Bilirim...

İnsanlar bilirim... / Hayatın yüzeyine / Tükenmiş kalem gibi / Sadece sürtünmeyi / Yaşamak diye bilen / Gerçeğin temelini / Yalanlarla bezeyip / Hayat oyundur diye / İnsanları satrançta / Bir taş gibi Kullanan / Tutunduğu dalları / Ö

yazı resim

Gözler bilirim...
Baktı mı yürek yakan
Cümlelere sığmayan
Hiç kural tanımayan
Ta yüreğinden coşup
Gözbebeğine koşan
Hafif neme bulaşıp
Gözlerde manalaşan
Duyguların dilbazı
Derin gözler bilirim...

Sözler bilirim...
Dil’e dilden ulaşıp
Yılanı zora sokan
Sürgülü kapıları
Tüm gücüyle zorlayan
Girdiği her diyarda
Kabalığı horlayan
Elpençe divan edip
Kendine bende kılan
Taştan pınar çıkaran
Asayı musa gibi
Sırlı sözler bilirim...

Bir de sözler bilirim...
Sımsıcak ülfetleri
Buzdağına döndüren
Yanan meşk ateşini
Birden bire söndüren
Tüm ehli ukelayı
Hayretlere düşüren
Hesapsızca söylenen
Yanlış sözler bilirim...

Yollar bilirim...
Hoyratça adımlarla
Bıkmadan adımlanan
Ve kaldırım taşları
Hepsi bir bir sayılan
Ve sokaklar ki bilmem
Kaç defa dolanılan!
Dibindeki banklarda
Vakitsiz oturarak
Yığınla elemlerin
Dalına asıldığı
Dert ortağıymış gibi
Sırtların yaslandığı
Ağaçlarda bilirim...

İnsanlar bilirim...
Hayatın yüzeyine
Tükenmiş kalem gibi
Sadece sürtünmeyi
Yaşamak diye bilen
Gerçeğin temelini
Yalanlarla bezeyip
Hayat oyundur diye
İnsanları satrançta
Bir taş gibi Kullanan
Tutunduğu dalları
Öz eliyle budayan
Yanlış hesap kurbanı
İnsanları bilirim
Birde
Bunlara kurban olan
Kurbanlar bilirim...

Ve yine insanlar bilirim...
Muhabbetlerin altında
Pestil gibi ezilmiş
Yüreciğinin üstüne
Basıp basıp geçilmiş
İnsafsızca duygularla
Ruhundan kan emilmiş
Ulu bir çınar misali
İçini kurtlar kemirmiş
Semiren kurtalara değil
Yine kemitene kızmış
Kaderden ötesi yoktur
Deyip demirtene sızmış
İnsanlarda bilirim...

Vakitler bilirim...
Güneş dürülüp
Kainat siyaha büründ! üğünde
Her şey çekilip
İsyanın ağları örüldüğünde
Şeytanla dans edilen
Vakitleri bilirim...

Ve yine vakitler bilirim...
Melekliğe denk
Seccadelerin alınlardan
Uzun uzun öptüğü
Rahmetin günahları
Bir kar gibi örttüğü
Şeytanları çatlatan
Vakitlerde bilirim...

Uykular bilirim uyunamayan
Uyunduğu zaman uyanılmayan
Birde rüyalar ki yorumlanmayan
Aynen zuhur eden sadık rüyalar...

Yürekler bilirim...
Her gün binlerce kerre
Ahlar ile dağlanan
Bilmem ki kaç sebepten
Sürekli kan ağlayan
Envar’a ma’kesliği
Yitirmekten korkarak
Haktan gayrı ne varsa
Onu musıbet sayan
Hakkın olduğu yerde
Hak adına çarparak
Hakk adına bi hakkın
Hakka secdeye varan
Yürekleri bilirim...

Bilirim arkadaş çok şey bilirim
Her şeyi nasılda diyebilirim
Denmeyeni neyle silebilirim
Rabbime ne ile gidebilirim...

Yazlar kışlar söz ve sazlar
Ne işveli! cilvenazlar
Görmüş biri söylüyördu
“aman gözüm dikkatli ol
dünyadan ukbaya varan
epeyce keskin ayrılan
son sapağı kaçırma sen”
Ve bir adres ekliyordu
“nedamet bulvarı
tevbe kavşağı
sonra
yol bayır aşağı”.....

]

Başa Dön