"“Yazarlık, boş sayfaya tek başına meydan okumaktır; oysa kelimeler savaşta dostunu kolay bulur.” – Franz Kafka"

Sesin kaldı üzerimde…

Bu şiirsel metin, sevgilinin yokluğunda hissedilen derin özlemi anlatıyor. Leyla'nın yokluğunda bile varlığını hissettiren, özlem dolu bir aşk hikâyesi...

yazı resim

Sen gittiğinden beri hava daha erken kararıyor, biliyor musun?

Bir bardak çayı demlememle soğuması bir oluyor artık.

Ve ben hâlâ, senin o incecik sesiyle söylediğin “şekersiz” cümlesinin yerini dolduramadım

herhangi bir kafede.

Sanki her şey, sesin çekilince sessizliğin dibine vurdu.

Eskiden akşamlar seninle başlardı.

Şimdi bir sessizlik var…

İsmini anınca bile bozuluyor.

Ne garip…

İnsan sevdiğini anlatamıyor da, susarak büyütüyor içinde.

Gözlerin kadar büyük bir suskunluk bu.

Kapatıp gittiğin pencerenin aralığından içeri doluyor her gece.

Ah Leyla ah ki bu şehir seni unutmuyor.

Ben her sokakta seni ararken, o her köşede seni saklıyor.

Bir kaldırım taşının ucunda ayağın var,

Bir duvar dibinde ise sırtın…

Kahve bardaklarında dudağın kalmış,

Geceleri yastığa sinmiş saçlarının kokusu…

Senin yokluğun bir şeyin eksikliği değil artık,

Senin yokluğun, büsbütün bir varoluş biçimi bana.

Sana yokluğunda bile dokunabiliyorum.

Çünkü sen, ellerin çekilse de üzerimden,

Bakışlarınla kalmaya yemin etmiş gibisin.

Ve yeminini hiç bozmadın.

Yaz geldi, güz de gelir Nigar Hanım.

Güz her gelişinde seni hatırlatıyor.

Sonbahar bile seni taklit ediyor artık:

Bir yanıyla sarı, bir yanıyla kırgın…

Ve her yaprak döküldüğünde,

Sanki bir hatıran eksiliyor içimden.

Sonra biri rüzgârla savruluyor bana:

“Bir insan bir insana bu kadar mı yakışır?” diye fısıldıyor.

Sen gittin.

Ama ben gitmene razı olmadım.

Bazen insan sevmeyi öğreniyor da,

Vedayı bir türlü öğrenemiyor, biliyor musun?

Sana söyleyemediklerimi anlatıyorum şimdi bu satırlara.

Sesini çağırıyorum.

Gelip gözlerimin kenarına oturuyor.

Sonra ağlıyorum.

Biliyorsun ya,

Ben hep gözyaşlarıyla konuşabildim sana en çok…

Yorumlar

Başa Dön