"Yazarlık, kendini ifade etmek değil; başkalarının kafasını karıştırmak için kutsal bir bahane bulmaktır." – Umberto Eco"

Doğru Bir Tebliğin İlkeleri ve Uygulama Rehberi

İslam'ı tebliğ etmek, hidayete vesile olan ulvi bir görevdir. Bu yazı, tebliğ sorumluluğunu yerine getirirken gözetilmesi gereken temel ilkeleri açıklıyor. Allah rızasını gözetmek, karşılık beklememek ve sadece bir vesile olduğunu unutmamak gibi prensipler, İslam'ın doğru şekilde anlatılmasında hayati öneme sahiptir. Samimi bir tebliğ, Kur'an ayetleri ışığında nasıl yapılmalıdır?

yazı resim

İslam dininin insanlara en doğru şekilde tebliğ edilmesi, imanların kurtuluşuna vesile olacak hayati bir sorumluluktur. Ancak bu sorumluluk, belirli prensipler ve ahlaki ölçüler çerçevesinde yerine getirilmelidir. Tebliğ görevini üstlenen bir kişinin izlemesi gereken temel ilkeler şunlardır:

  1. Allah Rızası Gözetmek
    Tebliğ, yalnızca Allah’ın rızasını kazanma amacıyla yapılmalıdır. Maddi ya da manevi bir karşılık beklemek, tebliğin samimiyetine gölge düşürür. Allah’ın kelamı, bunu açıkça vurgular:
    "Sizden bir karşılık istemeyenlere uyun. Onlar doğru yolda olanlardır." (Yâsin Sûresi 21)
  2. Ümitvar Olmak ve Vesile Olduğunu Unutmamak
    Tebliğ eden kişi, Allah’tan ümidini asla kesmemeli ve hidayetin yalnızca Allah’ın kudretinde olduğunu unutmamalıdır. İnsanlara rehberlik etmekteki rolünün bir vesile olmaktan öteye gitmediğini bilmelidir.
    "Allah'ın rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kâfir kavimden başkası Allah'ın rahmetinden umut kesmez." (Yusuf Sûresi 87)
    "Ve eğer dileseydik her nefse hidayetini verirdik. Fakat benden söz hak oldu. Cehennemi mutlaka tümüyle cinlerden ve insanlardan dolduracağım." (Secde Sûresi 13)
  3. Allah Yolunda Fedakârlık
    Bir mümin, Allah’ın davası uğruna her şeyini feda edebilme iradesine sahip olmalıdır. Bu fedakârlık, canını ve malını Allah’a adamak şeklinde somutlaşır:
    "Şüphesiz Allah müminlerden canlarını ve mallarını cennet karşılığında satın almıştır." (Tevbe Sûresi 111)
  4. Samimiyet ve Tutarlılık
    Tebliğ eden kişinin inanç, davranış ve sözlerinde içten ve samimi olması gerekir. Söylediğini yapmalı, yaptığıyla söylediği bir olmalıdır. İnsanlar, onun samimiyetinden kuşku duymamalıdır.
    "Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?" (Saf Sûresi 2)
  5. Saygı ve Hoşgörü
    Başkalarının inançlarına saygılı olmak, tebliğde temel bir prensiptir. Ancak bu, kendi inanç ve değerlerinden ödün vermek anlamına gelmez. Eleştiriler karşısında bilgili, sabırlı ve yapıcı bir tavır sergilenmelidir.
    "Dinde zorlama yoktur. Elbette doğruluk sapkınlıktan ayrılmıştır." (Bakara Sûresi 256)
  6. Sabır ve Kararlılık
    Tebliğ eden kişi, karşılaşacağı zorluklar karşısında sabır göstermeli ve hedeflerine ulaşmak için sebat etmelidir. Allah’ın vaadine olan inanç, bu süreçte en güçlü dayanağı olacaktır:
    "Sabret şüphesiz Allah'ın vaadi haktır." (Rum Sûresi 60)
  7. Güler Yüz ve İyi Muamele
    İnsanlarla iletişimde tatlı dilli, güler yüzlü ve anlayışlı olmak tebliğin etkisini artırır. Affetmek ve kötülüğe iyilikle karşılık vermek, İslam’ın ahlak anlayışını yansıtır:
    "Affet. Cahillerden yüz çevir güzel ahlaka uygun olarak emir ver. " (Araf Sûresi 199)
  8. Yazılı ve Görsel İçerik Üretmek
    Tebliğ eden kişi, yazılı eserler ve makaleler aracılığıyla mesajını daha geniş kitlelere ulaştırma gayreti içinde olmalıdır. Bu eserler, bloglar, sosyal ağlar ve dergiler gibi mecralarda paylaşılmalıdır. Yazılı içerikler, kalıcı bir iz bırakmanın etkili yollarından biridir. Gerçek bir tebliğ; samimiyet, fedakârlık, sabır ve saygı ekseninde inşa edilmelidir. Tebliğ eden kişi, bu prensipler doğrultusunda hareket ederek hem Allah’ın rızasını kazanabilir hem de insanlara doğru yolu göstermede başarılı olabilir. Unutulmamalıdır ki, hidayet yalnızca Allah’ın elindedir; kişi ancak bir vesile olabilir.

Yorumlar

Başa Dön