Birlik ve kardeşlik edebiyatı ya da yardımlaşma ve paylaşma hamaseti
İle doludur bizim literatürümüz..
Bütün Kutsallarımız bunlar üzerine yazılan aforizmalarla doludur..
Tarihi kıssalar ve öğütlerin,
Vatan ve millet üzerine verilen retoriklerin,
hamasi nutukların ana fikirleridir bunlar..
Ne zamana kadar?
İktidar ve ganimeti görene kadar..
Orada deniz biter..
Yelkenler indirilir veeee
Hep beraber karaya vururuz..
Birlikin yerini kronik bir muhalefet,
kardeşliğiin yerini egoizm,
paylaşmanın yerini çıkar alır..
Uzlaşı gitmiş,iktidarın sunduğu ganimet
Göz kamaştırmaya başlamıştır..
Zafer sarhoşluğu birden önüne alır götürür bütün hamasetimizi..
İçimizden Abdullab B.Cübeyr veya Ebu Zerr gibiler çıkıp
durun! deseler de Yezid ve Mervan bir ruh kuşatmıştır bizi..
Hakk bizim Egomuzda tecelli etmiştir ve bizim dışımızdakiler
Ezilmeye mahkum Muhaliflerdir..
Machiavellinin ruhu ete kemiğe bürünmüş ve Biz olup görünmüştür..
Ganimet bizim ellerimizde tedavül ettiği müddetçe güzeldir..
İnsanlar bir ram oldukları kadar değerlidir..
Ama İktidarımızın istikrarı ve ganimetlerimiz ya da rantımızın
Kesintisiz devamı için Saray veya köşklerimizde oturup
Hakkaride Zap suyuna
Somada madenci kadavralarına ağıt yakma hamasetini de
İhmal etmemek gerekir..
En azından acılarımız üzerinde uzlaşı kültürüne saygı duymak elzemdir..
Hem bizde uzlaşı ya;
İktidara yürürken ve ganimet peşinde koşarken,
Ya da
Acılar ve ölülerimiz üzerinde olur zaten..
Bu değişmez yazgımızdır..
Bunların dışında hava her zaman gök gürültülü
Ve fırtınalıdır..
Selam verdim rüşvet değildir deyu almadılar..
diyen Fuzuliden günümüze iklim ve klimamız pek değişmedi..
Fizyolojik şartlarımız değişim geçirse de
Sosyal genetiklerimiz orijinalini korudu,
korumaya devam ediyor hamdolsun..
Dün ulus(o)alcı Kemalist,
Milliyetçi muhafazakar,
Sağ liberal,
Dindar muhafazakar,
Kürt milliyetçi..
Ama iktidar koltuğuna oturup ganimeti karşısına alınca..
Hepimiz Tek Renk oluyoruz..
İşte o renkte uzlaşıyoruz sadece..
Uzlaşı kültürümüz denizi,pardon,ganimeti görünceye kadar..
Vesselam..