"Bir yazarın hayatı, kelimelerin sonsuz döngüsünde kaybolmuş bir virgülün trajedisidir." — Terry Pratchett"

Bir Kalbin Yankısı

"Değişimin bile değişken olduğu bir dünyada yaşıyoruz. 'Değişmeyen tek şey değişimdir' sözü kulağa hoş gelse de, gerçek daha derindir. Hayat, sabiteler ve değişkenler arasında ilerler. İslam düşüncesinde "eşyanın hakikatleri sabittir" anlayışı, özün değişmezliğini vurgularken, görünüşlerin değişebileceğini kabul eder. Bu derin felsefi bakış, hayatın çelişkilerini anlamlandırmamıza yardımcı olur."

yazı resim

“Bu hayatta değişmeyen tek şey değişimdir.”
Kulağa hoş gelen bir söz. Çoğu yerde tekrarlandıkça sloganlaşmış. Ama hakikate yaklaşmak için sadece hoş bir söz yetmez! Mevzunun biraz daha derinine bakmak gerekir. Çünkü değişim dediğimiz şey bile, değişkendir.

Bir bakıyorsunuz tarih tekerrür ediyor; bir bakıyorsunuz hiçbir şey eskisi gibi değil. Bazen mevsimler aynı döngüyü sürdürür, bazen o mevsimler bambaşka bir yüzle çıkar karşımıza. İşte mesele tam burada gizli: Hayat sabiteler ile değişkenlik arasında yol alıyor.

**Sabit Hakikatler ve Değişen Yüzler
**
İslam düşüncesinde kabul edilmiş bir hakikat vardır: “Eşyanın hakikatleri sabittir.”
Yani varlığın özü değişmez. İnsan, insan olarak kalır; taş, taş olarak. Ama bunların sureti, görünüşü, zamanı ve hali ise değişir. Buna yine tasavvufi pencereden bakıldığında “cevher” ve “araz” ayrımı denir. Yani “Cevher” sabittir ancak “araz” değişir. Bir insanın gönlü buna en güzel misaldir: Kalbin özü hep aynı kalptir, ama o kalp bazen hüzünle, bazen neşeyle, bazen umutla atar.

**Tasavvufun Penceresi
**
Tasavvuf ehli bu meseleyi iki kavramla açıkladılar biri, “Vâhidiyet” diğeri “Ehadiyet”

Vâhidiyet; bütün varlıkların aynı kaynaktan geldiğini, aynı yasalara bağlı olduğunu gösterir.

Ehadiyet ise her varlığın kendi biricikliğini, kendi farklılığını ortaya koymasıdır. Velhasıl kelam bu yüzden bir yanıyla hepimiz aynıyız. Yani, doğar, yaşar ve ölürüz. Fakat diğer yanıyla hiçbirimiz de birbirine hiçbir zaman benzemeyiz. İşte tarih bu yüzden hem tekerrürdür, hem de tekerrür etmeyen bir yolculuk…

**Değişim mi, Başkalaşım mı?
**
Bugün “değişim” kelimesi çoğu zaman yanlış anlaşılır. Onu “başka bir şeye dönüşmek” gibi algılarız. Oysa kâinatta başkalaşım yoktur; yenilenme vardır. Bahar her sene gelir, ama her gelişinde başka kokular getirir. Öz aynı, yüz farklıdır.

Allah’ın isimleri bize bunu öğretir: El-Bâkî (daima var olan) ile El-Muhavvil (hâlden hâle çeviren). İnsanın hayatında her ikisinin de izi vardır: Bir yanda baki olan sabiteler, öte yanda her gün değişen haller.

**Gençlerin Dünyasına Düşen Işık
**
Çağımızda bu söz — “değişmeyen tek şey değişimdir” — sosyal medya paylaşımlarının, TED konuşmalarının, motivasyon cümlelerinin arka planına yerleşti. Gençler hız çağında yaşıyor; uygulamalar, trendler, gündemler sürekli değişiyor. Ama tüm bu değişimin ortasında değişmeyen şeyler de var: dostluğun özü, adaletin hakikati, sevginin değeri.

Bir gencin kalemiyle yazdığı şarkı sözü değişir, ama yazma ihtiyacı değişmez. Sosyal medyadaki görseller değişir, ama insanın kendini ifade arayışı baki kalır. İşte değişimin değişkenliği burada daha iyi anlaşılır: yüzler değişir, öz aynı kalır.

**Hakikatin Tamamı
**
Öyleyse diyebiliriz ki: “Her şey sabittir” ifadesi kadar “Değişmeyen tek şey değişimdir” sözü de tek başına hakikati taşımıyor.

Hakikat şudur: Sabit özlerin üzerinde değişen haller yaşanıyor. Değişim vardır, ama o bile tekdüze değildir; bazen ileri, bazen geri, bazen de beklenmedik bir yöne akar.

Ve bil ki, insan kalbinin çırpınışı, bazen bir kuşun kanadına benzer: Uçmak ister, ama aynı zamanda geri dönmek için bir dal arar.

Aşk da böyledir işte; bir yandan yakar, bir yandan iyileştirir. Geriye kalan ise ne ayrılıktır ne vuslat; geriye kalan, kalbin kendi yankısıdır…

Yorumlar

Başa Dön