"“Yazmak, kafenin pahalı kahvesi kadar acı, ama uykusuzluktan çok daha lezzetlidir.” – Franz Kafka"

Gecenin bir yerinde unutulmuş bir şey gibiydim

Bu şiir, sevgilinin yokluğunda hissedilen boşluğu, odadaki eksik sandalyeden başlayarak anlatan, derin bir kayıp hikâyesi...

yazı resim

bir sandalye eksikti odamda,

sen gittin —

ve oturacak yer kalmadı bu hayatın içinde bana.

ayna yerinde duruyordu elbet

ama yansımam eksikti.

kendime bakınca sen çıkıyordun hep karşıma,

bir gözyaşının içinden bakan

yabancı gibi,

biraz tanıdık, biraz sonbahar.

ben seni

saat 03:17’de sevdim galiba,

bir takvimin yaprağını koparamadan yaşarken

senin geçtiğin o kırık kaldırımı

yüzümle ezdim her gece.

üşüdüm.

ama montum yoktu üstümde,

çünkü sevmek,

her zaman biraz eksik giyinmekti seni.

beni terk etmedin aslında,

bir duvarda asılı kalmış son fotoğrafınla

bütün evi terk ettin.

perdeler senden sonra hiç kıpırdamadı rüzgârla,

sadece kendi iç çekişimi duyuyorum artık

bardaklarda —

ki içi boş, ama dolu kederle.

geceyi bitirmeye gücüm yetmedi,

sen sabahı alıp gittin.

şimdi sabahlar hep geç kalıyor bana,

ve ben bir çöp kutusunda unutulmuş

kırmızı bir rujum belki,

bir zamanlar dudağına değmiş

ama şimdi kimsenin hatırlamadığı bir şiir.

Yorumlar

Başa Dön