında eksiklik belirir. Annemin gidişiyle başlamıştı aslında bu dipsiz boşluk. Geçmişin izlerini taşımak, bazen insanın omuzlarına en ağır yük olur. Mutluluk kırıntıları, bugünün acısında bir matem gibi yankılanır.

Ve anladım ki; bir insan sevdiğinin gidişiyle yalnızca kalbini değil, bütün zamanlarını da kaybediyor.

Yorumlar

Başa Dön