Şehirlerin birinde,
İşlek cadde üstünde,
Büyük bir dükkân varmış.
Onda bal satılırmış.
İlk zaman müşteriler,
Her gün bura gelirler,
Alış veriş yaparmış,
Petek petek alırmış.
Gittikçe azalmışlar,
Hiç uğramaz olmuşlar.
Yan dükkân biberciymiş,
Adam çok sevimliymiş.
Ora dolup taşarmış,
Balcı Dayı şaşarmış:
“Ben tatlı satıyorum,
Hep sinek avlıyorum.
Komşum biber satıyor,
Dükkân dolup taşıyor!
Bunun hikmeti nedir,
Yanlışım nerededir?..”
Diye düşünüp durmuş.
Bir gün komşuya sormuş.
Komşu demiş: — Dayı bak,
Esnafta güzel ahlâk,
Doğruluk ve sadakat,
İçten olmalı fakat
Güler yüz de gerekli.
Esnaf bunu bilmeli…
Dükkânın ter temizdir,
Balların çok iyidir,
Doğrusun, samimisin
Güler yüzlü değilsin!
Müşteriyle konuşsan,
Hatırlarını sorsan,
Muhabbetle söyleşsen,
Bir de böyle denesen.
Yüzün turşu satıyor,
Müşteriler kaçıyor.
Noksanın budur senin,
Derhal değişmelisin…
Artık o günden beri
Dükkâna gelse biri,
Hâl hatır soruyormuş.
Konuşup gülüyormuş.
Müşterisi çoğalmış,
Dükkânı dolup taşmış.
Ahmet KARAASLAN
02/12/2002 – TALAS